şimdiki bölümlerde esas türk çiftleri gelmektedir. şişman, örtülü ve herhangi bir yörenin ağzı ile. ilk bölümleri gibi sevgililer ve yeni evlenmiş kişileri tarihe bırakmıştır.
insanları araba için soytarıya çeviren yarışma programı. arabaya doldurulan insanlar kucak kucaga kadınlı erkekli. üstelik bir de yarışmacılar kendi eşlerini milletin üstüne yatırıyorlar. iğrenç bir görüntü. örf ve adetlerimize uygun olmayan çakma bir yarışma programı dilerim tez zamanda kaldırılır.
ay arkadaş adamlar eşlerine sağ sol yerine yüzük ve saat diye anlatıyor çıldırıcam. bu kadar temel konularda bile empati yapamayan çiftler anlaşarak evlenebiliyor ya hayret.
oha kadın başarısız olmayı ''mumu ilk kibritte yaksaydınız olmuştu'' dendiğinde ''ben yakıyordum da o mumun sorunu'' dedi ya ben daha bir şey demiyorum. var bir şeyler eşlerde.
Final oyunu önceden mide bulandırıyordu. 25 kisi arabaya iteleniyordu falan. Simdi ise daha yaratıcı bir fikir. ilker Ayrık da hakkını fazlası ile veriyor.
sağı ile solunu bilmeyen kadının eşine '' saat ya da yüzük de diyorum sana, niye anlamıyorsun? '' diye sitem ettiği yarışma. ya arkadaş bir insan sağını, solunu nasıl bilmez? bu senin mi, eşinin mi sorunu acaba? ayrıca hadi sen bilmiyorsun; eşin senin saatini hangi koluna, yüzüğünü hangi elin parmağına takdığını nasıl bilmez? güya eşlerinin kendilerini tanıdığını ispatlıyor insanlar. *
ısrarle ve inatla izlemediğim yarışmadır. korkuyorum izlersem evlilik düşüncesinden vazgeçmemden. bir araba için ya da sadece ekran karşısında görünmek için, değer mi onca rezilliğe demekten alamıyorum kendimi.
an itibariyle baş örtülü bayana zoom yaptıklarında kollarında ki kılları görünce hayattan soğudum yemin ederim. hadi normal zamanda evinde tamamda bari böyle programlara çıkarken bir ağda yapın yani. benim kollarımda bu kadar kıl yok.
edit: izlediğimden değil bu saçmalığı reklam arası kanal gezerken rastladım.
an itibariyle rizeli bir çift var. adamcağız pasif vur ensesine sadece lokmasını değil donuna kadar al ama kadın tam tersi her an görünümünü değiştirip alien'e dönüşecek gibi geliyor.
fragman olarak verdiğinde tutmaz dediğim sonra kendiminde izlediği bir program. ilker ayrık'tan dolayı sanıyorum adam sıkıcı sunmuyor hareket katıyor programa o yüzden 10 kişiden 4-5'i izliyordur muhakkak. kötü olan alıntı olan programın bir kerede daha alıntı yapılıp show tv'de "yaparım bilirsin" adlı olarak yayınlanması. şu da bir gerçek stüdyosu çok sıkıcı ve behzat uygur'da çok kötü sunuyor.
ya buraya cikan yarismacilari para verip mi buluyorlar anlamis degilim. u la bir oyunu kazaniyorsun. oyun ici oyun sonu her bir boku yapiyorsun. hayvan gibi orada burada tepinmeye ne gerek var. insan gibi sevin bitir. insan olun insan.
bir de turbanli bacilarimiz diger bacilara gore daha hareketliler. cok yapmacik duruyorlar. sevmez oldum lan ben bu kadinlari ne amk oyle. tuhh abv sizin diyorum bazen.
Bu yarışmadaki israf içeren oyunlar beni epey rahatsız ediyor.örneğin çivili tahtaya top atma oyunu. en az yüz adet top zayi oluyor. onun dışında tahta masayı balyozla kırma oyunu çok sıkıntılı. bardaklı oyunlarda da epey bardak kırılıyor, zayi oluyor. Bu hususlarda duyarlı olmalarında fayda görüyorum.
(bkz: gürkan ve fatma) çiftini desteklediğim ve nihayetinde onların kazandığını öğrendiğim yarışma. evli filan zannediyordum onları. sevgililermiş meğersem. umarım ayrılmazlar, çok yakışıyorlar. özellikle de fatma... zapzayıf,katty perry'e benzeyen tip ve sevimlilik... yenesi bir bayan. partneri de fena değil...
final oyununda hentbol oynadılar. kalede iki kişi vardı. rakip takım tüm topları, fatma'nın kısmına attı, tutamaz diye... kızın bacağına ve göğsüne çok sert bir şekilde top çarptı filan. üzüldüm. kızın canı çok yandı valla. sonunda kazanadılar ama.
rakip takım tam bir varoştu. fatma ve gürkan'ı tebrik bile etmediler. çoluğunu çocuğunu toplayıp bir kenara çekildiler. rakip takımdaki başörtülü bayan da şey diyo oğluna, oğlum üzülme bizim arabamız var zaten... lan gavat, madem araban var ne diye sülaleni toplayıp geliyorsun?... sinirlendim yine bak...
pantolonunu yırta yırta aldı adamlar arabayı... içim rahat etti.