ben bu yazıyı platonik aşkıma yazdım

    1.
  1. Tanım: aşkın en doğal, en masum, en güzel ve aynı zamanda en acı veren hali olan ve çeşitli nedenlerle de yaşanması mümkün olmayan ya da bir şekilde öyle görünen karşılıksız sevginin hayallerde yaşatılmış sevgilisine yazılmış yazılardır. . .
    ...........................................

    Haberin yok ve bir gün olacakmı bilmiyorum ama, adının baş harfini bile duyduğumda içimden bir şeyler kopacak gibi hissediyorum. ismin aklıma geldiğinde kalbim parçalanacak gibi oluyor. Yüzün tanrı'nın şimdiye dek yarattığı en muhteşem ve kusursuz sanat eseri...
    aslında Seni nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Sen en usta bir edebiyatçının cümlelerle anlatamayacağı ve en duygulu şairin imgelerle tasavvur edemeyeceği kadar gizemli, kusursuz ve mükemmel bir varlıksın. Seni düşünmeye dahi kıyamayıp hayalini bile zihnime layık göremezken seni kelimelere dökme gafletine düşmeyeceğim. Çünkü belki de güzelliğinin ve iyiliğinin sersemliğinden en baştan başaramayacağıma dair derin ve değişmesi imkansız görünen lanetli bir inanç beynime saplanmış vaziyette...
    işte böyle bir vaziyet-i ahval içinde içimde olan bitenleri bir süre daha gizlemeye devam edersem beni daha da yaralayıp bu içinden çıkılamaz hali cehenneme çevireceğinden bir şekilde dışa vurmak adına sıkıntımı ifade etmeyi deneyeceğim.

    Senden sebepsizce ve ölesiye korkarken, hislerimi sana sezinletecek kadar bile adamakıllı cesarete sahip olamamakla birlikte bu cesaretsizliğin korkaklık değil, seni görür görmez ruhumda beliriveren bir tür iç güdüsel ve kendiliğinden oluşan can yakıcı ama bir o kadar da hoş olan o büyülü hali çocuksu ve içten bir masumiyetle içselleştirip, ruhumdaki daha önce de üstünkörü bir şekilde dikkatine vardığım, ama gözlerini gördükten sonra adeta hayatı boyunca görmek istediği bir şeyi beklemediği anda mucizevi bir edayla görüp yaşadığı manevi coşkuyla heyecanlı bir bakış açısının mağrurca kişiliğine yerleşmesini isteyen
    ve "ertelenmişlikler yüzünden de yaşanamamışlıkların" iç burkucu pişmanlıklarıyla sarsıcı bir şekilde yüzleşen insanın o gizemli haline benzer şekilde cereyan eden ruhiyatın gerçek boyutunu kavrayamamanın verdiği telaş olduğunu söylemek istiyorum..

    ve Bilirsin, bazı insanlar vardır. içinde olan bitenleri istediği gibi ifade edip sahici kişiliklerini yansıtamazlar. Aşkla ilgili bazı korkuları ve saplantılı endişeleri vardır. Bunun oluşturduğu çekingenlikleri de bir türlü yenemezler. Belki bu bazen karşı tarafla da ilgilidir. Ancak her ne olursa olsun, sevginin kutsal olduğuna inanan biriyim. Ama gerçek sevginin...
    Ben sana olan sevgimin gerçek olmadığına ve senin aşırı derecede hoş ve de güzel olmandan kaynaklandığına kendime inandırmaya çalışarak bunun bir tür yanılsama olabileceğini beynime anlatmaya çalıştım. Seni ilk gördüğüm andan beri... Ancak aklımın böyle düşünmesi kalbim açısından bir anlam ifade etmiyordu. Bunu her ne kadar kendime kabul ettirmeye çalışsam da ikna olamadım. Ve geceler, saatler, günler böyle geçti işte...
    Seni düşünmekten uyuyamadığım bir gecenin sabahında mosmor gözlerle kalkıp uyanır uyanmaz aklıma sen geldiğinde bile buna aşk dememek için bütün gücümle çabaladım, Olmadı..

    Öyle de bir an geldi ki, aynı zamanda bunun imkansız olabileceğini bile bile artık içime sığmaz hale geldiğini umut ve umutsuzluk arasındaki ince bir çizginin iç burkucu kırılganlığıyla anlamaya başladım. Sen önce bir kor, ardından da can yakıcı bir ateş oldun ki bunu söndürecek tek şeyin nefesin olduğu hayli açıkken ben onu karamsar düşüncelerimin karanlığıyla örtmeye çalıştım. Ama karanlık ateşi örtmezdi. Ben yine de bu ateşi söndürmek yerine saklamayı tercih ettim. lakin bu nasıl mümkün olabilirdi ki?.. bu ateş varlığımı bütünüyle kaplamıştı Ve rüzgarın da etkisiyle daha da kızışıp seni göremediğim her saniye beni daha da eriten bir hal alıyordu.
    Bu rüzgar gözlerindi.. Ahh o gözlerin...

    Kalbime öyle bir dem vurdu ki gülümseyişin, Belki öylesine ve sıradan bir gülümseyişti bu... Ama bir süre hayatın tek anlamı oldu bu gözümde.
    Gözlerin aklıma kazındı işte. nedensizce, sorgulamadan ve masumca...
    Bu masumiyeti hor görme n'olursun ve yadırgama.

    Şu zamana kadar böyle duyguları hiç yaşamadım ben. Yaşayabileceğimi tahmin bile etmezdim. Çevremde buna benzer şeyler gördüğümde umursamazca içimden güler geçerdim. Benim başıma gelince gerçek olabileceğini anladım. Demek ki böyle şeyler sahiden varmış. Kalbime böyle saplanan ilk kişi oldun sen.
    Bu duyguyu bana yaşattığın için sana teşekkür ederim..
    Bana hayatın güzelliklerini fark ettirdiğin için teşekkür ederim..
    Ve bana 1 saniyeliğine de olsa başını omzuma koyup o güzel saçlarına dokunmamın hayalini kurdurttuğun için teşekkür ederim.
    Bana aşkın ne demek olduğunu öğrettiğin için teşekkür ederim..

    Belki de her şeyin ilacı olan zaman bu derdime de bir çare olacaktır. Seni aklımdan çıkarmaya kararlıyım Ama bu çok zor. Başarabilir miyim bilmiyorum.
    Fakat Her şeye rağmen Allaha senin gibi bir eserini bana gösterdiği için minnettarım.
    Evet, Tanrıya minnettarım, ama aynı zamanda garip bir şaşkınlık içindeyimde.. Senin gibi mükemmel bir varlıkla benim gibi bir mahlukatı aynı yerde yarattığı için..
    inan bunları taa gözlerinin içine bakarak söylemeyi o kadar çok isterdimki.. Ve daha birçok şey söylemeyi de isterdim sana. ama anla beni, O büyülü güzelliğinin karşısında bu gücü kendimde nasıl görebilirim? ve daha da önemlisi;
    Ben sana layik miyim ki?

    Belki de biz aynı puzzle in birbiriyle alakasız parçalarıyız. Sen güneş ve ben de puzzle in kenarındaki renk uyumu için yaratılmış bir parçadan ibaretim. Ama olsun, seninle aynı yerde olmak ta benim için mutluluk verici..
    Anlıyorsun umarım; aklıma geldikçe gözümde daha çok büyüyor ve imkansızlaşıyorsun.

    Senin benim duygularımla uzaktan yakından alakalı olmadığını biliyorum. Ayrıca senden herhangi bir beklentim de yok. Seni seven masum bir kalp olduğunu ve seni bütün varlığıyla sevip sevmeye devam edeceğini, onun seni yaratandan senin için en güzelini ve en hayırlı olanını bütün benliğiyle ve saf duygularıyla dilediğini bil, yeter...
    sevgiyle kal, hoşça kal...

    tashih: tanım düzeltildi.
    27 ...
  2. 22.
  3. seni bana kavuşturacak bilime denek olurum.
    4 ...
  4. 3.
  5. 8.
  6. okurken çok duygulandım iki damla yaş süzülüverdi. yanlışta saymış olabilirim üçte olabilir.
    4 ...
  7. 11.
  8. belki 7, belki 8 ay oldu...
    saymıyorum. bilmiyorum. hatırlamıyorum. hissettiğim tek şey; senden asla vazgeçemediğim. beni tanımıyosun, zaten uzun yıllar boyunca da tanımayacaksın. belki bi tesadüf eseri bir şeyler yaşanacak aramızda. belki de şimdi ki halimden gülerek bahsedicez. belki de uzaktan sevmektir aşkların en güzeli, tanıyınca soğumak gibi.

    ben senin o gamzelerine, o kusursuz güzellikteki ellerine ve belki de o bira göbeğine ve dökülen saçlarına kurban olurum bitanem. unutamıyorum seni, o saftirik suratını, çatal çatal sesini, 1.75 boyunu. evet, belki eksi özelliklerin çok, ama bu değiştirmez ki günden güne alevlenen tutkumu...
    hani derler ya ''birini neden sevdiğini açıklayamıyorsan aşıksındır''
    o hesap işte, belki öyle değil o laf... bilmiyorum, hatırlamıyorum. hissettiğim tek şey; seni seviyorum.

    benim sevgilim oldu. neden kabul ettim bilmiyorum. unutabilmek için belki de. ama seni gören bi insanın beklentileri yüksek oluyor, ben bulamam ki seni hiç kimsede...

    çok ortak yanımız var, ikimiz de çok sıradanız. evet, ben seni farklılığın için sevmedim. ben sende kendimi de bulmadım. ben seni neden sevdim bilmiyorum. hissettiğim tek şey; seni seviyorum.

    hayatımı mahvettin biliyo musun bay s.?

    sen benim gece yatmadan önce hayalini kurduğum yegane varlıksın. adına şiirler, yazılar yazdığım insansın. tanım yapamam ki. yakışıklı çok değilsin, sempatiksin diyelim. karizman da yok pek. pantolonundan bişey de belli olmuyo, afedersin. umrumda mı sanki, tutulmuş yürek böğür kıllarına, kirli sakallarına, masumhane, bebeksi gülüşüne...

    sürekli sana mesaj gönderme isteği duyuyorum feysbuktan

    ''hayatımı siktin pezevenk''

    şeklinde. ama gitmiyo elim be pezevengim, gitmiyo.

    sen benim için paketine dokunulmamış, bayramda alınmış, kaliteli çikolata kutusu, ben senin için milyarlarca insandan hiç bişey ifade etmeyen, tanımadığın biri.

    ama ''her istediğin olursa mutsuz olursun'' demişler. sen benim her istediğimsin. bi yanım ölümüne yanında olup, göğsüne yatıp, parmaklarımı kıllarının arasında dolaştırmak istese de, diğer yanım ''belki hiç bir şey beklediğin gibi olmaz'' diyor. bi kerecik yakından görsem keşke seni... ya da görmesem, çıldırırım heralde.

    bilmiyorum. sadece seni seviyorum.
    3 ...
  9. 5.
  10. tam benim istediğim gibi bir insansın. kaf dağının ardındaki adam, seviyorum seni.
    3 ...
  11. 19.
  12. kalbime öyle bir ket vurdun ki; ne önümü görebiliyorum ne senden öncesini hatırlıyorum. eğer bir bakışın beni bu kadar yaktıysa, elimi tuttuğunda tüm şehir yanacak demek ki.
    3 ...
  13. 29.
  14. aradan 14 yıl geçti ama ben hala seni o ilk gün gördüğüm gibi delicesine seviyorum. seninle hayal kurmaya bile kıyamazken bugün fark ettim ki zaten hayallerinde ben yokmuşum. senin için basit bir ilkokul arkadaşı olarak kalmışım. zaten ne bekliyordum ki; sen zengin kızı ben fakir oğlan; sen tatillerde ingiltere'ye giderken ben köyümde kuzularımın başında güneşin altında senin aşkından kavrulup gidiyordum. sen bu sene mezun olup avukat oluyorsun ben ise halen bitiremedim mühendisliği, sen hayata atılırken ben senin aşkından yolları eskitmeye, mecnun olmaya devam ediyor olacağım. başkasıyla denedim ama olmadı. başkaları bana deliler gibi aşık olmuştu ama sen öyle içimi doldurmuştun ki başkasına yer vermedim veremedim.

    az önce mesajlaştık, sen yine umursamaz tavırlarla cevaplar verdin hiç sormadın bile beni. artık senle bir daha konuşmayacağım artık bitti her şeyi bitirdim senin aşkın dışında.

    bahtın açık olsun ilk ve tek aşkım...
    5 ...
  15. 7.
  16. Yarın Alsancakta buluşacak olmamız garip bir tesadüf değil aslında. Sadece benimle ilgili duygularını, beni daha iyi tanıdıktan sonra gözden geçir diye yapıyorum bunu.
    2 ...
  17. 16.
  18. hayatımın içine ettin aptal şey. Ne vardı sen de beni sevseydin.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük