Yalan soylemeyi seven erkektir. Aldatmayi duygusal olarak goruyorsa, baska bir kizla sevismeyi ihtiyac olarak kabul ediyorsa kendini aldatmiyorum ki ben yeaaa diye kandiran erkektir.
yalan soylemeyi seven kadındır. aldatmayi duygusal olarak goruyorsa, baska bir erkekle sevismeyi ihtiyac olarak kabul ediyorsa kendini aldatmiyorum ki ben yeaaa diye kandiran kadındır.
aldatmayı doğru anlamış erkektir.
evet senden başka bir çok kadınla beraber olabilirim ama seninleyken değil.
eğer sana artık ilgi duymuyorsam senden ayrılır yeni maceralara yelken açarım.
bu dediğim aldatmaya girmez. aldatmak dediğin ona sözün varken başkasına söz vermektir.
Büyük konuşan erkekdir. Aslında erkek ve ya kadın fark etmez. insanın başına ne zaman nerede ne geleceği, olayların nasıl gelişeceği, duyguların insanları nasıl çıkmaza sürükleyeceği hiç bir zaman belli olmuyor. Bu yüzden ben aldatmam, ben yapmam, ben etmem gibi cümleler kurmak tehlikelidir.
insan kendinde olmayanı sürekli vurgularmış.
mesela çok yalancı biri sürekli 'ben dürüstüm, dürüstlüğe çok önem veriyorum' şeklinde bunu vurgulama ihtiyacı duyarmış. ama gerçekten düsürt olan biri bunu söylemeye bile gerek duymaz.
aynen bunun gibi 'ben aldatmam' diyen erkek kesin aldatır. 'ben aldatırım' diyen erkek de aldatır.
yalnızca, 'aldatma' kelimesini ağzına bile almaya çekinen erkek aldatmaz.
tek eşlilik peşinde debelenen erkektir. hani başarması şartlara göre çok zordur. şimdi adamın profiline bir bakalım;
sabah evden çıkıyor akşama kadar işe gidiyor. zibilyon stres ile yaşam derdi vesaireler. hanımı çalışmıyorsa ki muhtemelen en kötü senaryoda böyledir. bütün gün baymış tabi evde, hop adam eve geldiğinde verdiği tek şey dırdır oluyor. iki dakika sevişelim derdine düşen adam, karşısında günün devamını görünce aklı gidiyor mazlumun napsın ? o güne kadar öpüp koklayabildiği tek şey olan "ben aldatmam" deyişi de elden gidince bir bakıyorsun " akşam cumali abilerle kahvedeyim" başlıyor. kahramanımız da en nihayetinde bunu söyleyene gülmeye başlıyor.
yukarı da yazdığım klasik evlilik senaryosun da bir erkeğin ihtiyaçları doğrultusunda düzene ayak uydurması örneği. bunu ilişkilere uyarladığımız da karşımıza 1-2 cümle çıkıyor; "evlenmeden olmaz", "şimdi canım hiç istemiyor". ikinci cümleyi sıklıkla söyleyin, birinci cümle ana fikriniz olsun. en azından adamı değiştirmeyi başardım dersiniz.
sanildigi kadar az oldugunu dusunmedigim erkek. ayrica evet bu benim. on sekizimden yirmime kadar sayili kere gordugum kizi da aldatmadim, ilkokulda cikip parkta konustugum kizi da. kadinlar erkekleri bu konuda nasil oluyor da boyle rahat yaftaliyorlar bilmiyorum ama onlara diyecegim iliskisine saygi duyan bir cok adam var. sizin habire duymayanlara rastlamaniz ya kadersizliginizden ya da yasadiklarindan ders alamayan kendinizden.
kendi zaaflarını, yoksunluklarını sanki başkalarınınkiymiş gibi gören zavallıların sinir olduğu erkektir.
hiç bir sevgilimi aldatmadım lan, beni aldattılar, hemde gözümün içine baka baka. ama ben aldatmadım, aldatanı affetmediğim gibi hiçbir zaman da affedilmeyi bekleyecek zavallı, güçsüz ve ezik kişilik de olmadım...
not: affedilmeyi bekleyerek bu zavallı duruma düşmeyen, akıllı erkektir. (bkz: kıskananlar çatlasın)