belçika kızları

entry3 galeri22
    1.
  1. waffle yapmayı bilmiyorlarsa bir işe yaramayacak kızlar.
    0 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. Belçika, 1831 yılında icat edilmiş yapay bir devlettir. Bir tampon devlettir. Amaç, Fransa'nın bir daha Hollanda ve Almanya'ya saldırmasını önlemekti. Belçika'yı icat eden devlet de ingiltere olmuştu.

    Daha sonra Almanya'nın bu kez batıya saldırmasını önleyeceği sanıldı ama Almanlar iki kere, hem 1914 yılında hem 1939 yılında bunu iplemediler, Belçika'yı ezip geçtiler. hatta hala karikatürlere konu olur. almanya ne zaman savaş açsa 3 gün sonra versailles sarayında şampanya patlatır diye.

    Almanya ile Fransa'nın barışmasından sonra hiçbir anlamı kalmayan Belçika da, bu kez Avrupa Birliği'nin yükünü taşıyacak bir tür merkez edildi.

    De Gaulle'ün NATO'yu Paris'ten kovması üzerine de ittifak karargahı Brüksel'e taşınmış, Belçika'nın "bu gibi durumlarda" çok işe yarayacağı görülmüştü...

    zaten Belçika başka bir işe yaramaz.

    Emperyalist "abilerini" izleyerek, onların kuyruğunda Afrika'yı yağmalamış olmak gibi bir de pis geçmişi vardır (Kongo'yu ona hediye etmişlerdi.)

    Bir "Belçika milleti" yoktur. Bir "Belçika dili" de yoktur. Bu ülkede Flamanlar ve Valonlar yaşarlar, bunların birincisi Hollandalı, ikincisi de Fransız'dır.

    Ve de birbirlerinden de nefret ederler...

    Tıpkı, Çekler ve Slovaklar gibi.

    Flamanlar çoğunluktadırlar ama ezildiklerini söylerler. Valonlar da onları savaşta Alman uşaklığı yapmış olmakla suçlarlar.
    Aklıma annemin pek sevdiği Jacques Brel'in ünlü şarkılarından biri geliyor: "Messieurs les flamingants... Nazis pendant la guerre"... Flaman demiyor, kelime oyunu yapıyor: Flamancıcıklar, Flamancılar, hani Alamancılar gibi... Brel onları aşağılıyor.

    dinlemek isterseniz buyrun : http://www.jukebox.fr/jac...es-flamingants,88ku8.html

    Belçika sevimsiz, soğuk, külrengi bir ülkedir. Ağır sanayi ülkesidir, kıyısı çamurlu, doğusu ormandır. Patatesi ve midyesi meşhurdur. Başka da bir numarası yoktur, Waterloo savaş alanını ve de canlı ortaçağ müzesi Bruges kentini saymazsak. Yoksa Brugge mi demeliydim, onda da anlaşamıyorlar.

    Paris'e ya da Amsterdam'a göre Brüksel de, istanbul'a oranla Ankara'yı hatırlatır gibi.

    bundan 10 yıl önce hararetli bir şekilde 2 hatta 3e bölünmeyi tartışıyorlardı, hala da tartışıyorlar. Kuzeyde Flaman bölgesi (Flandres), güneyde Valon bölgesi (Valonya), Brüksel de tarafsız bölge, başlı başına bir şehir devleti! Avrupa Birliği'nin, hem herkesin hem hiçkimsenin olan başkenti.

    bölünemediler henüz ama çok da meraklısı değiliz.

    Bakarsınız bir süre sonra kuzey tarafı Hollanda'ya, güney kısmı Fransa'ya katılır.

    Ama bunu hiçbir yararı da yoktur, sakıncası da.

    Çünkü artık toprak almanın, toprak vermenin bir anlamı kalmamıştır.

    Toprak vermekten korkan, toprak alınca sevinen bizleriz... Türkler...

    O kadar ki, "demokrasi ve özgürlük götürmek" iddiasıyla ele geçirdiğimiz Kıbrıs adasının kuzey bölümüne 40 yıldır "aldık" diye bakıyoruz, vermeye de elbette yanaşmıyoruz.

    tabi ki bizimkisi bir Osmanlı refleksidir, elden çıkarmış olduğumuz çok büyük toprak parçalarından hiç olmazsa bu kadarcığını geri almayı başarmış olmak, bizi gururlandırıyor mu ne?

    Belçika'da kişi başına yıllık gelir, Valonlar'da 62 bin dolar, ezildiklerini söyleyen Flamanlar'da da hepi topu 55 bin dolarcıkmış!

    Bizde de hükümetin ısrarla iddia ettiği gibi 25 bin dolara çıkarsa, meseleye daha serin bakacağıma söz veriyorum. gerçi o 25 bin dolar sizin elinize de geçmiyor biliyorum ama istatistikler öyle söylüyor... yersen...

    her ne kadar konu Belçika kızları olmasına rağmen yazacağımı yazdım gerisini siz tartışın.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük