Lakin bu hanımefendi çok değil birkaç sene önce belçika parlamentosunda milletvekiliydi.
Yani kendisi belçika vatandaşı.
Ama türkiye'nin cezayir büyükelçisi olabiliyor.
Tıpkı abd vatandaşı merve kavakçı gibi...
Demek ki başında o şey varsa başka memleketin vatandaşı olup olmadığına bakılmıyor.
Sevgili akp seçmeni.
Bakın bu ülkenin kaymağını yiyenlerin hemen hepsi başka ülkeler ile iltisaklı insanlar.
Yani bu enkaz çöktüğünde onların gidip yerlesecekleri başka vatanları var.
Peki ya senin böyle bir güvencen var mı sevgili akp seçmeni kardeşim.
Sen ve ben aynı gemideyiz.
Ama bunlar yatta. Unutma bunları sorucam ileride.
Büyükelçi olabilmek demek, dış işleri bakanlığı'nda herhangi bi pozisyonda işe başlayabilmek için götünü yırtıp, yıllarca alt kademelerde, sonra maslahatgüzar, katip gibi kademe kademe yükseldikten sonra kazanılan çok çok büyük bir ünvandır- ünvandı.
Akp işin o kadar cılkını çıkarttı ki, çekirdekten yetişen, kaliteli, diplomatik işleyişe hakim diplomatların yerine teşkilat dışı alakasız atamalar yapıyor. Tayyip'in bilmem nesi fas'a, öteki bilmem nesi şuraya. Yazık günah.
Bi de bu kadın Belçika'da doğup büyüyen tamamen konu dışı bi zat. Tarih kitaplarındaki Devletin yozlaşması, kokuşması denen şey tam da bu.
Benim türbanlı bacımı büyükelçi yaptılar hem de belçika vatandaşı, hem de dış işleri bakanlığında zerre çalışmamışken, böyle tepeden, lönk diye, şakkadanak.
Bunu sol zihniyetin partisi yapmış olsaydı, şu an neler yazılıp, çiziliyordu kimbilir, gündeme bomba gibi düşmüştü!
Ama görüyorsunuz ki, herkes sus pus, hanım kızımız salına salına o makama oturdu.
Halı motifi izleyen, üç maymunu oynayan güruhta da, her zamanki gibi derin bir sessizlik hakim.
Yıllardır sömürge olmuş, işgal altında olmuş ve en yetenekli gelişmiş donanımlı insanları ya kendini işgal eden sömüren devletin vatandaşı olmuş, sömürge kültürü ile yetişmiş ya da yurt dışında doğmak okumak zorunda kalmış yeni kurulmuş devletlerde olacak durumdur.
Dünya'da Vatandaşlık hakları ve devlet görevi temsili konusunda ahkâm kesecek değilim.
Şunu bilin, eğer yeni kurulmuş ve uydu devlet ve de sömürge değilseniz ve tarihi bir kimlik gelenek hükümranlık kültür sahibi iseniz "bu kadar da olmaz canım" denecek olaydır.
Unutmadan, sonradan kurulan ve küreselleşmenin Sovyetlerin dağılması vb durumların getirdiği şartlarda kurulan Estonya da bile başka ülke vatandaşlığını alınca kendi ülke vatandaşlığını kaybedersin.
Tabi ki doğuştan gelen Estonyalı değilseniz, Estonya vatandaşlığını kimse sizden alamaz ve bu hak kan ile belirlenir.
Kısacası 85 milyonluk ülkede, binlerce yıllık devlet millet olma kültürü bulunan bir ülkede büyükelçi...
Neyse, konuyu dağıtmayalım.
Çünkü konu Ali Kemal'in torunu ingiltere'ye başbakan oldu diyen olacaktır.
Ben de avam kamarası veya lordlar kamarasında bir büyükelçi raporu mu yoksa Başbakan'ın görüşü mü önemli diye sorarak, ingiltere'yi temsil etmek ile başbakanlık yapmak aynı şey mi diye sorarım.
Devlet denen olgunun ne olduğunu bu cahillere anlatmak istemiyorum.
Biliyorsunuz, ölü ile tartışılamaz.
Akp sayesinde Hayatının bir döneminde sakal bıyık türban mağdurluğu mesleğini icra etmiş her insan gibi bir yerlere gelmiştir.
Ehliyet, yetenek, emek, bilgi birikimi... Bunlar önemli değil. Yeter ki bir zamanlar mağdur olsun, birilerinin bilmem nesi olsun.
Yedi sülalesini ihya edecek bir kadro ülke yönetiyor, rahat olsun.
