biz artık her şeyi biliyoruz. eskiden, hiç bir şey bilmiyorken mutluyduk, çünkü haberimiz yoktu. ama şimdi yalan ve doğrular her şeyi biliyoruz. işte bu yüzden artık daha mutsuzuz. sabırlı ve istekli olanların kazanacağı, diğerlerinin ise çekilmek zorunda olduğu bir dünyada yaşıyoruz artık !
suyu dantelli sürahilere konulan, 'gelmesi gereken herkes geldi mi?' diye gözü yollarda olunan. Ramazanda Hocanın ezan okumasıyla tatmin olmayıp, caminin ışıkları yanmış mı diyerek ramazanda akşam ezanını camda karşılayan ve tek ben biliyormuşum bu en önemli sırrı gibi koşarak yemek masasına 'ezan okundu'diye bağıran o küçük çocuk ben oldum hep.
o çocuk büyüdü şimdi ve büyüdükçe kalktı gitti masada oturanlar.
uzun zaman oluyor öylesine yazmayalı. Öylesine anlatmayalı. Çünkü öylesine diye başlayan bir çok şey öylesine olarak sonuçlanmıyor sanırım. Ama yine de ben öylesine olarak başlayayım...
Varlığımızı doldurup taşıran hayallerimizi, ideallerimizi düşünelim. Sonra tam onları gerçekleştirecebilecek imkanı bulmuşken buna karşın daha güçlü bir şekilde karşımıza çıkan imkansızlıkları. Maddi manevi. işte o zaman anlıyor insan, hayaller yalnızca hayallerde güzel. Aksini gerçekleştirenlere tebrikler, çok tebrikler. Hayat onlar için gerçekten yaşanılası. Ama böyle olmayanlar için başka yollar çizme zamanı. Daha gerçekçi olması şartıyla elbette. Ve unutmayın ki direksiyon yalnızca sizde değil. Hayallerinizdeydi o tek başına kahramanlık. Şimdi başkaları da hakim direksiyona. Kimi sağa çeviriyor onu kimi sola. ilerlemek zorundasınız, yıkılmadan, yoldan sapmadan. Varın bulun ortayı, varın uğraşın çıkmayalım bu yeni yoldan diye. Umarım güzel ağaçlar, çiçeklerle doludur o yol. Umarım, o kadar çok umarım ki "burayı keşfettiğim için çok ama çok mutluyum!" diyebilsin kişi.
Hep umduk da oldu mu, sanki? Olsun yine umalım. Başka türlü yaşanmıyor zira azizim.
Ben bir gencin kimlik arama telaşesiyim
Verilen son şansı istemem hayrını görün
Bulacağım çareyi sizin elinize verecek kadar ahmak değilim
Bana tarihimi de özümü de Türkçe anlatın bildiğiniz kadar.
Niye demek ne kötüdür kefenime sor
Kulağıma fısılda sorularını cevaplarını
istediğin ne ben kimle konuşuyorum
Yine kafamda oluşan bir kişilikle boğuşuyorum
Düşünüp tutalım diye bize öğüt veren var
Bu yüzden mi felsefeyi günah sayarsın
Kullandığın felsefeyi başkası çözemesin
Bu yüzden mi günahı felsefeye dayarsın?
Vakit geçiriyoruz işte bunu ustaca kullanın
insan emekli olana kadar bilincinin farkına varamasın
Sonrasında farkı yok zaten yorgun bedeni kalan zamanı
Torunlarını boşlayıp ihtiyar yayınlarına dadansın
Ve yetişecek nesil eminim hoşunuza gitmeyecek
Emelinizi bilirim hatalarınız yüzünden işleriniz yürümeyecek
Bir kısım dışında sizi kimsenin gözleri göremeyecek
Bu laflarım boşa kürek çekene edilen sitem demek
kendimi hakan taşıyan gibi hissediyorum. yani hakan taşıyan ın hissettiği gibi değil. hakan taşıyan mışım gibi...
"ben çok doluyum bak" "sizi ben çok seviyorum daağğ..."
"kendimize gelelim lütfen n'apıyoruz biz ki ? biz n'apıyoruz ki ?"