bugün yine yeni bir güne sensiz başladım. evin içerisinde gezinirken sadece kendi ayak seslerimi duymak ne acı anlatsamda anlayabilir misin beni?
her yeni güne özlemle uyanmak bir aile sıcaklığına her gün yeniden platanik aşk beslemek nedir bilir misin? nerden bilebilirsin ki anne...
beş yıldır evimin kapısını çalmıyorum. kapı deliğine anahtarı sokup kapıyı kendim açıyorum ya da çalsamda açanım olmuyor. hayat bir girdap içine doğru beni çekiyor ama ellerin nerde anne?
küçük kızın her geçen gün sensiz yanlış yapmaktan korkuyor, yalan insanlar tanımaktan çekiniyor bir deniz kabuğu misali dalganın attığı yöne doğru hayatla olan yolculuğuna devam ediyor...
en sevdiğim, yokluğunu düşünmek dahi içimi acıtıyor ve dualarımın başında ilk senin adın geçiyor. allah sana ve tüm annelere uzun ömürler nasip etsin, erken yaşta bu yalan dünyadan göçüp gidenlerin mekanlarını cennet eylesin.
anne kız hiç temiz kıyafetim kalmadı,bide bulaşık yıkama sırası yine bende,daha da önemlisi bugün sınavım var ama hiç çalışmadım.şimdi sen yanımda olsaydın kıyafetlerim temiz ve ütülü olurdu.hiç bulaşık yıkatmazdın bana eminim.hergün ders çalış diye diye kafamı sikerdin biliyorum ama ona bile ihtiyacım var kız.
sanırım guguk kuşlarıydı anne... yavrusunu başka bir yuvaya bırakırlarmış. yuvasına bırakılan bu yavruyu kendi yavursundan ayıramayan diğer kuş da içgüdüsel olarak onu besler büyütürmüş. böyle düşündüğüm için üzgünüm anne ama; sanki sen de beni sadece evladın olduğum için seviyorsun. yani merak ettiğim, seçme şansın olsa beni sadece ben olduğum için severmiydin. en basit şeylerde bile seni memnun edememekten yorgunum anne. umarım bir gün bunları düşündüğüm için utanırım... cevabı bulmaktanda korkuyorum ama anne, ya ben de seni sadece annem olduğun için seviyorsam?
keşke kıymetin bilinebilse şu dünyada.
keşke seni üzmesek be anne.
her seferinde kendi kendime; "bir daha kırmayacağım söz ulan" diyorum,
yine aynı tas aynı hamam oluyor, seni kırıyorum.
keşke bilebilsem kıymetini.
biliyorum, seni kaybedince anlayacağım.
keşke "seni çooook ama çok seviyorum" diyebilsem gözlerinin içine bakarak.
utanıyorum, diyemiyorum...
biliyorum, seni kaybedince anlayacağım kıymetini.
bırak artık geceleri üstümü örtmelerini,
bırak artık hasta iken hasta olmalarını,
bırak artık beni ilgilenme fazla.
seni kaybedersem nasıl alışacağım yokluğuna?
seni kaybedersem nasıl ulaşacağım kokuna?
ben bronşit olmuşum anne. senden gizli gizli doktora gidip tüm gerçekleri öğrendim. sigarayı bırakmam gerekiyormuş ama bırakamıyorum. geceleri hayvan gibi öksürüyorum ama sen uyuduğun için duyamıyorsun, ayrıca tıkanıyorum da bazen. gündüzleriyse senin yanında öksürmemeyi öğrendim. ayrıca farkettiysen yanında derin nefes de almıyorum hiç, çünkü hırıldıyor ciğerlerim. ciğerlerimden gelen gümbürtü ve akabinde başıma geleceklerden korktuyorum anne.
ama sana mutlu bir haberim var, bugün daha az sigara içtim. birkaç gün içmemeyi başarırsam ciğerlerimdeki iltihabın geçeceğini umuyorum.
seni seven oğlun...
annem sen uyurken az önce odana geldim ve senin, ben küçükken gece beni izlediğin gibi, ben de seni izledim. sensizlikten korkuyorum annem, beni hiç bırakma. senin ölümüne ait düşünce bile beni mahfediyor, anında gözümden yaşlar akıyor. annem, hayatımın anlamı seni çok seviyorum.
Anam, garip anam, çilekeş anam.
Ben hayırsız oğlun...
Ekim ayından beri yanına gelmiyorum, biliyorum. Ama sana iyi bir haberim var anam, bu hergele oğlun belki de ilk defa yüzünü güldürecek.
bu girizgahtan sonra sadede gelelim:
Anne galiba sevgilim hamile. O senin çok sevdiğin kız da yalan oldu tabii.
Babaanne oluyorsun hadi gene iyisin hee...
annem,
hayatını bana adadığın için, bu kadar çok çileyi ve hasta bir babayı bakma sorumluluğuna benim için giriştiğin için hayallerini, o oğlunun büyük adam olma isteğini gerçekleştireceğim.
önce açma tuşuna bas, 2 dakika bekle, başlat yazan düğmeye farenin sol tuşuyla bas, "messenger" yazısına bas (fareyle), orda boş bi kutu var, oraya tıkla, 123456 yaz, enter yazan tuşa bas. 2 dakika bekle. telefon zili sesini duyunca "kabul et" yazan yere bas (farenin sol tuşuyla), karşında beni göreceksin...
Rabb'ın emriyle bu dünyaya düşmüş biri.
"K û n" dedi, oldu.
Sonra Allah gönlüne bir kor düşürdü.
Öyle ki içi yandı sular yetmedi,
susları birikti çığlıklar yetmedi,
gözleri ağladı yaşlar yetmedi.
Tuhaf ki kalbi bu durumdan bir adım öteye gidemedi...
Aklı almadı ama kalbine sığdı. Rabb dahasını verse yine sığardı... *
gözlerimin önünde eriyip gidiyorsun belki de. belki de beraber geçirdiğimiz son yıllarımız. seni kaybetme ihtimaliyle karşı karşıyayım ama hiçbirşey yapamıyorum. yapamam ki. çok isterim, istiyorum. ama olmaz. önüne geçemeyeceğim bir gerçek duruyor belki de karşımda.
bir çocuk misali gözlerimin içine bakman, benden medet umman, bana muhtaç olman hayattan soğutuyor beni. ne bir heves, ne bir tat. dünya yansa umrumda değil. herşey yavan geliyor seni böyle çaresiz gördüğüm zaman.
tepkisizliğime sende şaşırıyorsun değil mi. ne kadar soğukkanlı ne kadar katı olduğumu düşünüyorsun.
konuşmak bile zor geliyor artık. ne diyeceğimi bilmiyorum, çenem titriyor gözlerim doluyor biri seni sorduğu zaman. nefessiz kaldığımı hissediyorum, çünkü verecek cevabım yok. birde, kardeşimi kıskandım bugun ilk defa. sen yatarken usulca yanına sokulup yorganı üstüne çekti. ellerini sana kenetleyip kokunu içine çekerek yanağına öpücük kondurdu. seni öptüğünü farkedince yüzünü ona doğru dönüp sıkı sıkı sarıldın kardeşime. tam karşında oturuyordum bende. göz ucuyla bile bakman yeterli olacaktı ağlamamak için dudaklarımı ısırdığımı anlamaya. oysa bizde 2 gün önce sen hastanede yatarken konuşmuştuk değil mi, sadece kardeşin nasıl deyip telefonu yanındakine vermiştin hani. nasılsın anne dediğimde telefona bir başkası cevap vermişti.
evde olmadığını biliyordum, el alışkanlığı olsa gerek. zili çaldım dün akşam. bir müddet bekleyip tekrar bastım zile. açmanı bekledim. kulağımı kapıya dayadım ses seda yoktu. sonra senin o evin içinde olmadığın gerçeği düştü aklıma.
anahtarın paspasın altında olduğunu da biliyordum, ama yine de bekledim kapının önünde. ilk golü yemiş gibi hissettim kendimi.
sonra kapıyı açıp içeri girdim. karanlık, soğuk ve sensiz eve merhaba dedim.
ilaçların masanın üstünde öylece duruyordu. hemen yanında bardağın, onun yanında küpelerin.
pijamaların yerdeydi, üstüne bastım görmeden. karınca ezmiş gibi titredi içim. hemen çektim ayaklarımı.
sen yoktun, ama sana dair herşey vardı. sensizlik vardı.
seni çok özleyeceğim. hergün bir asır gibi gelecek, eve dönüş günün doğum günün olsun e mi. iyi bak kendine oralarda.
"biliyor musun anne hiç farkında olmadan büyümüşüm ben... yaşlanmaya ramak kalmış belki de... nasıl da geçmiş zaman, hâlbuki daha dün sen bana masallar anlatırdın, bana ilk şarkımı öğrettiğin günü hatırlıyor musun mesela ya da o en sevdiğin krem renk topuklu ayakkabılarını giyip düştüğümde kırmıştım topuğunu... hani bir de bana yedirmek istediğin kerevizi tüm odanın etrafına dökmüştüm yemeyeceğim diye hem de misafirler gelecekken... ne kadar çok zaman geçmiş değil mi anne? hani sen hep bana güçlü olmamı öğütlerdin ben hep öyle oldum anne... hep sana yakışan evladın olmak istedim. belki o çok istediğin yumuşak başlı kızın olamadım ama... ben hep sana yakışan o güçlü kızın oldum anne... senin gibi temiz kalamadı belki ruhum anne... hep inciltildi, nefret çok kötü bir duygu yavrum derdin ya anne ne yazık ki ben o duyguya da sahip oldum anne... ikili ilişkilerde hep seni oynadım anne ama hiç bir adam asla babam gibi olmadı anne... intikam hoş değildir derdin ya ben o duyguyu iliklerimde yaşadım anne... ama yine de sana yakışan evladın olabildim değil mi anne? hep benim güçlü kızım diye severdin beni... ben hep güçlü gibi oldum anne... belki bazen sendeledim, biraz düşer gibi oldum ama hep yalnız başıma kalkmayı bildim... nasılda geçmiş vakit değil mi anne? hâlbuki daha geçen gün ayakkabının topuğu kırılıp düştüğümde sen kaldırmıştın beni yerden... büyümüşüm farkında olmadan ama sen farkındasın değil mi anne"
haftasonu bekliyordum seni, öyle söylemiştin telefonda.
kapıyı açtığımda seni karşımda görünce ne kadar özlediğimi farkettim, hiç büyümediğimi hissettim. kucağına yatıp ağlamak istedim, şimdi içim içime sığmıyor.
allah kimseyi sevdiklerinden ayırmasın, amin.