ben bu hayatı nasıl piç ettim

    2.
  1. Okumadım..
    Ama hiç bir şey için geç değildir gardaş.*
    4 ...
  2. 1.
  3. hayat dolu ömrünü yok eden insanların söylediği cümledir.

    buyrun derde kedere. yine olsa yine yapardım. yine piç ederdim 22 yıllık hayatımı o 3 yıllık bana güzel kendisine keder süreye. nasıl sevdim anlatamam. neden sevdin derseniz, ben de bilmem. gözleri, gamzesi, mis kokan saçları, minik minik parmakları, o soğuk duruşu, kalbimi on ikiden vuruşu ve daha binlerce betimleyici şeyler. neden sevdin derseniz, olmayacağını bile bile zorlamak, belki olur diye kendimi ikna etmek, canımın yanacağını, yakacağını bile bile kapılmak, yok olmak falan.

    gözlerine dolu dolu bakmıştım bir şubat ayazında götüm donarken. içimi öyle ısıtan, öyle dolduran, ruhumu o an teslim edeceğim bir bakış daha yaşamadım, görmedim, duymadım. bir şubat soğuğunda kuru bir tahta üzerinde yattı omzuma ona 2 saniye bana bir ömür olan o güzel anda. olmaz dedi, sevemem dedi, uygun değiliz dedi, olamayız dedi, hiç yaşamadım dedi. korktu. aşka, sevmeye, sevilmeye, güzel günler yaşamaya, ağlamaya, acı çekmeye ve diğer kederlere bi çare gözlerini titreterek baktı. yineledi, sevmiyorum dedi, seveceğini bile bile seveceğinden korka korka, ürkek ürkek. bana öyle bir bakıyordun ki, öleyim dedim. şuradan tren ezip geçse, bindiğim tren devrilse, öleyim de böyle bitsin dedim. seveceğini anladığımdı en büyük hatam, kaçmadan korkmadan sevmeye devam ettim, olacak ulan dedim. daha çok sevdim, gözümde büyüdü, taparcasına, yanarcasına, ölüyorcasına. daha çok sevdim ikimize yetecekmişcesine.

    nasıl da mutluydu ellerimiz ilk buluştuğunda, kaçırmak zorunda olduğumuzu bile bileyken bile. "hayır!" dedi, daha yeni başlıyor herşey. hayır dedi, çekti elini ürkek gözlüm. aşktan korkan ruhu, ellerini kaçırdı. gülümsedim ve onayladım sadece. korkularına, ürkekliğine hayran kaldım, nasıl da özel birini sevmişim dedim. daha çok sevdim hayal kırıklıklarını düşünmeden. içten bir sarıldın ki bana öylece, ben neye uğradığımı şaşırdım. kaybettiğim hayatı buldum, yeniden dirildim, gerçek ben oldum artık. içimdeki tırtıllar kelebek oldu, kanatlanarak sana doğru uçtu sanki. mutluluğun kelime anlamından sonra uygulamalı halini anca anca öğrenmeye başlamıştım. ne mutsuzluklar yakardı canımı, ne ölümler koparırdı artık kalbimden bu aşkı. artık dönülmez akşamın ufkunda, vazgeçilmez bir aşkın dalgasına kapılmıştım tamamen. hayaller deryasından, gerçekler okyanusuna beraber yüzmüş ve o günlere gelmiştik.

    aşkın tanımı ne deseler yine senin adını hiç usanmadan yıllar boyu söyleyebilirim. gerçi aşkın tanımını sormasalar da ben saatlerce sayıklıyorum adını şu hasta yatağında. öyle söke söke kazanmıştım ki seni, öyle söke söke kaybediyorum. yıllarca çabaladım seninle daha huzurlu olmak için, şimdi çabala diyorsun unutmak için. bitti diyorsun kabullenemeyeceğimi bile bile inatla. ölüyorum sen görmedikçe. sensiz kaldıkça, yok oluyorum artık tamamen. aklımın dengesini kaybederken. sonra bir bakıyorum, tek başınasın. bir daha bakamıyorum ya başkasına aşık olursan diye. ya unutursan diye. canım acıyor, geçer diyorum, kalbim ağrıyor, sabret diyorum. daha kötüye gidiyorum. seni düşünmemeye çalışıyorum bir yerden dönüp dolaşıp geliyor karşıma bana sarıldığın, yanımda olduğun fotoğraflar. aklımı kaybediyorum kimseye anlatamıyorum. ölüyorum sesimi duyuramıyorum. keşke diyorum 99 depreminde enkaz altında kalsaydım, keşke diyorum bir kaza eseri ölseydim, keşke diyorum seni hiç tanımasaydım. keşke sana bu acıları yaşatmasaydım, keşke sevmeseydim seni hiç. ama artık öyle dönülmez bir noktaya sürekledim ki kendimi, öl desen şüphe duymam öldürürüm kendimi, sürün desen sürünürüm köpek gibi. ama demedin. sustun, git demedin, kal demedin. bitti dedin. gözümün yaşına bakmaya bakmaya beni, sonsuz aşkımızı, güzel hayallerimizi bitirdin.

    ben ateşlerin arasında gelinlikle beraber tanıdıklarımızın arasından süzülecek bir eş,
    ben sabah yatağımızda zıplaya zıplaya bizi uyandıracak olan çocuklarımızı,
    ben her ay sıkıldığımızdan sürekli duvarlarını boyadığımız sıcak bir yuvayı,
    ben her aynaya bakışımda yaptığım herşeyden gurur duyacağım bir benliği,
    ben son nefesimi kollarında verirken mutlu öleceğim bir hayat dostunu,
    ben hayatımı adayacağım, aşkı için öleceğim, onun için var olma savaşı verebileceğim bir kızı kaybettim.

    sonsuza kadar yanımda kalacağın inancım ile var olan sevgimin, çığ gibi büyüyen hayallerimin altında kaldım. yanında olma savaşımı sen kazandın. yok olma savaşımı da ben... artık kurabileceğim hayaller, çabalayacağım hayat, ömrümü verebileceğim bir eş, hayalını kuracağım çocuklar, renklerini düşündüğüm yuva aşktan öte bir acı ile saplanacak kalbime. içimdeki o büyü öldüğünde ben de bir toprak olacağım.

    ben bu hayatı böyle piç ettim, biter bir gün çile, karanfilsiz gelme.
    3 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. Ne yalan söyleyeyim ilk paragrafı okudum baktım süslemeye,güzel yazmaya çalışmış bir acemi gördüm.his yoktu amk. (bkz: sonra bastım eksiyi)
    1 ...
  7. 5.
  8. ben piç etmedim.piç edenler kendilerinden utansınlar dediğim durum.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük