sanırım en az kelimeyle en çok imge yarattıracak 3 kelimedir bunlar. bütün pipili varlıklar şuan içten içe hınzırca gülümsedi. çünkü hayatlarının değil, günlerinin uyanık oldukları kısmının tamamı bu umutla hareket ederek geçiyor.
umut insanı yavaş yavaş öldürür demiş niçe. akıl hocamdır kendisi ama ilk defa haddimi aşarak katılamıyorum bu söze. bu öyle bir umut ki.. nasıl ki ilkbahar hayat veriyor kurda kuşa, çalıya çırpıya bitkiye böceğe... işte belki sikerim umudu da topuktan saç uçlarına kadar inanç ve enerjiyle dolduruyor insanı. iksir gibi yeniliyor yorgunluktan zayıf düşmüş bünyeleri. bu umut işte yaşamı çekici ve gizemli kılmaya devam eden. göğüs dekoltesinin devamını beklerken ki o ürkek ve sevimli heyecan var ya ona benziyor bu umudu beslemek de...
boşuna dememişler.... dünya erkeğin amcığı elde etme çabası ve elde edemeyişi sonucunda ortaya çıkan tantanalar sebebiyle dönüyor diye....
Sözlük totoşlarının içine düştüğü bir paradoks. Olay kisaca şöyle ilerler;
Sözlükçü erkek gözüne bir azize kestirir.
Bir bahaneyle muhabbet kurar.
Belki sikerim umudu peyday olur , nazik kalbinde.
Muhabbet gelişir .
Belki sikerim umudu tavan yapar.
Azizenin götü kaldırılır.
Azize anlar ki , bu sözlükçü erkek ılık adam olmaz. Tek derdi sikiş.
Sözlük erkeği resmen asılmaya başlar.
Azize kendini standby a alır.
Sözlük erkeği çıldırır ve eziklik yapmaya başlar. Laf atar, laf sokar vs..
Azize artık erkeği siklemez.
Erkek çıldırmış gibi saldırır.
Azize kaçar.
Erkek en fazla çavuşu tokatlar.
Erkek rahatlar.
Azize albay kemalin kollarında huzuru bulur.
Erkek çoktan yeni azizeyle muhabbet kurmak için harekete geçmiştir.
Azizim uludag sozlukte paradoks aynen böyle gerçekleşir.
