Ulan anam sen olmasan şu dünyanın kahrını hiç çeker miydim? Senin kızın olmasam asla böyle vicdana sahip olamazdım. Bu kadar iyi niyetli, temiz kalpli sen gibi olamazdım. Şunu söylerler ne kadar doğru bilinmez ‘insan ailesini kendi seçermiş dünyaya gelmeden önce’ ben yine bu dünyaya gelsem annem, varlığımın en güzel sebebi olarak yine seni seçerdim annem. En güzel sebebim olarak kal anam, seni çok seviyorum.
1 ay sonra tam 15 sene olcak siz yanımdan gideli yapabildiğin herşeyi yapabiliyorum anne yemek temizlik çamaşır bulaşık görsen gurur duyardın ama senin yerini tutmuyo hiçbişey
korkuyorum, sesinizi unutalı cok oldu yüzünü de unutmayayım diye kocaman resminizi astırdım babamla ikinizin
tam sizin istediğiniz gibi bi evlat oldum, işinde gücünde, saygılı, saygı duyulan kimseye kendini ezdirmeyen, kimsede hakkını bırakmayan biri oldum
umarım en yakın zamanda kavuşuruz.
insanlar beni başkasına örnek gösteriyor hep. ''bak katmerliye, hiç zırlamadı ve ne kadar güçlü durdu'' diye. oysa içimde neler yaşadığımı kimse bilmiyor, bilmedi de. 1 kişi hâriç paylaşmadım kimseyle.
koskoca 3 yılda 1 kez rüyama girerek ayıp ediyorsun. O kadar da sütünü helâl ederek gitmiştin, kızgın olmadığını da biliyorum. Seni yaşatabilmek için verdiğim tüm mücadelenin hakkı için gir rüyama, bir hissedeyim seni. hiçbir şeyden korkmayan ben, seni görememekten korkar oldum bak.
Lokmanı döktürdüm ve kendi ellerimle dağıttım bugün yine. Tam senin sevdiğin gibi, çıtır çıtır. Yerine de yedim ha merak etme. Şimdi burda olsan amma da yerdin di mi.
Her gün sana sarıldaktan sonra, son kez sarılma ihtimalim olduğunu düşünüyorum, odama gidip bir kaç damla yaş döküyorum. Ya bu senin kokunu son kez içime çekişimse diye düşünüp üzülüyorum.
Bir süre yemeklerinden yememe kararı aldım, kızma olur mu?
Kısa zamanda Kurtulmak istediğim kilolarımdan dolayı yani. Seninle bir alakası yok.
Ellerinden öperim.
Annecim neden sürekli hayatımda biri olup olmadığını, olursa da bunu anlayışla karşılayıp, rahatlıkla sana danışabileceğimi söylüyorsun? Mommy biz kürdüz farkında mısın? Ne ara bu kadar modern aile olduk? Kendine gel lütfen.
Benim gizli gizli sevgilimle mesajlaşmam lazım normalde. Size yakalanmadan, yakalanırsam da abilerimin kuzenlerimin amcalarımın sevgilimin peşine düşmesi gerekiyordu. Yani ilişkiden beklentim buydu benim.
Kürtler olarak yozlaştık iyice ya. Böyle tadı çıkmaz ki. Yapmicam sevgili felan. Öff mommy sal beni.
Edit: annem diyarbakırlı olduğumuzu unutup izmirli annelere özenmek istemiş sanırım. Yakında çekirdeğe 'dendık' yerine 'çiğdem' falan da der. Beklerim.
anne. cevap alacağımı bilsem nasılsın diye sorardım. şimdilik inşallah iyisindir diye geçiştiriyorum. iyisin dimi? ahh cevap alamıyorum ki. kaç ömür oldu anne senden uzakta? zira sensiz geçen her gün bir ömür gibi geldi bana. hatırlar mısın bilmiyorum annem hani babam geç saatlere kadar çalışırdi bazen gece eve de gelmezdi. sen korkardın istanbuldan sabah okula gideceğim diye saat 7de yatağa sokardin beni. o zamanlar yaşım 7 ve ya 8 olmalı. sonra korktuğun icin beni saat 11 de geri uyandırırdın. beraber çay içerdik. sahi çayın yaninda şeker yemeyi ne çok severdin sen. kıtlama diyoduk dimi. sen yoksun bizde unuttuk. anne senin kadar güzel bi insan daha çıkmadı benim karşıma. ne fedakârdın be anne. okul harçlığı veremedin diye saat 1 de elinde sefer tasıyla yarım saatlik yolu yürür gelirdin. beraber yerdik yemeği. ama doğru sen hayatta tek yemek yiyemezdin ki. o sofraya hiç tek oturduğunu görmedim ben senin anne. hep diyodun ya büyüyünce bana siz bakacaksiniz diye. bak anne ben büyüdüm. ama sen hiç buyumedin. sen kaldın. ben hâlâ buyuyorum ama sensiz, tek başıma. anne. hani beni ilk defa sigara içerken yakaladığın gün vardı ya. o gün geldi aklıma, ne çok kızmıştın. sonra ben defalarca bırakmaya söz vermiştim sana ama hic birakmamıstım hep gizli gizli iciyordum ya da ben öyle sanıyorum ama merak etme annem ben sözümü tuttum görsen artık içmiyorum en azından o kadar çok değil. oku diyodun ya anne bak okulumda bitti. anne senin yerin neden dolmuyor? neden yemeklerde senin yaptığın yemeğin tadı yok. neden sen varken uyanamadığım sabahlar artık çok rahat uyandığım sabahlardan daha tatlı? anne neden sen yoksun. neden yanımda yoksun? anne beni unutmadın dimi? unutmazsın ki sen. sen annesin, sen benim annemsin. anne ne olurdu burda olsan? şu halimi görsen. ben para da kazaniyorum artık. sana da bakardım. sende sabahları yine çayı mı demleyip hazırlasan kahvaltımı. yine her sabah kavga ede ede yollasan beni evden * bin türlü nazımla ugrasarak uyandirsan beni uykudan. Sana candan bi anacığım diyip sarılabilseydim ne olurdu ki? başımı göğüsüne yasladığımda saçlarımdan öpsen yine ter kokunu özledim anne. ellerinin çamaşır kokusunu özledim. çorbanın içinden çıkan saç telini gördüğünde yüzünde ki utancı özledim, fırlattığın terliklerini canımı yakmasını özledim, ölürsem sebebim siz olacaksınız demeni özledim anne. bu laf benim canımı o zaman hiç yakmıyordu ama şimdi? anne ben artık kardeşimle de kavga etmiyorum. hatta onu okutuyorum bile * anne sen yoksun ya var olan herşey yokmuş gibi geliyor bana. oysa sen varken öyle degildi ki. sen varken yok olan şeyler de vardı. anne senin annenin öldüğü gün geldi aklıma. hani o gün aglayamamistin bile doya doya yanında ben varım üzülürüm diye. anne bunları okuyacagini bilsem buraya yazmazdım üzülme diye ama ben senin yerine de ağlıyorum anne. anne seni çok seviyorum. seni çok özlüyorum anne.
Gittiğin gün doğanlar bu sene üniversite sınavına giriyor. Ali uğrayacakmış bu gün seni ziyarete. Selam gönderdim. Özledim . başka bişey yok.
Bu saaterde pazardan dönmüştüm ben. Çilek almıltım ve sana biri sarı biri beyaz kalın askılı 2 tshirt. Giyemedin sen onları. Kahve içtik beraber ve evden çıktık. Sonra o eve ben yalnız döndüm. Bütün bunlar oldu. Başka bir şey yok. Özledim.
Kokusunun esi benzeri olmayan, sevgisinin yerine hicbir sey konmayan, sevkatine baskasinda rastlanmayan...
Guven ve huzur veren, basimi yaslayinca gogsune tum dunyayi unutturan melektir.
Canim annem allah(c.c) sana hayirli omurler versin...
Seni cok seviyorum.
merhaba anne.
sanırım son 5 yıldır seninle doğrudan konuşmadım. konuşmak istemedim büyük çoğunlukla. hayatta olsaydın da ne kadar çok konuşurduk emin değilim. hayatta kalma koşullarına bağlı galiba.
sana dair birçok güzel şeyi hatırlayamıyorum. sesini, gülüşünü, kokunu.. ellerimiz çok benzediği için ellerini hatırlıyorum. bir de kötü olan her şeyi dünmüş gibi hatırlıyorum. hastalığını, acılarını, inadını, bencilliğini, bana ve babama yaptıklarını. babam hep "annenle benim ne kadar kötü huyumuz varsa almışsın" der bana. ben sana benzemek istemiyorum anne.
hakkını yiyemem, bana bütün o kaos içinde olmamam gereken her şeyi öğrettin. sana kocaman bir liste bile hazırlayabilirim bu konuda. küçük yaştaki bir kızın kafasında büyütüp sahip olmak isteyeceği birçok şeyi de ben daha istemeden bana sunduğun için; aşırı makyaj yapmak, topuklu ayakkabılar giymek ve aşırı süslenmek gibi huylarım da yok. zeki biriydin ve kısıtlansaydım ne olacağını biliyordun. bunu ne zaman fark etsem gülerim, teşekkür ederim.
olduğun insan için seni suçlamıyorum anne, senin yaşadıkların seni olduğun insan yaptı. aramızdaki tek fark ben yaşadıklarımın beni nasıl biri yapacağını kendim seçtim. büyük konuşmak istemiyorum, yine de senin yerinde olsaydım psikolojim ne kadar kötü olursa olsun çocuğuma bunları yapmazdım sanırım.
deniyorum, affetmeyi, kızmamayı, nefret etmemeyi.. ki kendimden nefret etmemeyi çözemeseydim nefretim daha da büyük olurdu. çünkü iğrenme noktasındayken ne yapacağını bilemiyorsun anne. gerçekte neler olduğunu o kadar az insan biliyor ki, bazen bunu bu kadar saklamanın bana verdiği zararı düşünüp korkuyordum. ama nasıl dışarı yansıttığımı fark ettim. kendimden nefret etmemeye çalışırken en çok da bununla savaştım.
merhameti, empatiyi, vazgeçmek gerektiğinde vazgeçmeyi, gurur denilen şeyin ne kadar saçma olduğunu, küsmemeyi, içine atmamayı, istenilen bir şey olmadığı için insanları suçlamamayı ve ne olursa olsun sevmekten asla vazgeçmemeyi de senden öğrendim. aslında sonuncusunu daha çok babamdan öğrendim. yaşadığımız onca şeye rağmen senden bahsettiğinde hala gözleri aşkla parlıyor anne. hatıranı bozmak istemediğim için ona da anlatmadım, kıyamadım.
yakın bir zamanda arkadaş ortamında biri "büyüdüğünüzü ne zaman hissettiniz" diye sordu. ölmen için dua edeceğim kadar acı çektiğin andı benimki. bunun için dua ettim ve o akşam gittin. 16 yaşındaydım ve en çok ihtiyacım olduğu zamanda senden vazgeçmem gerektiğinin farkındaydım. acına, ağrına ben dayanamazken senin onca sene göğüs gerdiğini düşününce içim sızlar hala.
seninle alakalı farkında olduğum her şeyin bir noktada çok dramatik olmasını sevmiyorum. ne öldüğünde, ne özlediğimde ağlayamamışken, yaşattığın şeylere öfkemden ağlamayı da sevmiyorum. en azından kabullenmeyi öğrendim. bunu yanımda taşımayı öğrendim. çünkü benim yaşadıklarım yüzlerce insanın yaşadıklarının yanında bile aslında çok hafif.
kelimeler döküldükçe içimin ne kadar soğuduğunu fark ediyorum. sana karşı böyle hissetmek istemezdim. her yıl dönümünde, doğum gününde ve anneler gününde içim çıkana kadar ağlamayı tercih ederdim sanırım. insan annesini çok sevmeli anne, ben böyle çok eksiğim.
biliyorum ki çok fazla insan seni çok seviyor, çok özlüyor. 8 yıldır neredeyse her arkadaşından senin ne kadar güzel bir insan olduğunu duyuyorum. ah be anne, o kadar çok insana yalan söyledim ki senin yüzünden.. yine de her günüm gecem sana dua etmekle geçiyor. burada bulamadığın huzuru orada bulasın, ruhun sağlığın yerindeyken saçtığı ışıltıyla dolsun. elbet bir gün aradığım soruların cevabını bulacağım, yine seveceğim seni. olması gerektiği gibi.
ne güzel insanların annesinin karşısına çıkıp mutsuz olduğunu anlatabilmesi, hayatla ettiği mücadeleler de destek istemesi, hatta biraz onu suçlaması biraz sitem etmesi. hayatında ki o buhranlı tarafı annesiyle beraber def edebilmesi. bunlar bile bazen insanı rahatlatır güç verir. bir de sürekli mutlu taklidi yapmak zorunda olanlar, her şey yolundaymış gibi davranmak zorunda olanlar var. öyle olmayacağını bile bile annesini her şeyin düzeleceğine ikna etmeye çalışanlar var.
kötü bir şeyi ağzından kaçırınca o kadar kötü olmadığını anlatmak zorunda kalanlar.
anca buraya yazabiliyoruz bazı şeyleri.
ben de çok mutsuzum anne. kusura bakma ama sanırım sebeplerinden biri de sensin. yine de seni çok seviyorum ve ömrümün sonuna kadar yanımda olmanı, salak salak şeylere üzülmeni, benimle tartışmanı ama ne olursa olsun yanımda olmanı istiyorum.
Allah çok çok uzun ömürler versin sana. benimkini de
hiçbir sorunumu çözemiyorum . çözemeyip öteleyince dağ gibi önüme yığılıyolar. biliyomusun tıpkı sana benziyorum. asla " ben" demiyorum, hep başkaları mutlu olsun diye yaşıyorum. yokolucam ben anne. kaybolucam. yarın keşkelerimle başbaşa mutsuz bir insan olucam. keşke beni alsan sarsan, sarmalasan eskisi gibi. sen yanımda olursan ben yıkılmam ki. seni çok seviyorum.