Belki diye diye aylar, yıllar geçiyor. Sonra kafandaki cevapsız soruların cevabını alacak fırsat geliyor. Ama bu soruları sormaya gerek kalmıyor. zaten tavırdan, seçtiği kelimelerden sana olan bütün davranışlarından o belkilerin cevabı çat çat geliyor.
Belki diye bir şey yokmuş. Nefret ettiğini söylüyorsa nefret ediyormuş. Adını zar zor hatırlıyor, geçmişi de zaten çoktan unutmuş. Belki o da mı üzülüyordur? Emin ol siklemiyordur bile.
O yüzden bu belkiler hep belki kalsın sizde, umarım cevabını almak zorunda kalmazsınız.
Ha tabi şarkı sözü falanmış, o ayrı. Dinle geç, benim yazım düşünce biçimi olan kısma.
Bir süre sonra belkilerin yerini, keşkelere bırakacağından henüz habersiz, hayat tecrübesi olmayan insanların kuracağı cümle. Hayatı bir kaç defa sikilmiş herkes bilir ki, gerçeklerle yüzleşen her Ademoğlu eninde sonunda; “Keşke o zaman kendimi bu kadar harap edip üzülmeseydim.” noktasına gelir.