sadece çoğunluk diye cahiller, abazalar, sokakta öylece dolaşan aptallar, kazanıyor.sikerler böyle demokrasiyi.
aysun kayacı boş insanın tekidir, ama doğru bir laf etmişti.''çobanla benim oyum bir olmamalı''diye.
evet bu cümleyi ilk duyduğunuzda itici geliyor, ama düşününce haklı. eğitim görmüş, tahsil görmüş birisi ülkeye daha geniş bir pencereden bakar ve seçim sandığı başında daha doğru kararlar verir.
akp'ye oy veren zeki bir adamsa mutlaka çıkarı vardır.(para pul) akp'ye çıkarı olmadan oy verenler aptaldır. b
eğitimli insanin oy kullanmaya ne kadar hakkı varsa eğitimsiz insanın da oy kullanmaya o kadar hakkı vardır. bu ülkeyi kuran eğitimli insanlar değildi. o zamanlar halkın büyük kısmının okuma yazması yoktu. mebusları da bunun içine katın.
dağda çobanlık yapmış bi insanın bu ülkeye olan katkısı aysun kayacı'dan bir milyon kat daha fazladır. en azından askerlik yapmıştır ülkesi için. aysun kayacı gibi etlerini pazarlayarak ülke abazanlarını kitleler halinde peşinden koşturmaktan daha güzel bi hizmettir. magazin basınının ünlü simalarının sözlerinden yola çıkarak siyaset görüşü benimseyen insan benim için dünyanın sayılı üniversitelerini bitirse de boştur. *
her fırsatta demokrasiyi savunan, oy sonuçlarını beğenmediğindeyse demokrasiyi birden bire eleştiren, seçimden önce başka, seçimden sonra başka konuşan insan modelidir.
bu tür insanlar küçükken maç 10 da bitsin der, 9-1 yenilirken maçı 15 e kendi kendine uzatır, skor 14-3 olunca akşam ezanında maç biter der, ezana 5 dakika kala da kavga çıkartırlar.
mantıklı önermedir, hatta yerindedir.
siyasi görüş ya da başka bir durumla alakalı değil bu.
hem ne oluyor da akp yandaşları köpürüyor? hayırdır, yaran mı var gülüm?
konu tamamen geleceğe bakabilen ufku geniş kişilern oy kullanmasını ortaya çıkarmayla alakalı.
tanrı aşkına, vatan millet aşkına! bir kişi kalksın söylesin, adını soyadını söyleyemeyen, kulağı gözü her türlü kapanmış binlerce insan oy kullanıyor. sokakta binlerce adam ekonomiden, siyasetten anlamadan dolanıyor; evde mercimek, fasulye pilav ve çocuk yapmaktan başka hiçbir dünya görüşü olmayan binlerce kadın var. bunların vereceği oy, ülkeyi nne kadar aydınlığa çıkarabilir?
değil mi ki bu insanlar çocuğunun gündemle ve dünyayla ilgili bir sorusunu bile cevaplayamıyorlar!
yok mu?
bir kişi çıksın "hayır, ülkede böyle kimseler yoktur!" desin!
diyemez, denilemez...
çözüm kendi fikirleri olmayan bu insanların seçim aşamasına alınmaması yönüyle gayet mantıklı, ve faşistlikle alakası da yok. oy kullanma öncesi herkese ekonomi, siyaset vb konulardan 2'şer soru sorulsun, bir fikre sahip olanlar geçsin ve kime isterse gene oy kullansın, hepsi bu!
allah için, 90 yaşında gözünün önünü görmeyen bir adam oğlu dedi diye ampulü bulup oraya basıyor mührü! ya da başka bir yönlendirmeyle dğer bir partiye; chp, mhp, dp...
nerede kaldı kendi seçimi?
değil akp, hangi parti kazansaydı seçimi, fikrim yine aynı olurdu.
tabi, tepki almakta güzel, biliyorum çok eksi yiyecek bu yazı, hiç okumadan basılacak eksiler hatta. ama olsun, en azınan adını soyadını bir çırpıda söyleyemeyenlerden oy alıpta kasım kasm gezenlerin köpürmesini, gocunmasını seyretmekte güzel bir yerden sonra.
not: böyle bir sistem uygulansa, o zaman görürüz, şeffaf seçim, bilinçli seçim nasıl oluyormuş!
Seçim sonuçlarını bir mahalle maçı gibi değerlendiren insanlardan nefret ediyorum. biri diyo "koyunlar, aptallar, cahiller, yobazlar", diğerleri de "koyun dediniz koyduk" ama iki tarafın da bu kadar abartması saçma. Yarın aynı sokağa çıkıcaz ülkeyi bölmeye çalışan onlarca el varken biz neden kendi kendimize bölünelim ki ? işte bu yüzden siyasetten nefret ediyorum. adamlar seçilmiş başa gelmiş işte abi napıcaksınız yani tahkim kuruluna mi gidicen pfdk'ya mı şikayet edicen fifa'ya mı başvurucan futbol değil bu 74 milyonluk bir ülkenin %50'si demişki ben bu adamı istiyorum. sen, ben istesek de istemesekte bu adam artık bu ülkenin başbakanı olmaya devam edicek. bundan sonra yapılacak tek şey millet geleneklerimizde olduğu gibi devlet büyüklerine saygı duymak.
şimdi bu fikri destekleyen bir argümanım var. burada uzun uzadıya anlatmaya mecalim yok. hali hazırdaki demokratik sistemlerde de akli denge ya da muhakeme gibi kriterler konuyor ve örneğin delilerle 18 yaşının altındakiler oy kullanamıyor. sebebi ise delilerin ve 18 yaşının altındakilerin sağlıklı tercih yapamayacağı fikri. halbuki 18 yaşının üzerinde olup da sağlıklı seçim yapamayan insanlar var. bunu kimse inkar edemez. eğitim seviyesi bu sebeple en azından daha güvenilir bir kriterdir. neden olmasın?
her iki kişiden birisi salaksa eğer bu ülkede biliyorum ki bu ben değilim. belirli bir eğitimden geçtim ve oyumu hiç çıkarım olmadan bir partiye attım, eğer o eğitimden geçmeseydim oyumu yine o partiye atacaktım. demek ki aysun kayacı denilen ayku'su zayıf kişilik yalnız takılmıyor bu alanlarda.
''belli bir eğitimi olmayanlar oy kullanmasın'' lafından akp karşıtı anlam çıkaranlar farkında olmadan kendilerini ele vermiştir. (bkz: yarası olan gocunur)