düşününce hep anneme yazmışım hiç size yazmamışım ha...
siz okursunuz da bunları biliyorum. blog mu lan burası niye yazıyorum böyle şeyler?
ama ikinizinde yüzüne karşı sinir oluyormuş pozumu hep korumam lazım bilirsiniz sevgimi belli etmem size ama ne çook severim..
büyük olan sen, canım... yoldaşım...
sen öyle bi kızsın ki hep sana öykünüyorum bilirsin... müzik zevkim, ağız tadım, giyimim kuşamım hep sendir...
ama senin gibi zeki olamadım, sen almışsın ortancayla küçüğe bir şey bırakmamışsın.
bu yıl aldın beni yanına, kedimi de... niye? annemin ve babamın huzursuzluğundan etkilenmeyeyim diye...
24 yaşına gireceksin, yaşıtlarından hangisi senin gibi? hiçbiri.. sen erken büyüdün evin büyüğü. şu yaşında iki senelik memur oldun, 5 yıllık okul bitti, bitecek uzatamam yakışmaz bana dedin o dahiliye sınavını unutmuyorum annemle babamın o ortamında kızarıklar çıkara çıkara o bebek gibi teninde nasıl çalıştın... yaşın da küçüktü be ablam. 2 senen vardı senin kimse bir şey demezdi ki sana? sen hayatta hep çabaladın ortancayla ben biliyorsun biraz zeka problemleri çekiyoruz senin gibi değiliz hep olmuyorsa olmaz deriz sen hep üstüne gidersin. ama şu ilişkin artık onun üstüne gitme yalvarırım, gözlerimin önünde eriyip bitiyorsun daha çok erken değil mi? neden bu kadar canını sıkıyorsun anlamıyorum sen gururlu, zeki, güzel bi kızsın idolümsün benim böyle yapma nolur yapma yakışmıyor...
az önce aradın daha şimdi çıktın evden kahvaltımı hazırlayıp sabahın köründe gittin... içim acıyo benim seni gördükçe.
paramı bırakmayı unutmuşsun hemen yolladın ''sakın aç kalma, sigaranı da al, karnın da tok olsun, kahveni de içmeden durma başın ağrıyor sonra'' diye... o kadar zor geliyor ki senin paranı yiyor olmam. niye biliyor musun? annem var, babam var öyle ya da böyle. bana bakmak zorunda değildin ki, ben olsam bakar mıydım? bakmazdım sanırım...
ben senin hakkını naıl ödeyeceğim dünyalar tatlısı ablam... nasıl ya? seni öyle çok seviyorum ki...
not: küçük kız kardeşin... (hani senden büyük gösteren, hani senin ablan sanılan.. eheh canım benim...)
Aradaki kan bağının hatırına aramıza 3. Kişileri sokmamanı beklerdim senden, o 3. Kişiler için beni hayatından çıkardığın için nefretim bir an olsun dinmeyecek ama yine de 'o' hayatımıza girmeden önceki ablamı hep özliyicem.
3 aylıkken ölmüşsün. ailemizin ilk çocuğuymuşsun. ama benim için belki de çok şey yaptın.
çünkü sen yaşasaydın, ben olmayacaktım. ailemizin sadece 2 çocuğu kaldırabilecek bir ekonomiye sahip olması buna bir etkendir. abim ile sen o 2 çocuk olarak kalacakken, ben olmayacaktım belki de.
keşke yaşamış olsaydın da ben olmasaydım diyorum bazen. ama benim doğmama vesile olan ablamı hiçbir zaman unutamıyorum.
ablamm benim canım.
benden uzun olman, saçlarının benden uzun olması,
sarışın olman ve gözlerinin renkli olması bile seni sevmeme engel değil*
bir yılla kaçırmışım birinciliği ama olsun ikincilik de fena bir derece değil. iyi ki varsın ablam, bacım benim.
başım hep omzunda. en kötü günümde de en iyi günümde de yanımda olduğun için,
varlığın huzur, güven olduğu için sana minnettarım her zaman.
bir yaş olmasına rağmen ablam diyorum sana şimdilik kızmadığını düşünüyorum
30dan sonra durum değişebilir ama sen her halukarda benim ablamsın.
her durumda beni idare ediyorsun ya.
her yaptığıma destek olup, sevmememe rağmen her gece yatmadan
tükürüklü tükürüklü beni öpüyorsun ya.
senle uyuduğumuz zamanlarda beni duvar dibine sıkıştırıp, her seferinde sabah
senin yüzünden belim tutuldu bir daha gelme yatağıma diyip gece çağırıyorsun ya beni yanına.
hakkını ödeyemem.
her zaman bu kadar başarılı, düzgün ve güzel olmayı nasıl başarıyorsun bilimiyorum.
sen en güzelsin en iyisin.
sevgilinden nefret ediyorum, seni haketmiyor.
yada ben sana kimseyi layık görmüyorum bilmiyorum.
ama allahım sana hep en güzelini versin, seni korusun her zaman.
yanımdan eksik etmesin.
seni çok seviyorum bacım benim.
sevgili ablacım. benden 4 yaş büyük olmana rağmen beni hep arkadaşın gibi görmen, kız arkadaşlarınla çıkmamı sağlaman, bana ekonomik sosyal vb sürekli destek verdiğin için teşekkür ederek başlıyorum bu yazıma. gerektiğinde her zaman yanında olmam ise benim de sana gösterdiğim bir borç ödeme olarak değil kardeş olarak sorumluluğumu yerine getirmen olarak görülmelidir. şimdi kız kardeşi olmayanların ne kadar zayıf ve hayata ne kadar geriden başladıklarını daha iyi idrak ediyorum. bir kızla nasıl sohbet edeceğini bilmeyen bir sürü andaval var memleketimizde. en azından kız kardeşleri olsaydı ve zeka sayıları da normale yakın olsaydı onlar için de bir umut olabilirdi. yazımızın sonuna kader diyelim ve bitirelim. işinize gelirse...
hala telefon numaranı silemem telefonumdan, sanki araman mümkünmüş gibi, hala avuturum kendimi sen hala evdesin, o kanepede yatıyorsun diye, hala oturamam o kanepeye.sen varsın ki orada nasıl otururum!
senin aldığın eşofmanlarımı giyerim evde, terliğini hiç çıkarmam ayagımdan, senin içtiğin kahve fincanından içerim hep
orta şekerli türk kahvemi. gün gelecek senin giydiğin o güzel önlüğü de giyecegim ders anlatırken.
sen benim çocukluk çağımda tanıştığım, gençliğimin dolu dizgin yıllarında bana örnek olan iyiyi kötüyü öğretmeye çalışan kişiydin, yanlış yapsam bile kızmayan, her zaman destek olandın. ne kadar kızsan sinirlensen bile senin ağzında kötü bir şey duymak ne mümkündü.. Maraş'a gideceğiniz gece ben erken uyumuş kalmışım, sen de beni izlemişsin bir saat boyunca, öpmüş koklamış öyle gitmişsin, annem daha geçen gün anlattı bunu üzerinden o kadar sene geçmesine rağmen..
yıllar boyu bir köyden bir köye gittiniz hep öğretmenlik için, nasıl bir öğretmenlik aşkı vardı senin içinde, hiç gocunmazdın bundan ama çocukların için şehir merkezine yerleşmek istediniz ama olmadı yine, gidiş geliş yaptınız her gün onca yolu, kim bilebilirdi ki ancak o gün tayininin merkeze çıktığını gösteren belgenin geleceğini!
ne gereği vardı ki artık..
hep gülücük saçardın etrafına, kokun gül gibiydi adın gibi, düşüncelerin idolüm olmaya yetmişti, hep düşünürüm ablam ,
yengem olsa nasıl düşünürdü nasıl yapardı diye, senden öğreneceğim o kadar çok şey vardı.. neden erken gittin!
ama emanetlerin bizimle, onlar bizim bir parçamız, canlarım, kardeşimden hiç ayırmam onları..
senin düşüncelerin ışığında yetişiyorlar(biliyorsun görüyorsun ki zaten)
kimseye boyun eğmiyorlar, melike başladı okula ,zor oldu alışması ilk hafta her gün gittim birlikte oturduk sırada ama
şimdi görsen herkesden önde gidiyor okula,öğretmen olacakmış o da sen gibi:)
ayşegül genç kız olma yolunda, asilikleri var bir efe var sanki içinde
ama çok duygusal, çok düşünceli aynı sen gibi. zaten görüntüsüyle de o kadar seni hatırlatıyor ki...
hayatta erken öğrendiler ölümü, melikenin tabiri ile "ölen bir daha geri gelmez ki, hep özlersin ki onu"..
güçlüler aynı sen gibi, cesaretlerini de senden almışlar.. gözün arkada kalmasın onlar senin bize emanetlerin..
boğazım düğümleniyor seni her düşündüğümde, her yazışımda.. hayatımızın benzerlikleri düşünüyorum, sende öğretmen olmayı çok istemişsin, kendini tanımadığın yüzlerce çocuğa adamışsın, doğum tarihin, ölüm tarihin, benim doğum tarihimin benzerlikleri 5 sayısını ikimizinde çok sevmesi bu yüzdendi belki. idolüm olup sen gibi davranışları beni aynı sen gibi yaptı,evin içinde dolaşan aynı sen oldum..
güllerin en güzeliydin sen, gülüşünle insanın içini ısıtan, kim bilir kaç insana okuma yazmayı öğreten genç bir fenerdin,
huzur içinde uyu canım ablam..
bir gece uyandığımda seni yanımda gördüm beni izlerken, gerçek gibiydin, dokunmak istedim ama yapamadım..
seni son kez gördüğümde; ' bir daha geldigimde seni böyle hasta yatarken görmek istemiyorum, iyi olup yine o güzel gülümsemenle görmek istiyorum ' demiştim, bana gülümsemiştin, başını sallamıştın. aklımdan hiç çıkmaz o gülümsemen, ama gözün topraktaydı.. zaten her şey de o gecenin sabahında oldu, sen ölümsüz oldun.
benim ölümsüz kahramanım,yengem,biricik ablam,doğum günün kutlu olsun!
buradan ablamlara seslenmek istiyorum, abla hanginiz olursanız olun bir daha evimde temizlik yapmayın önemle rica ediyorum...
arkadaş bir şeyi de koyduğum yerde bulayım, nerede benim şarj cihazım nerede benim yedek bataryam ? her temizliğinizde evin şeklini şemalini değiştirmek zorunda mısınız ? benim evim de size ters gelen ne lan bi aradığımıda bulayım sakin de değilim.
her temizlikte aynı şey mi olur arkadaş her defasında söylüyorum yapmayın ablacım yapmayın, bir gün giyecek bir şeyim kullanacak eşyam kalmayacak diye çok korkuyorum.
Butun gun benimle ugrastin. Mal mal korkutmalar, basimdan asagi su dokmeler filan. Yapma dedim etme dedim. Tersim cok pistir dedim. Dinlemedin. Bu intikami hakettin uzgunum.