Akşamların tekinde.
Sıkı sıkıya kapanmış, Dışarıya bir ev.
içindekiler sessizliğin somut hali.
Etten ve kemikten, Ölümlüler.
Yaklaştıkça son nefese,
Uzağız yaşamaya
Uzağız sarılmaya Ve
Uzak, yaşamak bize.
Çılgınca yılgı var gözlerde.
Öldüresiye harp var.
-Vicdan harbi-
Yangınlardan doğan kıvılcımlar,
Göğüs kafesinden çıkmak için yalvarırlar.
Yalvarırlar zamana Ve
Yalvarırlar harbe.
Yaklaştıkça son nefese,
Daha biraz ayrıksandı:
Değişen birer yaratıktık.
Milyonlarca değişken Ve
Etin, kemiğin çevrelediği karanlık.
Elbette son nefes günlerinde:
Pişmanlıklar birer birer günyüzünde.
Sağından solundan yavaş yavaş çekilen,
-Hayatından ölümlüler.-
Yapılan hatalar,
Yapılmamış güzelliklerin ahı.
Çekildi suratına, cehennem güzargahı.
Ölü derinin beyazındaki, ölümlüye dair son kalıntı.
Onu da baş taacı yaparız, donuk bir mezar taşı.
Meydan şimdi başıboş, bahşedildi sana.
Yalnızca;
Yaklaştıkça son harbe,
Uzaktık yaşamaya.
Yaklaştıkça son nefese,
Uzağız yaşamaya Ve
Uzak, yaşamak bize.
bradley jamesim gerçek hayatta gwen rolündeki kişiyle çıkıyomuş. o kadar üzüldüm ki bu gece çorapsız yatıcam.
Kendisine bir şiir yazdım:
sırma saçlı bradley, neylersin
sen ki nasıl gweni seçersin
gwen ki gij bir adet kız kurusu
neyleyen sanki kornişon turşusu
ördek dudaklı haşin bakışlı yiğidim benim
gel sana mantılar börekler vereyim
Bir mide dolusu yalnızlık ve buz gibi bir sessizlik
Ben bu şiiri kusarak yazdım kimseler temizleyemez
Sabaha karşı ağladım ama hiç sesim çıkmadı
Ben bu şiiri susarak yazdım dudaklarım kupkuru
Ağır aksak bir ağrı bir gelip bir giderken
Sen öylece oradayken ve ben yanına gelemezken
Hırsımdan deli gibi olmayışına sarılıp
Gıyabında öperek tüm jest ve mimiklerini
Ben bu şiiri uçarak yazdım tüm yüklerimden kurtulup
Uyudum sonra uyandım gelmedi bir daha uyku
Müezzini duydum sonra Allah'la karıştı adın
Meleksin ya o yüzden gözüm hep yukarlarda
Tavanda ve bulutlarda ve arş-ı ala'nın dışında
Başımın üstünde her yerde gözlerini aradım..
Ben bu şiiri sana yazdım sızayım diye rüyalarına..
bugün seni özleyerek uyandım,
ya da hep özlüyordum da,
bugün daha mı çok hissettim.
kokun vardı burnumda,
o güzel beyaz teninin kokusu,
parfüm, deodorant vs. sevmezdinde zaten.
her şeyin sen kokardı.
kitapların bile.
Senin hayallerindi uykularımı bölen
içimi ısıtansa gülüşünü düşünmekti
Seni sevdiğimi sana haykırabilmekti
Umudum
içimde uyanan duygular bahardan mıydı
Yoksa baharımın adı mı ...... dı
Herkes gibi şubatta gelmiştin hayatıma
Hiç kimse gibi olma istedim
Gitme, hep yanımda kal istedim
Sende bulduğum kadınlığımdı
Büyümek istemezken
Bir adamın kadını olmak istemiştim
Seni sevmek istemiştim hesapsızca
Zaten pekte beceremezdim ya hesap yapmayı
Küçücük yüreğimde kocaman bir aşk mıydı büyüyen
Yoksa yalancı bahardan mıydı hissettiklerim
seviyorum seni ben.
nedensiz değil bu sevgi.
zaten nedensiz olmazki sevgiler.
lakin, kimi zaman açıklanamaz o nedenler.
o anlamı taşımak istemez, ağır gelir ve kaçar tüm sözcükler.
geriye bir sevgi sözcüğü kalır;
seviyorum seni ben.
Gülüşun ışık oluyordu kalbimin tüm odalarına.
gözlerin oluyordu gökyüzü,
ve her kısışında küçültüyordun dünyamı.
minik adımlar bırakıyorduk seninle,
bizli izlerle terk ediyorduk şehrimizi.
ve her terk ediş yetim bırakıyordu aşkı
sonrası özlem oluyordu.
hasret kokan öpüşlerle sarmalıyordun umutlarımı,
ellerin oluyordu yüreğin.
ellerin.. birde tutundu mu ellerime, hani titrerdi yaprak gibi.
biz sonbahara çok uzaktık üstelik.
cılız sesimin en güçlü hecesiydi adın,
ve adın boynu bükük bırakırdı tüm sevgi sözcüklerini.
yeniden.. sonra yeniden ..
şimdi bekleriz iskelede 9 vapurunu,
sen ellerimde ayırtmışssındır yerini.
tanıdık göz değmesin diye saklamıştır küçük kara parçası bizi.
senin gözlerin ilişmiş gözlerime, bir bakışın hala takılı durur
kirpiklerimde.
sonra bir utanmadır almış bizi.
öylece oturmuşuz bir bankta.
yine köşedeki ev bizim.
bahçede rüzgarın salladığı salıncak.
birbirine sarılmış çocuk sesleri...
anlarız çok sonra.
zamana yenik düşen bir üçüncü veda.
gözlerinin gözlerime son dokunuşu
ve kimsesiz kalışıdır ellerimin.
Bulutların arasından süzülen
Işık demetleri vuruyor gözlerine.
Ağaçlar mutlulukla eşlikte
Etrafindaki kuşların şarkısına.
Kokular daha bir keskin
Çevredeki sesler ahenkle
Birlik olmuş duyuruyor
Cümle aleme...
Mutluluk ve huzur kolkola
Bir tualin çeşitli renklerinde
iki el, dört göz, iki gülümseme
iki kalp, yok hayır tek bir kalp
Atıyor yaşama adımlarını
Tadıyor sevgiyi, aşkı...
Her gün fotoğraflarına bakıyorum seni unutmayayım diye,
Gözlerine bakıyorum öyle dik dik,
belki beni fark edersin diye,
Kalbimde içeri girmen için açılan bir kapı vardı dışarıdan açılan,
Ne kadar zorlasam da içeri alamadım seni haliyle,
ilk kez bu kadar zorlamıştım şansımı,
ve ilk kez bu kadar istekliydim,
ve karşımda ilk kez bu kadar isteksiz,
ve ilk kez bu kadar yaptıklarımı görmeyen sen vardın,
vardın ve olman bile güzeldi bir ara,
o zamanlar geride kaldı dimi,
o zamanlar bir daha gelmeyecek,
kapattım gözlerimi aydınlığa,
ve orada sen yoktun,
olmazdın,
olmayacaktın,
ve haliyle olmadın,
anca geliyorum kendime,
seninle konuşurken ki gülümsememi silmeye çalışıyor,
ve konuşmamız bittiğindeki üzüntümü anca siliyorum,
özlüyorum seni güzel kız,
ve hep özleyeceğim...
çok sevmeyeceksin bu dünya da,
onun için her şeyi yaparım demeyeceksin,
yapamazsın,
çünkü izin vermez sana,
mal gibi kalırsın ortada,
ve bir tek sen ağlarsın bu duruma,
kalbinin içindekileri boşvereceksin,
sevmeyeceksin en basitinden,
değer falan hak getire,
sabit olacaksın,
ısrarcı olmayacaksın,
sen 2 saat oldu mesaj atmadı acaba aklında kim var derken,
her zaman seni düşünmesini isterken,
aklında bile kalmayacaksın,
düşünmeyceksin öyle 7 - 24,
bir kaç kez aklına gelsin yeterli,
sabahları günü aydın olmuş karanlık olmuş kime ne?
sen günde iki kez nasılsın de yeterli,
ne kadar çok seversen o kadar çok üzülürsün,
üzülürsün işte...
Zararım kendime,
Yanı başında olabilseydim keşke,
Ben ağlayamam bilirsin,
Oysa içim kan ağlıyor,
Sana hoşçakal demek ne kadar zor,
Peki demeni sindirmek,
Hayatın tek kişilik oyununda,
Yine yapayalnızım,
Dönme geri ne olur,
Açma pıhtılaşmamış yaramı,
Yine kanarım güzel gözlerine gelirsen,
Gelme geri ne olur,
Yapamıyorum tek başıma,
Bana yardım et ve gelme...
Mutluluk ve acı aynı oranda,
Gözlerim boş boş bakarken gülümsüyorum,
Gülümsüyorum hayallerimin imkansızlığına,
büyütüyorum içimde her geçen gün seni,
Büyütüyorum kahverengi gözlerini,
biliyorum bir gün bırakıp gideceksin beni,
biliyorum ve elimden hiç bir şey gelmiyor...
belki yüzüne söyleyemediklerim için yargılayacağım kendimi...
belki söylediklerim için asacağım.
belki haberin bile olmayacak
belki haber bile vermeyeceğim
çok uzun bir hikayede boş bırakılan son sayfayız biz.
belki doldurabilirdik.
belki bilerek boş bıraktık.
hep bir ihtimal üzerineydi yetim umutlarımız,
belki bir ihtimal dahi yoktu umutlanmaya.
şimdi.
sonra.
bugün.
yarın.
hiç yaşayamadıklarımıza üzüleceğiz belki
belki de kayıtsız kalacağız bir ölüme.
belki sen öleceksin
belki de ben.
bir araya geleceğiz belki yeniden...