Sana bu pembe bulutları göstermek istiyorum gecede.
Ama görmüyorsun. Gece olmuş -insan neyi görebilir ki?
Artık senin gözlerinle görmekten öte bir seçeneğim yok,
diyor,
demek ki yalnız değilim, yalnız değilsin. Gerçekten de
bir şey yok sana gösterdiğim yerde.
Sadece bir araya gelmiş yıldızlar, yorgun,
bir kır eğlencesinden kamyonla dönen insanlar gibi,
hayal kırıklığına uğramış, aç, hiç biri türkü söylemeyen, terli avuçlarında ezik yaban çiçekleri.
Ama ben direteceğim, diyor, görmekte ve sana göstermekte
çünkü sen görmezsen, sanki ben de görmemiş olacağım-
hiç değilse senin gözlerinle görmemekte direteceğim-
ve belki bir gün buluşacağız başka yönlerden gelip.
' sana bu pembe bulutları göstermek istiyorum gecede.
ama görmüyorsun. gece olmuş -insan neyi görebilir ki?
artık senin gözlerinle görmekten öte bir seçeneğim yok,
diyor,
demek ki yalnız değilim, yalnız değilsin. gerçekten de
bir şey yok sana gösterdiğim yerde.
sadece bir araya gelmiş yıldızlar, yorgun,
bir kır eğlencesinden kamyonla dönen insanlar gibi,
hayal kırıklığına uğramış, aç, hiç biri türkü söylemeyen,
terli avuçlarında ezik yaban çiçekleri.
ama ben direteceğim, diyor, görmekte ve sana göstermekte
çünkü sen görmezsen, sanki ben de görmemiş olacağım-
hiç değilse senin gözlerinle görmemekte direteceğim-
ve belki bir gün buluşacağız başka yönlerden gelip.'
- yannis ritsos-
söyleyen için ayrı söylenen için ayrı umut yüklüdür, arkadaşlığa, dostluğa belki de, "aşk"a. ve bir gün öyle biri bunu gelir söyler ki sana, mıh gibi kalır aklında, "o"nun gibi...
barda filminin soundtrackinde de yeralan bir koray candemir şarkısı. soundtrackteki versiyonun dışında daha soft bir versiyonu da vardır ki überdir. sözleri şöyle;
çok görmek istedim seni
karanlıktaydın
çok dokunmak istedim
uzaktaydın
bekledim, ağladım, umutlandım
çok sevmek istedim seni
izin vermedin
vazgeçmem, vazgeçmem
artık çok geç sensiz gidemem
belki bugün, belki yarın
belki bir gün sende seversin diye
beklerim...
micheal lowery'nin koray candemir'in şarkısıyla aynı ismi taşıyan şiirini "mich-low yayıncılık" gururla, pardon utançla sunar. (cebren ve hileyle yaptırıyor bunu bize.)
ben belki bir gün
ay'ın yalancı ışığının
denize bakan kısmına
yakın bir yerde
sırtımı yıkık bir harabenin
köhne duvarının
denize bakan kısmına
yakın bir yere dayayıp
mutlu mesut uyuyabilirim
ben belki bir gün
akça fırat sokağı'nın
senin evine bakan kısmına
yakın bir yerde
ıslığımı sabaha gebe gecenin
karanlık durağının
senin evine bakan kısmına
yakın bir yere dayayıp
saatlerce seni izleyebilirim
ben belki bir gün
en güzel rüyamın
sabaha bakan kısmına
yakın bir yerde
uyanmaya tövbeliyken
seni görüp
senle kalabilirim