kaygı, endişe, huzursuzluk ve devamında mutsuzluk getirir belirsizlik.
karşınıza çıkabilecek olasılıkları degerlendirmekle enerjinizi tuketiesiniz ve yaşam anı geldiğinde bitkin ve isteksiz olursunuz.
ne kadar bilmiyorsam o kadar tedirginim ya. sonunun ne olacağını bilmek, aslında kendini garantiye almak da demek. olumsuz durumlara karşı hazırlıklı olabilmek demek.
'Sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok...'tur. ölüm misali sonucunu değiştiremeden, etkileyemeden beklersin sadece. benliğini günden güne karartır bu his. lakin yine de beklemek güzel demişler, yalnızca doğru durakta.
genellikle olumsuz yönde olan etkilerdir. sağlam ve emniyette hissetmek için insan bilinci bir karar almış ve tamamlanmış olmayı arzular. fakat tamamlanmışlıktan sıkılıp eski hayallerini ve bir amaç aradığı günleri özleyen orta yaş üstü insanlar da vardır. olay daha çok var olmayana özlem gibidir. hayatınızda geleceğin belli olduğu her şeyin yerli yerine oturduğu zaman belirsizliği ararsınız, hiç bir şey belli değil ve boşlukta arayışta gibiyseniz de bir sonuca varıp güvende hissetmeyi özlersiniz.
(bkz: stres) (bkz: şizofreni başlangıcı)
insanın içini kemirir. acaba öyle mi yoksa böyle mi tarzında milyon tane düşünce beyninin içinde fırtınalar estirirken günlük yaşamına hiçbirşey yokmuşçasına devam etme zorunluluğu da seni şizofren olmaya zorlar.
ne tür bir belirsizlik olduğuna bağlı olarak değişen etkilerdir.
mesela, "cehalet mutluluktur" mottosu genelde kabul edilen bir şey olsa da merak edilen ama bilinmeyen bir şey ruhu kemirmeye neden olur. mesela hoşlandığın birinin kimden hoşlandığını merak ediyorsun ama bilmiyorsun. durum belirsiz... sonucu ne olursa olsun bu durumu öğrenmek ruhu rahatladır, üzerinden bir yükü kaldırır ama belirsizlik içerisinde yaşamak eriyip bitmene neden olur.
Belirsizliği odağa yerleştırirsek her şeyi sorgulamaya başlariz ve bu gün geçtikçe kafayi yemeye başlarız..geçen gün kendimi damacanaya kızarken buldum dedim ki biz ne ara bu hale geldik doğadan gelen su ne zaman bu siselere girdi ve bizi kendine mahkum etti tabi bu somut bir örnek ama..tüm bunların başlangıcı belirsiz karanlık neden okuduğumuz neden çalıştığımiz vs..hala ilkel kabileler olabilirdik mesela en azından ruhumuz özgür olurdu şimdi ruhumuz bile esir..her şeye para ödemek zorundayiz.sinavlarla bir yerlere gelmek zorundayiz okuduğumuz kitaplar kendi kişisel gelişimimiz bir anlam ifade etmiyor..toplum normlarina uyduğumuz sürece seviliyoruz..yani sorgulamadan yaşamak insan ruhunu bu kadar zedelemiyor..