eski dost yeni arkadaşlarıma yazdığım yazıdır.
hayat ne kadar yıkıcı değil mi, 2 sene aynı evi paylaştığın 6 sene aynı sıralarda oturduğun arkadaşlarınla ayrılık noktasına geliyorsun.
ve inanılmaz olan kimsenin yüzünde üzüntü ifadesi olmaması.
artık yeni günlere umutla bakabiliyorum.
sezen ablamın da dediği gibi. yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekte.
Tüm varlıklara ana hatlarıyla değil, ayrıntılarıyla bakarım. Eşyaların ve insanların.. Derinine inerim.
Çoğunluğa değil azınlığa ilgi duyarım. Genel yargıları değil nadir görülen yargıları tercih ederim. istisnaların çoğunlukta olduğu bir hayatım, karakterim var. (bu yüzden) insanlar (çoğunluğu) benim gibi ayrıntıya ve nadirliğe bakmadıkları, dikkat etmedikleri için, beni doğru anlamda tanıyamazlar. Onlar hep daha olmuş, sürekli olan, şahit oldukları, bildikleri ya da yaşadıkları şeyin varlığına inanırlar çünkü. Bilmedikleri, görmedikleri bir şeyi nasıl anlayabilirler ki? Fakat tanımlarken bildikleri cümleler, bildikleri, gördükleri, yaşadıkları ve gözlemledikleri kadarıyla tanımlamaya kalkarlar beni. Aslında bilmezler ki, beni tanımlamak için bilmeleri gereken, öğrenmeleri gereken yeni hisler, yaşamaları gereken hadiseler, değişik ve çok pencereli bir görüş açısına ihtiyaçları vardır. Ve bilmedikleri, bilemedikleri bir şeyler de olduğunu kabul etmeleri gerekir. Benim içeriğimdeki terimleri öğrenmeliler. Nasıl mı öğrenecekler? Genelde değil, nadir yaptıklarımı inceleyerek. Kısa zamanda hüküm giydirmeye çalışmadan! Bilirsiniz ki genel, sık-sık yapılan şeyler kısa zamanda anlaşılır. Fakat nadir, seyrek olanları anlamak, görmek, hissetmek için uzun bir zamana ihtiyaç vardır.
Evet.. Hala olduğum, hissettiğim, yaşadığım insanın, (benim) kendimin gerçek halini bulabilmiş değilsiniz..
Çalışmamalarınız, önyargılarınız, peşin hükümlülüğünüz, yanlış ve yerinde olmayan empati yaptığınızı sanıp da düştüğünüz büyük yanılgılarınız için yine de teşekkürler.
Yalnız artık benim hakkımda hiçbir fikre sahip olmazsanız daha iyi olacağım. Tutturduğunuz bir-iki kişisel yönümden yola çıkarak çoğu yönümü anladığınızı sanmayı da bırakınız. Beni yeterince boğdunuz. Net olun bana karşı. Yeter ki dürüst olun. Ama patavatsızlığa vurmadan dürüst olun. Net düşüncelerinizi söyleyin. Rahatsız olduğunuz bir şeyler sergiliyorsam da bunu benimle paylaşın. Siz yanlışlarınız söylendiğinde hoşlanmıyorsunuz, moraliniz bozuluyor, kırılıyorsunuz diye kendinizce empati yapıp, iyilik yaptık zannederek, ben de sizin gibi düşünüyormuşum gibi davranmayın. EVET, NET olun! Oynamayın!
Karakterimin, düşüncelerimin çoğu sustuklarımda saklı, söylemediklerimde. Yine söylüyorum. Neden seyrek sergilediğim durumlara bakın, dikkat edin diyorum? Çünkü bu söylemediklerim sadece bazı zamanlar nadir olarak dile geliyorlar.
Lütfen düşüncesizce ya da düşünüp de düşündüğünüzün doğruluğundan çok emin olmayın..
elde ettiginiz basarilardaki katkilarimi gizlemeye calismanizdan nefret ediyorum. bir kezde insan icindeyken tesekkur edin gercekten cok ciddi katkisi oldu o olmasa bu isi yapamazdim sagolsun deyin lan. herseyi kendim hallettim deyip insani ettigi iyiligi yuzunuze vurmaya mecbur etmeyin. birgun bozacam birinizi goreceksiniz.
küçüktüm.
mahallede kötü çocuk bendim. herkese küfür eder yol keserdim. küfür ettiğim bazı görgülü çocuklar da bana sensin o derlerdi.
büyüdüm.
şimdi bana tercihlerimden dolayı aptal , beyinsiz , öküz deniliyor. artık tek cevabım 'sizsiniz onlar'.
dün konserde buluşmadan önce bir şey lazım mı demiştim ya hani.siz de kola, cips falan al, parasını bölüşürüz demiştiniz.unuttunuz vermediniz lan parasını.bi buz parmak ısmarlamakla bitti mi sandınız ha bitti mi?*
arkadaşlarının yüzüne söylenmeyecek şeylerin yazıya dönüşme biçimidir.
lise üçte dershanede arkadaşlık ortamımız çok iyiydi. herkes birbirini çok severdi. gün içinde muhakkak bir olay olurdu ve sonra eve gidince ardı ardına gelen mesajlaşma trafiği başlardı. ben lise sonda bütün vaktimi onlar için harcadım. hep dinledim onları elimden gelidiğince yardım ettim. gün gelicek ve onlar seni bir gün hiç arayıp sormayacak deselerdi inanmazdım. ama hep derler ya arkadaşlık da gelip geçici bişey diye. dershane bittikten sonra birer ikişer azaldı görüştüklerim ve şimdi elimde hiç birşey kalmadı. onlar için az daha geleceğimi mahvediyordum. elbette hala çok sıkı dostlarım var ama asla kimse için geleceğimi mahvetmeyeceğim. saygılar.
valla alayınız sikimde değilsiniz oğlum. kendi kendime yetiyorum ben. *. o yüzden ne sik yerseniz yeyin, ben böyle rahatım aga, işim gücüm sigaram sözlüğüm yeter bana.
ulan ilk defa senden boyle bisey istedim be serefsiz. onu da yok yapamam diyosun. kiskanc herif. seninle takilmam o zaman diye yapiyosun bunu biliyorum. neyse. sustum.
Cok seviyorum sizi. Nasil da mutluyuz birlikte. Yok abi boyle eglence varken sevgiliye ne gerek var cumlesini bi tek sizin yaninizda kuruyorum haberiniz olsun.