dünyanın yedi harikasını düşünmem gerektiğinde gözlerimi kapatıyorum. ne iskenderiye feneri, ne Babilin asma bahçeleri nede piramitlerin ihtişamı geliyor gözümün önüne. bir gülüş geliyor. sanki olmasa güneş doğmayacak, her yer karanlık olacak dünya hiç aydınlanmayacak, kırıklar hiç iyileşmeyecek, şarkılar sözsüz kalacak , yemekler tatsız tuzsuz olacak bir gülüş düşünün ki dünyanın tüm harikalarını alsın silsin tek bir saniyede. o gülüş ki kışın hiç üşümeyip daima sıcak olmanıza neden olacak, ellerinizi terletecek. o gülüş ki en karanlıklara nur olacak. öyle bir gülüş ki varlığımı unutturacak. öyle bir gül ki Zeus tanrılığının yetersizliğini anlasın. en yüce olmadığını anlasın. öyle bir gül ki kar taneleri herkesin içini ısıtsın. öyle bir gül ki sonbahar gelmesin Babilin asma bahçelerine,..
durduk yere ortaya çıkma huyun gene hortlamış galiba.
altı ay önce konuşmak istediğim zaman neredeydin? işini tebrik ettiğimde neredeydin? hayır anlamıyorum ki yani birden mi aklına esiyor benim hayatında bir zamanlar var olduğum? bir de bunu saçma sapan sebeplere bağlıyorsun. şaka gibi.
sana öfke bile duymuyorum artık. iyi olmanı istiyordum, herhalde iyiymişsin yani görünen bu.
ama uzak dur bence artık. aklına esince bana yazacak bir konumda değilsin.
kıyamam yapacak bir şey yok dedin, sen doktorsun sen de yapacak şey yok diyorsan ben ne edeyim, dağlara mı vurayım kendimi, taşlara mı, yoksa, bir sabun alıp ortasını mı deleyim.
yargılandığını göreceğim kendi gözlerimle, utanacaksın, başını eğeceksin, korkacaksın. yıllarca kaçtığın adaletin parçaladığın adaletin elinde kıvranacaksın. ben inanıyorum. yaptıklarını karşılamayacak elbet hiçbir ceza ama orda ellerinde kelepçe oturacaksın. içim soğumayacak belki, belki de küçücük bir parçası sevinecek sadece çaresizliğine ama göreceğim ben. bu gözlerim görecek kulaklarım duyacak ağzından çıkacak zehirden beter sözleri. tarih yazacak seni umduğundan çok çok farklı yazacak hem de. ama inanıyorum ben. nefes aldığım müddetçe inanacağım. ve inan o gün olacak bayramım.
bugün daha önce bilip de pek takmadığım bir şeyi tekrar duydum:
kaş aldırmanın haram olduğunu. ilk seni düşündüm ve en çok da senin günaha girmenden korktum. hatırlarım; kaşlarının şekle girmesi için annenle bu konuyu konuşmuş olduğunu.
hayatımda geçirdiğim en boktan ve herkesin üstüme geldiği günlerde bir de sen üstüme geldiğin için ve aslında kendimden başka kimseye değer vermemem gerektiğini hatırlattığın için sağol.