korkuyorum anne seni kaybetmekten birgün ölmenden çok korkuyorum. o yüzden gece çaktırmadan yanına gelip nefesini dinliyorum ve bunu çoçukluğumdan beri yapıyorum her gün dua ediyorum senin acını görmemek için sonra kendi bencilliğime sasıyorum sana evlat acısı çektirmek istediğim için. seni çok seviyorum anne sensiz bir hayat hiç planlamadım buna gerçekten hazır değilim sakın gitme anne.
daha bir gün oldu ayrılalı.bu ev tek başına olmak için ne kadar da büyükmüş anlamamışım.evden çıkarken pencereye bakıyorum.sessizce çıkmalarıma rağmen duyup uykulu gözlerle bana el sallayışın geliyo aklıma.yine öyle olucak sanıyorum.şimdi içimde penceren gibi sahipsiz kaldı.özledim demek ayıp olur sana.bu öte daha öte..seni seviyorum annem..
Gitmeler gelmelerin aynısı oluyormuş...
insan kalbine yenik düşüp çekip gidebiliyormuş. Kimselere söylemeden gitmek yürek ister, yüreğin yetmedi ama gideceğini de söylemedin...
Hiç bir şey yapamadım.. Gelirken ne yaptıysam, sen giderken de elimden o geldi.. Sadece ağlamak mı anlatır başlamayı ya da hayatı. Hep bir iki damlada gizleyip akıp gidenden mi ibaret idi hayatımız.
Büyüttüğün ne çok şey vardı. Aradığım her sevginin, yudum yudum verdiğin ak ve ılık olan gibi helali olsun isterdin. Hangisi yüreğimi bu kadar büyüttü. Her kırılıp dökülmede pay ettiğim parçalar mı, gidenlerin yüreğimde bıraktıklarının köklerine döktüğüm gözyaşları mı? Giden sensin bilirsin..
Birgün gideceğini biliyordum. Bilmek anlamak değilmiş..Anlamayan kaybedermiş meğer; anlatabilseydim sana..Yalnızlık neresindeydi hayatın öğrenebildin mi, gelirken mi, giderken mi, yoksa benim olduğum yer mi? Küçüklerle yetinip, büyüklerle savaşmayı öğretirken savaştıklarımızın küçük olduğunu, yetinilen en küçüğün büyüdükçe elde edildiğini anlatacak mıydın?
Gittiğini sandığım gün buluşmamızmış, başlangıcımızmış..Senden sonra büyük bir aşkla da tanıştım. Biliyorsun tanıyorsun, o da beni seni hepimizi biliyor.. Sen gidince kapısını çaldım. Beni buyur etti hiç sorgusuz sualsiz, konuştuk uzun uzun, senin dediğin gibi o da sadece ''sev''dedi. Seni buluyorum onda.. Senden konuşup seni anlatıyorum, yalvarıyorum seni herkesten çok sevsin diye. O'ndayken sen daha çok benlesin., senleyken yanı başında O'nu buluyorum. O'na gidiş; senin, sana geliş O'nun, kendime dönüş yine O'nun kapısına çıktıkça, hepsi bir anda büyüyerek kapatmaya çalıştığım büyük boşluğu doldurdukça, ne gidişin ne kalışım canımı yakmıyor.. Bir gün getirecek beni sana ama ne gün olduğunu söylemedi..
Gün geçmiyor ki kirlenmesin buralar, yükler ağırlaşıp yüzler kararmasın. Tutacak eller kalmadı artık, hani sen olsan alırdın avucunun içine, belki diye uzatıyorum yukarı iki elimi, yine O çıkıp geliyor karşıma.
Sen iyi ki görmedin bunları annem, ya da gördüğünden yanımda olduğundandır bunca sabrım sükutum. Olmuşu olacağıyla, sağlam, ayakta bir kadın duruyor içinde kız çocuğunun gözündeki yaşlara bakmadan..
Sevgi aramak için çok kapı çalmak değilmiş mesele, kapına gelmeyi bilenmiş sevgiyi getiren, başkasının açtığı kapılar çabuk kapatılıyor yüzüne, kendi açtığın kapı ise her an sevmeye açık.
Ne garip; gelirken ne yapılıyorsa giderken de o.Çıplak geldiğimiz yerden çıplak gidiyoruz. Ama gelişle gidiş arasındaki yaşanan zamanda çıplaklığımıza tahammül edemeyip kostümler giydirdiler ve o kostümlere bakıp sevdiler yerdiler... Geldiğimizde arındığımız su, giderken de arındıracak ama hiçbir su arındıramadı başkalarının bizde gördükleri kirleri.
Kısacık yolum, keşke içindeki en güvenli yerden başlayarak değil de, bu kadar yorgunluğun üzerine, güvenle senin içinde bitseydi...Rahat uyu annem...
annem.. en iyi arkadaşım.. küçükken arabamın üstüne basıp kırmıştın da nasıl ağlamıştım ama.. * sen de benimle ağlamıştın.. barış manço ölmüştü e o zaman ben pek bilmem etmem. sen ağlamıştın, ben de ağlamıştım.. * yıllar geçti şimdi yine birlikte ağlıyoruz.. sebeplerimiz ne yazık ki daha ciddi şimdi. ne farkeder yine yanımdasın.. ya bunlar neyse de bir daha benden habersiz odamı toplama anne! hiçbir şeyimi bulamadım yahu!****
dökülen saçlarıma söylenme artık anne. toplamak için elimden geleni yapıyorum ama illa da kalıyor işte bir yerlerde. zaten kel kalıcam çok pis depresyona girdim bir de sen geliyorsun üstüme valla depresyona girdim yaa.
belkide sen dünyanın en becerikli kadınısın.
dünyanın en becerikli terzisisin.
bazen sen dikiş dikerken seni seyrediyorum senin çaba göstermen o kadar emek vermen beni şaşırtıyor anne.
bizim için çalıştığını bilmek ayrı bi gurur veriyor.
seni hiç bırakmıcam hayatım boyunca.
ve ben senden önce ölmek istiyorumm.
yalvarırım rahat bırak ayakkabılarımı. bayıla bayıla alıp da bazen giymeye bile kıyamadıklarımı kalkıp foçanın sikko taşlarında giyiyosun ya.. evlat acısı gibi koyuyo.
neden bana bu kadar işkence çektiriyorsun... ilerde bana bu yaptıkların yüzünden seni görmek isteyeceğimi mi sanıyorsun? desperate housewifes'ta değiliz. sevgilinle yaşadığın aşkı görmek zorunda değilim her gün...
canım annem, şu sebze yemeklerini yaptığın zaman yanına başka bi yemek yapmıyosun ya hani başka bi şey yemesinler diye. işte ben o yüzden zayıflıyorum.