"ben artık değiştim" açıklaması yapan insanlara güvenilmemesi gerekliliğinin sebebidir.
tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz.
misal bir insan kader kurbanı olmuş, hasbelkader bir cinayet işlemiş ve cezasını çekmiş olabilir, bu insan zaten yaptığı hatanın kat be kat fazlasını çektiği için değiştim demeye hakkı vardır.
ama toplumumuzda bu yanar döner, "angut" insanlara güvenilmemesi gerekliliğini anlatan atasözleri de vardır.
tabi bunlar bir dakikalık gözlemlerle değil, yılların birikimleri ile dillere pelesenk olmuş laflar olduğunu hatırlatmamıza gerek yoktur sanırım.
yani,
bugün hırsızlık yapan biri değiştim dese bile illa gidip hırsızlık yapacaktır, götveren, göt vermeyi bıraksa bile gidip hıyar sokup gene yapacaktır o işi, uyuşturucu bağımlısı olsun, içki müptelası olsun keza alayı böyle.
peki ya diğerleri?
misal teröristler?
habur'da saldıklarımız...onlar da değiştik diyorlar. ama ilk fırsatta türkiye cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne karşı bir fiili livata girişimi içine duhul olacaklarından kimsenin şüphesi yok.
ya siyasiler?
onlar değişir...
değiştim der, halk inanır, milyonlarca oy alır ve hatta iktidar dahi olurlar.
aslında değişen bir şey yoktur, değişen sadece halkın zeka seviyesidir.
dün anasının sikilmesine ses etmeyenler bugün en değerli şeyleri olan allah-kitap-peygamber üçgeninde yedi cetlerini siktirmekle meşguller.
2 dönemdir değiştim diyenler yapıyor bunları ve bir dönem daha yapmak için halkın arkasına geçmeye dünden hazırlar.
hülasa,
adam dediğin adam gibi olmalı.
puştsa çıkıp ben puştum diyebilmeli.
ama yine misalen söylüyorum kimse üzerine alınmasın,
bir adam düşünün ki dün milli görüş'ün en yılmaz savunucusu olacak, ideali uğruna hapis yatacak, türkiye cumhuriyeti'nde bir şeriat devleti kurmayı dillendirecek kadar inançlı olacak, sonra çıkıp "ben değiştim" diyecek ve iktidar olacak...
inanır mısınız?
inananlar var...
ha tekrar ediyorum, kimse üstüne alınmasın.
nacizane görüşüm budur.
"değiştim" diyen adam şerefsiz adamdır. kimse geçmişinden kaçmamalı, utanmamalı, gizlememeli...eşek etinden sucuk üretip sonra da camiye gidip namaz kılsa bile...
değişiklikler değiştiremez adamı
sadece görünüşünü ya da adını
ama değiştiremezsin içini
değiştirsen bile her şeyi
bilemiyorum ne kadar şerefsiz ne kadar şerefli...
en büyük şerefsiz heraklitostur cevabı alabilecek önerme. sonrasında onları takip eden bir nehirde iki kere yıkanmaz diyen pragmatistler...ve türkiye deki takipçileri tevfik fikret ve ötekiler...ve korkarım bu değişim şerefsizlik hareketinin sonu türkiyedeki "aydınlanma" düşüncesine kadar gelir. ve bu hareketin en büyük temsilcileri milli mücadelecileri de içine almaktan imtina etmez. ve bu cehalet sınır tanımaz böylee sürüp gider...sözlükte başlık olur; entrylerle devam eder.