bazen sana kızıp bağırıyor veya suratsızlık yapıyorum biliyorum. ama seni o kadar çok seviyorum ki. bazen abilerimi ve kocanı benden daha çok sevdiğini düşünüyorum, hissediyorum. çok sinirleniyorum öyle zamanlarda. gözlerim doluyor.
akşamları bir halsizlik çöküyor ya üzerine, uzanıyorsun yatağa ve saatlerce kalkmıyorsun. çok korkutuyorsun beni öyle zamanlarda. ölmenden korkuyorum. en azından benim düğünüm gerçekleşmeden ölmenden. henüz birkaç yaşındaki çocuğumla beraber gelip haftalarca sende kalamadan ölmenden korkuyorum.
sana benziyor olmak nasıl gururlandırıyor beni bilsen. kaşlarımızın, gözlerimizin, saç ve ten rengimizin benziyor oluşu... nasıl mutlu ediyor beni.
şuan eve girdin. ve muhtemelen birazdan bu sigara kokusu ne diyeceksin. umayım da alma kokuyu, gelme bu odaya. ahahah duman gibi bir şey var evde dedi kokuyu fark etmedi canım benim ya.
keşke bunları yüzüne de söyleyebilsem. seni çok seviyorum, öpüyorum avuç içlerinden misim benim.
anne seni kaybetmekten çok korkuyorum. bazen ölebileceğini düşündüğümde boğazımda bir şeyler düğümleniyor. şükür ki şuan bir hastalığın falan yok. ama olursa eğer, ne yaparım hiç bilmiyorum.
O kadar çok şanslıyım ki buna her defasına şükrediyorum. Eğer annemi seçebilme şansım olsaydı tereddüt etmeden seni seçerdim. Minnacık ellerimden tutup yürümeyi sonra da hep dik durmayı öğrettin hayatta. Ben çok şanslıyım. Rabbim eksikliğini göstermesin. Seni çok seviyorum. Çok ama çok. Huzurum..
gögsün de kitle var. yarın ultrason ve memografi sonuçlarını alacaksın. belli etmesek de ablamın da babamın da benim de ağzımız yüreğimiz de. sonuçlar temiz demen için bekliyoruz.
her zaman anneden çok arkadaşım oldun. sana herşeyimi anlatabilme lüksünü bana verdin. iyi ki varsın. tekrar dünyaya gelsem senin evladın olarak doğmak isterdim.
seni seviyorum annecim. beraber uzun yıllarımız olsun.
Yaşlanmana dayanamıyorum anne. Geçen gün, yemek koyarken farkettim, ellerindeki çoğalmış, kahverengi lekeleri. Söylemedim, üzülürsün diye.
Kulakların da daha ağır işitiyor sanırım, bazen birkaç defa tekrar ediyoruz cümlemizi. Biraz mahcup, gülümseyerek, " efendim, anlamadım" deyince, üzülüyorum anne. Hareketlerin daha yavaş, dizlerinden daha sık şikayet eder oldun sanki. Hala dik, enerjik, güçlü durmaya çalışsan da, bedenin sana itaat etmiyor gibi. Daha alıngan, kırılgan oldun, eskiden gülüp geçtiğin konuları, önemser oldun, kafana takar oldun, kendini üzer oldun.
Herşeye ağlar oldun.
dayanamam, kıyamam ben sana... Korkma, yanındayım...
Ellerinim, gözlerinim, dizlerinim, kulaklarınım ben senin...
Korkma olur mu annem...