Ne güzel ne şahane bir sakaryan vardı .
istanbuldan insanlar hafta sonları senin gece hayatına akar, Rock gruplarını dinler, uzak mesafe ilişkilerinin temelini atarlardı.
Sabah 6 ya kadar yaşayan bir şehirdin, gece 4 te boş taksi bulamazdık.
Şimdi o güzel mekanların yerine hep pavyon geldi, mutlu musun.
Soğuk bir Ankara akşamıydı. Ayaz Egemen'in alıştığı, Necla'nın ise pek bilmediği gibiydi. Pavyonların parlattığı sokakların üstünde, şehrin ışıklarını ayaklarının altına almıştı ikisi de. Ayazın en güzel tarafı Necla'nın kıpkırmızı olmuş burnuna bakıyor olmaktı Egemen için. Havada aşk kokusu vardı belki de ama kimse havayı koklayacak kadar nefes alamıyordu.
yaziklar olsun sana serefsiz kopek ankara. biktim yagmurundan camurundan. catidan damlayan suya bakip bakip cekirdek yiyorum. insaat izleyen dayilar gibiyim. sagol ankara aro.
önceden seni ne çok severdim hatta aşıktım sana. başka şehirde yaşarken her gece dua ederdim allaha canımı başka şehirde alma diye. ben ki hiç dikkat etmem yaşamıma başka şehirlerdeyken ölmemek için elimden gelenin fazlasını yapardım. şimdi o kadar üzüyorsun ki beni. içinde barındırdığın gencecik bedenlerden ne istiyorsun ha? sen ülkenin en güvenli şehri olmalısın değil mi? nedir insanların senden korkmasına sebep? neden artık sokaklarında rahatça yürüyemiyorum? neden her an karşımda polis, neden her an bir yer patlayacakmış endişesi? neden ha gri şehrim neden?
adını duyunca hem acı hem de büyük bir aşk duyuyorum sana ankara hem de aynı anda.çünkü iki duyguyu da aynı anda tattırdın bana.seviyorum seni ama içinden o da varsa.
adını duyunca hem acı hem de büyük bir aşk duyuyorum sana ankara hem de aynı anda.çünkü iki duyguyu da aynı anda tattırdın bana.seviyorum seni ama içinden o da varsa.
Ne boktan sehirsin sen ey ankara
Kisin ayri hazin ayri bir dertsin
Denizin bile yokken metropolum diye gecinirsin
Basganin melih seni cingenler siksin.