ben aslında bu gece değil, her gece seni düşünüyorum. hatta ve hatta biliyor musun sadece geceleri değil her an, her saniye seni düşünüyorum. belki de hasretindendir, belki uzak şehirlerde olduğumuzdandır bilmiyorum ama hasretinle başlayan bu düşünceler, gözyaşı olup akıyor seni gören gözlerimden...
ben bu gece seni düşünüyorum. seni düşündüğüm gecelerde senin de beni düşündüğünü biliyorum.eğer uyuyorsanda rüyanda ben varımdır. bok kafalı herif daha fazla roamntik cümleler türetemiyeceğim.beni düşündüğünü biliyorum sen de biliyorsun.düşünme daha fazla ara.
çıktım kapı önüne, seni balkonda çamaşır asarken gördüm. sana uzun uzun baktım, sonra hafızaya attım nasılsa beyin bedava.. sonra gece oldu ve hala seni düşünüyorum.. aklımdan çok pis şeyler geçiyo..
ben bu gece seni düşünüyorum'u düşünüyorum.
bak gene her şey benim oldu. gecelerime, salıncaklarıma, şakağıma döndüm. bir vagonluk sözüm kaldı tek:
kalbimin kırığını yerden alıp boğazına dayandıysam eğer,
son bir kez daha
öyle candan bak diyedir,
bana.
Uykusuz gecemin sebebidir nefes alışların. Daha önce yüzlerce şeye yorulmuş kalp atışlarımı bu gece yalnız sana yordum. Nefes alışlarımda bu gece bir senin adını sayıkladım. Bu gece bir seni özledim, bir seni bekledim. Çünkü bu gece bir sen gelmeyeceksin. Çünkü bu sarhoş gecede seni bir ben bekleyeceğim. Bu sarhoş gecede bir senin kelimelerini özleyeceğim.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Çaresiz bir bekleyişin kimliksiz bunalımındayım şimdi. Benden uzakta bir rüyanın koynundayken sen, senden uzakta bir düşte seni bulamamanın sıkıntısındayım. Acınası eller dolanır acınası elime, acınası yüzler görülür düş küskünü aynamda. Beni yalnızca geceler saklar bilmezsin.
Ziyan ömürlere nazar olsun gözlerim, zarar gecelere mezar olmuş düşlerim ve boş umutların çıkınında biter dersaadet yollarım. Yüreğimi çok çürüttüm, seni çok yordum bilirim. Oysa ben en çok kendimi sordum. Kendimi hırpaladım voltası bitmez zulümlerimde. Kendimi işkenceye tuttum doğuramadığım sabahlarımda. Beni bir geceler saklar bilmezsin. Bir geceler saklar da, onlar bile istediğim gibi anlayamaz beni. Huzursuzluğum da, huysuzluğum da bundan.
Ben bu gece seni düşünüyorum
içimde alevlenen bir umudu daha boğmaktan geliyorum. Dokunma! Sönmedi ateşim. Dokunma, mahvedemedim daha. Tersyüz edemedim sana koşan adımlarımı. Engel olamadığım bacaklarımı kıramadım daha. Dokunma! Sana yeşeren ümitlerimi boğmaktan geliyorum. Beceremedim daha. Mahvedemedim her şeyi. Kıyamadım o saf kalbine. Ay tenli yüreğinin ışıltısı pusu kurdu hıncıma. Gözlerim kamaşık, yüreğim tutuşuk, bedenim uyuşuk muhtacım sana.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Yokluğunun ertesi günler boyu gelişini bekledim. Her kendime geldiğimde seni beklerken yakaladım kendimi. Mengenede sıktım kalbimi, ateşlere attım gönlümü, gaz odalarında uyuttum ciğerlerimi. Dokunma! Yokluğunun ertesi savaşmakla geçti. Seni yaşatan düşlerimi zincire vurdum. Kırbaçladım günler geceler. Aç susuz sensizliğe mahkumdu ruhu, sensizliği sevdirmeye çalıştım yokluğunun ertesi... Dokunma! Sana biriken nefeslerimi boğmaktan geliyorum. Beceremedim daha. Tüketemedim sana büyüyen umutlarımı. Vazgeçiremedim senden! Hiçbir aldanışa kandıramadım daha.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Yokluğunun ertesi başladım unutmaya. Unutmaya başladıkça yenildim sana. Umutlarımı sökerken düştü gardım. Hayallerinden vazgeçerken teklemeye başladı kalp atışlarım. Biraz sen verdim kalbime yaşamak için. Sonra kaldığım yerden devam ettim içimi oymaya. Canımı çok yaktım, kendimi çok hırpaladım. Çığlıklarım yankılandı seni oyduğum köşelerimde. istanbul ağladı. Ben ağladım. Sen ağladın.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Daha biraz önce kalbini kırdım. Kamyonların, otobüslerin altına attım. Her kırığına ayrı ayrı işkence ettim. Aynada paramparça buldum kendimi. Toplamaya çalıştım kendimi. Yüreğimi yüreğinde, ellerimi ellerinde, gözlerimi gözlerinde buldum. Asit kuyularına attım senle dolmuş parçalarımı senden koparabilmek için. Ve aslında ben en çok kendimi kırdım. Kendimi yordum bu sarhoş gecede. Sen çekip giderken, ben yokluğunun ertesi kadehimde seni içiyorum. Ciğerlerime seni çekiyorum, düşlerimde seni yaşatıyorum. Sen bugün doğuyorsun yıllar önce, ama ben hala seni kırıyorum. Kendimi yok ediyorum. Ve sen bilmiyorsun: Ben bu gece seni düşünüyorum. Kendimden bile saklıyorum: Ben hala seni bekliyorum.
Gözümde yok değeri hiçbir şeyin. Acısına kana kana daldığım denizlerim büyüdü. Gurbet limanlarım sarhoş gecelerimin misafirhanesidir şimdi. Kaçtığım adresler, oyalandığım köşeler ve karaladığım sözcükler darmadağınık. Her şey birbirine girmiş bu ayaz gecede. Tenimi titreten soğuğun midemdeki yangından haberi bile yok. Seni hatırlatan detaylar düğümlenirken boğazıma; ayaklarım uyuşuk, ellerim buruşuk ve yüreğim buruk, o yana bu yana savrulur içim.
Ben bu gece seni düşünüyorum.
Oturuşumda yok kudreti asaletin. Gidişinle başladı vahametin, dönüş yollarını aramakta birikti acziyetim. Avdetine yorduğum düşünceler uyutmazdı beni. Şimdiyse bir ninnidir kulaklarımda. Karanlık gecelerin rüzgarında dağıldı solmuş düş yapraklarım. Avuçlarımda ufaladığım birkaç damla sızıyla çürüdüm sana. Şimdi bir filmin seyrinde karmaşam, şehrin diğer yakasındaki bir yangının üzerinde ellerim; ayaz gecenin donduran sabahını kolaylamak için, bir baharın düşünde ateşi izliyor kanayan benliğim.
Ben bu gece seni düşünüyorum
Sebebini bilmeden, niyesini sormadan... Yormadan ve susmadan... Ben bu gece seni düşünüyorum.
DiPNOT: "Bir var oluşun çıkınında biter saadetin, bundan bile bihaberdir variyetin."
"evet seni. bu gece seni düşünüyorum. aslında sen, herkesin sen sandığı sen değilsin. sen, kimsenin düşünmediği, benim bildiğimsin. senin bile bilmediğin sensin. benim bile neden düşündüğümü anlamaya çalıştığım sensin. ne yarım kalan bir şarabın uktesi, ne de senle paylaşabildiğim bir kanyağın sızısı midemde.
ben bu gece seni düşünüyorum.
neden düşündüğümü bilmiyorum. düşünüyorum öyle. aslında meraklısındır. en çok da bu huyunu seviyorum belki. ya da öyle olduğunu sanıyorumdur. niyeleri niçinleri de boşverdim bu gece. kendimi kasmadan, kimseyi yormadan seni düşünüyorum. herkesin başkası sandığı seni düşünüyorum. senin sen olduğunu bilmediğin seni düşünüyorum.
ben bu gece seni düşünüyorum.
aslında seni hep kahkahalar içinde elinde bir piyale şarap ile gözlerimin önüne getirdiğim zamanlar var bilmezsin. sana bir kez olsun haykıramadığım sözcüklerimi, yüreğimi tuz buz eden aldanışlardan esirgemediğim gecelerim var anlamazsın. bu sarhoş akşamın uyuşmuşluğunda ben, kadehimin parlak yansımasında sen ve içimde bir yerlerde bana fısıldayan ahlarımla seni düşünüyorum.
ben bu gece seni düşünüyorum.
belki de ilk defa seni düşündüğümü kendime söylüyorum. kendime bile ilk defa söylediğim için seni düşündüğümden hiç haberin olmadı. aslında sadece kendime söylüyorum. şimdi karşımda duran hayalin, bu sarhoş gecede "ona da söylesene" diyor, kendisini düşündüğümden haberi olmadan. gülümsüyorum. sen de öyle.
ben bu gece seni düşünüyorum.
ve her zamankinden farklı belki de. günah çıkarmak sayılmaz bu. biliyorum kendimi çok kastım. içimde biriktirdiğim şeyler beni tüketiyor. bir zehir gibi nefes almamı engelliyor. ve her yere ukte olmuş hayallerle gitmek canımı yakıyor. aşk diye peşinden koştuğum şeyleri haykırmak daha kolaysa, o zaman sen nesin? ben neyim? neresindeyiz bu hikayenin? ve neden bu masal hiç yaşanmadı? neden sadece içimde hissedildiler ve herkesten saklandılar? neden benimle birlikte bir gün hiç yaşanmamış gibi toprağın altına gidecekler?
ben bu gece seni düşünüyorum.
asi tarafımın törpüsü kırıldı belki bu gece. şaraptan mıdır bilmem. ya da sıkıldım birçok şeyden. ama haykırmak isterken ruhum, hala kendime itiraf edebilmekle yetinmem gerektiğine kendimi ikna etmeye yeminli kaskılar bulmam da niçin? engeller mi? pehhh! inan ki hiçbir şey umrumda değil! ben bile..! ya da inanma. her zamanki gibi sözcüklerimi daha fazla duyabilmek için saçma bahaneler türet. her saçmalığımı görmezden gelip her saçmalığıma gül. gül ki buğusu dağılsın bu sarhoş gecenin. varlığını duyabileyim bir yerlerde.
ben bu gece seni düşünüyorum.
bu sefer kesik kesik değil, hayatımı eksik yaşarken arka fonda seni düşünmek gibi de değil. ben bu gece sadece seni düşünüyorum. umrumda değil hayatın kendisi de, iş de, spor da, para da, pul da... sen bile önemli değilsin. ben bile önemli değilim. ben bu gece sadece seni düşünüyorum. hayaller kurup da beni nasıl mutlu ettiğini görmek değil ihtiyacım olan, senin teninde yüzüp de nasıl zevk aldığımı hissetmek değil ihtiyacım olan. ben sadece seni düşünüyorum. beni ne hale soktuğunu umursamadan, ne hale geldiğini umursamadan... dünyada senden ziyade bir şey bırakmadan, ben bu gece sadece seni düşünüyorum.
aslında şimdi anladım. belki de en başından beri bu sebeple hep uzaktım sana. aramıza koyduğum mesafelerin sebebi buydu belki de. bana her yaklaşmak istediğinde kaçışım bu yüzdendi belki de. ben sadece seni düşündüm belki en başından beri. bozmaktan, bozulmaktan korktum belki de. sen yaşamak isteyeceğimden daha değerliydin belki de. tıpkı bir şarap gibi. hep saklanan ama içilmeyen. varlığı ile mutlu eden... bir yerlerde varlığı hep bilinen. yalnızlığında benden uzaklaşırken başka ellere uzanışına bu sebeple dayanabildim belki de. yarım kalan bir şarap gibi hep arzulanır kalışın ve hiç açılmamış oluşun bundandı belki de.
yarım kalan şarapların içimdeki uktesini şimdi anladım. bunun korkaklık olmadığını da. "tatmadığı şeyi özlemez insan". ama "en çok, tatmadığı şeyi arzular". yarım kalan kısmı buydu cümlenin. özlememek için tatmadım belki de. yükün, kaldırabileceğimden ağırdı ya da. yarım kalıp diğerlerine benzemenden, benzememden kaçınmışım. belki de bu yüzden hiç olmamışım. ama hep varmışsın. sen sanmışlar başkalarını. ben yapamamışsın başkalarını.
başka bir kalbe yorulurken kalbin, başka bir tene susarken ruhun, ben bu gece seni düşünüyorum. yalnız seni.