vah ki vahlar olsun benim hala 19. yuzyil sartlanmişlarinda kalmiş olan her ota boka vatan millet sakarya sloganlari ile birbirine giren pek kıymetli yazar arkadaslarim.
hala hamasetin en zirtosu ve bayağisina saplanmiş ve hala camurda debelenen pek muhterem aklı selim kişiler.
gebertme edebiyatindan başka bir şey bilmeyen hala ahaliyi kurbanlık koyun gibi siperlere sürmeye bayilan kaz kafali birinci dünya savasi generalleri ve askeri agababalarina özenen sabalaklarim benim.
ne sehittir ne gazi haybeye gitti olan insanlari bosverip bunlarin üzerinde rant sağlamaya calisan ibişler.
pek muhterem yaldizli boynuzlu öküzler, hala kafaniz bazi seylere dank etmiyorsa su tümceyi iyi belleyin:
' bir hayat hiç bir şeydir, hiç birşey hayat değildir.'
insan hayatinin bozuk para gibi harcandiği ve ne olursa olsun ne ugruna olursa olsun bir hayati harcamanin, sirf bir kaç orospu cocugunun cebini doldurmak icin tezgahlanan dolaplara alet olmaktan bikmadiniz mi?
hadi kendiniz halis muhlis gürgen odunusunuz ama buna karsi cikana niye küfür edip, vatan haini diye damgalarsiniz? bir de utanmadan kani zehirli dersiniz?
gerçi sizin gibi kenef kagiti kiliklilar plan yapmayin plan diye sözde vatanseverlik maskesinde zart zurt yaptiğindan sizinde böyle yapmaniz gayet mümkündür.
bu vatani en cok siken vatanseverlerdir, ittihatci sabalaklar o kadar cok sevdiler ki sarikamişta facialari yasandi.
o kadar cok seviyorlardi ki vatanı türkiye cumhuriyeti umutsuz, bedbaht ve bunalimli bir sinir hastasi toplum olduk.
simdi bana vatan haini diyeceklerdir. varsin desinler bir savas ciktiği zaman yurt disina kapagi atarim ben arkadas. bir boka yaramayan nedensiz bir savasta tatli canimi harcamam ben. ben hayati seviyorum ve bu dunyada yapacak cok islerim var. giderim güney amerikada keyif catarim.
30 senedir çözüm değil çözümsüzlüğün carklarinda ezilmem.
eskiden düsman belli idi simdi ise mecliste fink atiyor. ola ki bir savasta sehit düsersem mezarimin basinda bir kaç zibidinin hamaset ve vatan millet nutuku atmasina izin vermem.
ölen sehit olan kişilere iki secenek sunun yasamak mi istiyorlar yoksa sehit mi? herhalde yasamayi isterler ölmeyi değil.
sözün özü:
vatani o kadar cok seviyorladi ki,
ortada kurtalicak vatan diye bir şey kalmadi
" bu vatan icin ölünür arkadas " cumlesiyle karsi cikacagim cumle , ideolojidir. ama ölmek istemeyen arkadas ta haklidir , neden haklidir?
vatan topragi tehlikededir , ozgurlugun elden gidiyordur , sen baskaldirirsin ulusun icin ,ozgurlugun icin vatanini savunmak icin.. savas cikar , carpisirsin gogus goguse , bilirsin ki akacak her damla kanin bayragi olusturacak , gururla teslim edersin ruhunu..
ama boyle kahpece bomba saldirisiyla , memleketini sindire sindire her karisini almaya and icmis orospu anali pkk militanlarinin ölüm sacan silahlariyla, senelerdir analarin " bizim oglana sirnak cikti " diye aglamakli isyanlariyla evlatlarini sag salim , davullu zurnali askere gonderip , 2 tane or.spu cocugu pkk linin duzenledigi saldiriyla " pisi pisine " ölüm gorunuyorsa , evet tabi.. ölmek istememekte haklisin be arkadas.. kim sana ne diyebilir ki?
ustelik bu vatanin sahibi o hukumet , o tsk , o cumhurbaskani ; vatanlarini korumak adina alacaklari kararlari amerika ' ya soruyorsa eger , hala kahpe pkk kursunlariyla olmekteysi vatanimin pirlanta 20 likleri , o vatan nasil vatandir , nasil devlettir, nasil hukumettir , nasil tsk dir, sorgulatmaz artik. askerden kacilir. kahpe tuzaklara , kahpe catismalara kurban olmamali , pisi pisine olmemeli memleketimin aslanlari.
dun olen 15 aslan in sehitligi bile tartisilir , pisi pisine öldüler kanimca. 2 pkk liyi alt edemeyen beceriksiz ( daha agir sozlerim var ama entry silinir ) yoneticilerin yuzunden " pisi pisine " öldüler.
benim bildigim 1980 lerden beri bir turban , bir teror.. cozemediler yahu.. cozemediler.. hayatlari polemik.
sahsen bir oglum olsa askere gondermemek icin elimden geleni yapardim. sirf bu dusuncelerim yuzunden.
düşünün ki bir evlatsınız. 20 yaşına gelmişsiniz, askere alınmışsınız. elinize g3 tutuşturulmuş. dağda yürüyorsunuz. arkanızda sevdikleriniz var. ananız, babanız, kız arkadaşınız, dostlarınız var. eğitim almışsınız. kafanızı kitaplardan kaldırmamışsınız. sonra evinize bir telefon geliyor. "başınız sağolsun. oğlunuz şehit." anne çıldırıyor. baba deliriyor. herkesin hayatı altüst oluyor.
e peki okumamış, cahil er? bir insanın bunları söylemek için okuması, yazması, çizmesi lazım. herşeyi bilmesi lazım. çünkü insan bildikçe canı ona tatlı gelir değil mi? dünyayı tanıdıkça yaşamaktan zevk almaz mısın zaten? peki ya okumamış er hiç mi arkasında sevdiklerini bırakmıyor? kaportacı dükkanından geliyor askere. eline silah tutuşturuluyor. çok mu isteyerek dağa çıkıyor bu adamlar sanıyorsunuz. askerdeki her adamı faşist, kafatasçı mı zannediyorsunuz? ulan kolay mı adam öldürmek o kadar? birinin beyninini mağara duvarında görmek çok mu zevk veren bi eylem ki adam gitmek istiyor askere? bu kadar sadist mi? yazmak kolay burda. çizmek kolay burda. tetiğe basmak zor ama orda. tetiğe basan da yok zaten. yerin altından fışkırıyor plastik bombalar. kollar bacaklar havada uçuşuyor. nedir bunlar? ölen askerler? şehitler? "kelle". evet kelle.
evet siz artık ölüyorsunuz. bu vatan için bir şehitsiniz. mekanınız cennet. ama sizin için kelle diyorlar. 'yan gelip yatma ulan!' diyorlar. yani uyuma lan! yapacağın göğsünü siper etmek. savaş sen. biz burda iyiyiz. benim oğlan da hem amerikada. o da takılıyo oralarda.
ölme be gözüm. sen ölmek istemiyorsun diye sana laf edenin ağzına sıçayım ben. candan tatlı ne vardır ki zaten? sanki bu ülke, sanki bu devlet sadece silahla kurtarılıyor. sanki çözüm c4 lerde, tomahawklarda, f16 larda. oku. adam ol. ülkene hizmet et edebildiğin şekilde. edemiyorsan bu ülkede işin ne zaten? çık yurt dışına. amerikada yaşa. senede kafadan 40000 dolar gelir. karı kız. ne rahat.
bu ülkeye hizmet edemeyecek kadar eğitimi olmayanlar silaha sarılıp da savunurlar değil mi ne de olsa?
vatandaşı oldukları devlet için ölmek istemiyenlerin bir çok haklı nedene rağmen yanlış yolda olduklarından bahsetmiştik. sanırım anlıyamadakları şu sen gerektiğinde devletin, ülken, bayrağın için ölmeyi bilmezsen, gelicekde çocukların sömürge olmaya mahkum olur, ırak'ın işgalini hatırlayın saddam heykeli yıkılırken halay çekenlerin kaç tanesi hayattadır sizce? emin olun hayatta olanlarıda saddam'ı mumla arıyordur. ırak'daki hapishanede çekilen işkence görüntüleri, coniler tarafında tecavüze uğrayan kadınlar, küçük kızlar size hiç bir şey ifade etmiyormu?
herşeye rağmen devlet için ölürüm olması gereken cümle. kimse aptal değil hepimiz biliyoruz burjuva çocukları yurt dışında göstermelik olarak çalışır, paralı askerlikden yararlanır yada bir şekilde emniyetli bir yerde askerlik yapar. sıradan vatandaşın çocukları diye adlandırılanlarda (ülkenin asıl sahipleridirler) doğuda operasyona çıkarak askerlik yaparlar. kiminin çocuğu yaşıtlarının şehit olduğu yaşta trilyonluk gemi sahibi olur, kiminin damadı aynı yaşlarda büyük şirketlerden birinin yöneticisi. sonrada babaları çıkıp üzgün bir tavır takınarak "kanları yerde kalmıyacak" gibi klasik laflar ederler. son saldırıda şehit olan kardeşlerimizin çoğu daha doğmadan başlamışdı terör ve neden bitirilmediğini bizim anlıyamadığımız gibi belkide onlarda anlıyamadan şehit oldular. ama herşeye rağmen bütün bahsettiğimiz haksızlıklara rağmen gerektiğinde ülkesi için canını verememek onursuzluktur. sizi bilmem ama şahsen onursuzca yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.
Ona "Haydi
Savaşa dediler
Başkaca birşey
Söylemediler
Aldılar köyünden
Davulla zurnayla
Geride üç çocuk
Bir eş ve bir ana
Eline bir silah
Tutuşturdular
Ve karşılaştı
Düşman ordular
Vurulup düştü
ilk çatışmada
Göğsünde bir oyuk
Üç delik alnında
"Ey bu topraklar için
Toprağa düşen"
`Bir karış toprağın
Var mıydı yaşarken?`
iki egemen güç, iki burjuvazi gücü piyasaları kontrol etmek için bir savaş başlatıyor. savaşın nereden başladığı önemli mi? fakat biz ait olduğumuz ailenin üvey evlatları olarak kardeş kanı döküyoruz. haince pusularda öldürülüyoruz. biz olmazsak bu devlet bir hiç ama biz gerçekten biz olursak bu devlet yaşanmak için bir cennet. bir grup sömürücü uğruna, emperyalist oyunlar adı altında kanımızı döküyoruz. tehlikenin farkında mıyız?