nasılsınız adem bey ve havva hanım. yaptıklarınızdan dolayı pişman mısınız yoksa değil misiniz bilmiyorum. ama o boktan elmayı yemenizden sonra işler iyice boka sardı. daha az önce oruçluyken masamın üzerinde duran tek dal sigarayla sınanıyordum. neyse ki ben sizin kadar dirayetsiz değilmişim. içmedim. o tek dal meselesi önemli değil de zaten. hayatımın her gününde sınanıp duruyorum. siz bir kere sınandınız onu da batırdınız. şart mıydı? o elmadan bahsediyorum. zorunda mıydınız yani? avokado yetmiyor muydu? çilek filan yeseniz olmuyor muydu? size olan kızgınlığımdan dolayı işlediğim hiçbir günahtan kendimi sorumlu tutmamaya başladım. sonuçta yediğiniz o elmadan dolayı oluyor her şey. ben olsam yemezdim. velev ki yedim, niye benden sonrakiler de benim yediğim elmadan dolayı bir sınavın içinde bulsun kendini? allah'a hiç dediniz mi ''bizimle ne yapmak istersen yap, bizden sonrakilere dokunma'' diye. sanmıyorum. anlaması zor. o kadar ağaç var orada, o kadar meyve, sen git yasak olanı ye. niye yiyorsun adem? düşüncesizce hareketin yüzünden her gün içine atıldığım dünyada türlü sınavlara tabii tutulup, daha sonra tüm bunlardan bıkıp, an itibariyle de cehennemde götüme girecek bir yazı yazıyorum. ne yaptığını gördün mü? hoş mu oldu yani şimdi? hadi sen peygambersin, ilk insansın, kurtaracaksın paçayı ikimiz de biliyoruz. ya ben? ben bilmem kaç milyarıncı insanım. hiçbir özelliğim yok. kim sallar beni?
klasik bir hristiyan düşüncesidir. (bkz: asli günah)
Islamda adem vardır kadının adı belli değildir.
Ayrıca allah insanlara akıl irade vermiş ve ben sizi yanlız bana kul olun die yarattım diyor.
O adem havva olayını bir deney gibi düşünmek gerekir.
