aramıza sıkışmıs bir gölge var karanlıkta görülebilen
fırtınanın kaçar gibi uzaklaşması
tempo tutan kış
dans ederek kaçabiliriz desem
ki diyorum
su gibi sessiz ..
kelimeler gibi görünmez..
inaniyorum çünkü ben hep kendimle konuşurum..
dudaklarından dökülen her hece kutsal kitaba eklenmeli
oysa ben dilsiz ve biçimsizim
hangi tarafın yaşatacaksa beni o tarafının tedirginliğini alayım omzuma ..
gözlerinin kıblesinde simli intiharlar var
gözlerimin kıyısında sana koşan kuştüyü atlar..
ve yüreğimin ölümle sessiz sözleşmesinin çift taraflı aılmış ağrılı imzaları var..
içindeki dağın eteklerinde konaklıyorum..
ellerin zaman zaman düşüyor kokuma ince bir tül gibi
saçların bir sis perdesi içinde binlerce cam parçası
gözlerine bakıyorum imkansızlık çökmüş dibine
kırık oyuncaklarım tekrar kırılıyor senin saklı hüznünde
ansızın hırçınlaşan gece yıldızı senin rengin
evet, ona ben bu ismi verdim ..
renginin gizinde sakladığım yorgan altı hıçkırıklar..
aceleci bir acemilikle yazılmış yazgım tanrı tarafından,
her yanımı kan basmıştı ..
hatırlıyormusun..
farkındamısın..
senin keskin ağzın tekrarladıkça adımın yankısını
- hey.. !
- ordamısın .. !
kar yağarken kaldırımların kirpiklerine
yürüyebiliriz bir uçurum boyu seninle desem..
ki diyorum..
ufalanmış düşlerim benim
kırık atların elleri
kırık adımın kemikleri
nedensiz bir ses çıkarıyor masaya koyduğum gözyaşı
tutarmısın ellerinle?
sahi sen hiç gözyaşı besledin mi avuçlarında
üc öğün acı sever..
fazla güneşe bırakmamalısın buharlaşır..
çok soğukta donarak ölebilir..
neden ağlar insan desem şimdi ..
ki diyorum..
ya babasını kaybetmiştir..
ya senin acımasızlığından payına düşeni almıştır..
hayırr!
çirkin ve kısa saçlı ses tonum..
o yüzden sessizlik hakim yüzümün dökülen sıvasına..
habersizsin değil mi içindeki pramidimden..
ıslıkla bir sözcük yarattm şimdi sana
perdeden giren rüzgara karışırken saçlarının atlası
benim ki bir intihar bir ölüm hali
ölümün -e hali -sen hali -ben hali
dalgın kalmış gözlerin geceye o halde
dargın ayrılmış yüzüne çarpan hecelerim dağılan nefesinde
içindeki bebek katil kapımı çalmış koşarak,
koşarak açmışım kapıyı
saplamış cinayet aleti "gözlerini" kalbime
bileklerim kesik şimdi ..
omurgamda üç tarantula ..
kefenlenmiş bedenimle
az sonra hakiki bir intihar planlıyorum
desem ..
ki diyorum..
her yazilan kelime bir mermidir. insan ise 45'lik bir silahtir. bu mermiler vesilesi ile etrafta canimizi sikan olgulari ödürürüz.
kimimiz kader denilen kahbeyi, kimimiz sansizliğimizi, kimimiz kahbe felege, kimimiz ise bizi ezip yok etmeye calisanlari, kimimiz ise herseyi bosverip kendini yok etmeye gayret eder.
basarilida olur olmaz değil. fonda sultaniyegah makamda bir matem sarkisi.
uçurumculuk oyunlarına fazla meyilli bir bünyenin iç dillenişi.. kemiksiz inleyişler var ama bir o kadar da üstünü örtercesine geceyle barışık ve gizli bir anlaşma yapmışçasına. Yaklaşıp da adımını geri çeken, ayak uçlarının kan damlalarını bir kucakta toplamaya çalışan, içindeki bebek katilini öldürmeden bıçağını bedenine sürtmesi ezberletilmemiş ki hep kendiliğinden sevişmeye susamış olan bir hayatın, bir kadının öyküsü gibi. riskler almayı da seviyor, şırıngası şah damarına aşık...
ha bir de yap-boz ömürlerden sıkılıyor... silmesini gerektirdikleri bir önceki tualde yalnızlığına batıyor...
Sairin dedigi gibi "Guzel gunler cabuk gecer.Icimiz hep bir hoscakal ülkesi"dir.Sonra baska bir sairin dizeleri akla gelir"Bence artik sende herkes gibisin"dir.Senin canini en cok bu acitacaktir "Benim icin "herkes"gibi olman.Oysa sevince "farkli" olur insan,sende "farkli"sindir.Simdi ise sen "siradan"ben "siradan".Benim icin sadece "kafiyeli ama ici boş"bir şiir dizesi gibisin.anlami olmayan.