artık çok uzaklardasın ve ben umrunda değilim bile. olsun, utangaç gülüşün, güneş ışığı kırıklarının yüzdüğü gözlerin asla solmasın. hep güzelsin ve öyle kalacaksın. bir de mutlu olmanı dilerim.
söylememeliydim biliyorum. çok utanıyorum. durmuyor içim, seni seviyorum diyorum. canımın istediği, içimin titrediği, bu ilk defa öncesi yok. senin yüzünden anneme sahur yemeğini yalap şap hazırlıyorum. senin yüzünden boyun fıtığı olsam da masanın başında bekliyorum. hep kokulu mesajlar yolla diye bekliyorum.
tanısan sen de beni seveceksin eminim. ama sana mesaj atmaya korkuyorum. girini beğenirken bile "acaba beni farkedecek mi?" diye düşünüyorum. yazdıklarının altına ben de bir şeyler yazıyorum. sırf farkımda ol diye. şimdilik bütün yaptıklarım nafile gibi duruyor. ama şunun şurasında kaç gündür buradayım ki? elbette kendimi farkettireceğim sana. belki ilerde bakıp bakıp güleriz diye; *
zaman zaman hala capcanlı... sanki kalbini kırmamışım, sanki artık uzaklarda değilmişsin gibi. güneşte parlayan saçların, ışıldayan gözlerin, güzel yüzün... ama yanılgı işte, tatlı bir yanılgı sadece, giderek tadını kaybedip acılaşan, ekşileşen, sonra yine aynı tadı hatırlatan...