Halâ sanki geçen hafta savaştan çıkmış gibi görüntüye sahip avrupa kenti.
Kahve istersin, pipetle gelir, nasıl yaniiii diye böğürürken bir içersin ki ılık!
Evet ılık!
Sıcak anlayışları ılık!
Teknoloji hak getire!
insanların üstleri başları, halâ seksenler modası!
Taksicilerinin boyu devrilsin!
Kafelerde, Para üstü verme adetleri yoktur, bahşiş kabul ederler. Tabii biz alırız o ayrı mesele!
Anasının gözü bir milletin yaşadığı şehir.
Öyle böyle değil.
Lakin yerel ev şarapları, efsane ötesidir. Hafiften tarçın ve karanfille aromalandırılmış şarabını şiddetle öneririm.
Savaştan, bir hafta önce çıkmış gibi duran görüntüsüyle hayret uyandıran şehir.
Lan onca yıldır n'aptınız, yan gelip yattınız mı diye sorası geliyor insanın.
Tri Sesira, mali vrabac, gradska dururken jelena neymis. Bi de senjak mahallesinde grafficar restaurant'ta ogle yemegi yiyin. Ustanicka'da tramvay son duraginda pijeskavica yiyin.
St sava'yi gorun, dorcol osmanli evlerini ziyaret edin. Kalemegdan'da silahlar muzesine gidin. Bayrakli camiine ugrayin.
helal ve harama dikkat eden, domuz eti ve alkol tüketmeyenlerin karınlarını doyurabilecekleri güzel bir mekana sahip olan şehir. en baştan belirteyim ki, bu satırları yazarken reklam amacım falan yok, zaten ömrümde 2 gün belgrad'da kalmaktan başka belgrad'la başka herhangi bir bağım yok. zaten buraya yazsam bile buradan kaç kişi bunu görüp belgrad'a gidip oradan yemek yiyecek ki. benim tek amacım, benim gibi domuz eti ve sair gıdaları tüketmeyip, internette "belgrad'da nerede yemek yenir" sorusuna cevap bulamayan kişilere ufak da olsa bir yardım sağlamak. neyse, lafı fazla uzattık. belgrad'da hemen meydanın oralarda, knez mihailova caddesinin birkaç sokak altında bulunan vase çarapiça sokağında "kale baklava restoran" diye bir yer var. kapısında türkçe menü asılı. içeride de sırbistan, türkiye ve halk bankası bayrakları var. personelin bir kısmı türk. yiyecekler dediklerine bakılırsa helal. mercimek çorbasından kaşarlı pideye, çebaptan adanaya, baklavadan tulumbaya bildiğin türk yemekleri, üstelik uygun fiyata. bu yazdıklarımın gerçekten reklam gibi göründüğünün farkındayım, ancak gerçekten alakası yok. domuz eti yemeyip harama helale dikkat eden türk bir öğrencinin verdiği bilgilerden daha fazlası değil. neticede babamın oğlu değiller.
Vizesiz gidilebilen avrupa ülkesi olduğundan ötürü, kafile kafile türk turistle karşılaşmanın doğal olduğu, Sırbistan' ın başkenti.
10 gün önce savaştan çıkmış gibi bir hali var sanki. Her yer yıkık dökük, çağın çok gerisinde.
Gece hayatının renkliliği, kızlarının muazzam güzelliğini anlata anlata bitiremeyen insanlar var ya, hahh işte o insanlara inanmayın, yok öyle birşey!
Rahatsız olunacak bir türk düşmanlığı filan yok.
Taksicilerine dikkat edin. Pazarlık etmeden asla binmeyin. Hatta taksiye mümkünse binmeyin. Şark kurnazı, çamura yatan antin kuntin herkesi taksici yapmışlar. Aman diyeyim!
istiklal caddesi' nin daha küçüğü olan knez mihailova üzerinde hoş mekanların bulunduğu, zemun' a karşıdan bakan, partizan ve red star takımlarının maçlarını oynadığı şehir. bir seyyar satıcı bana türkçe küfür sormuştu ona bir iki tane öğretmiştim, gülmüştük. keyifliydi. gece hayatı ile tanınmaktadır ayrıca.
Bugun itibariyle ilk günümü geçirdiğim ve bir daha da adım atmayı düşünmediğim şehir. Üzerime giydiğim Beşiktaş tshirt'u sebebiyle tehdit edilerek kötü birkaç olay silsilesine maruz bırakıldım.
Önemli not: Bu şehirde Türk'lerden nefret ediliyor.
Edit: kime ne sorarsanız ilk cevabi "nerelisin" ya da "Turk musun?" oluyor. bir sehri guzel yapan insanlari ise buraya kesinlikle gelinmemeli.
Bugun itibariyle ilk günümü geçirdiğim ve bir daha da adım atmayı düşünmediğim şehir. Üzerime giydiğim Beşiktaş tshirt'u sebebiyle tehdit edilerek kötü birkaç olay silsilesine maruz bırakıldım.
Önemli not: Bu şehirde Türk'lerden nefret ediliyor.
pazar günü havasını soluyacağım şehir. allahım çok heyecanlıyım. daha önce de gitmiş ve bildiğin aşık olmuştum. yine oralarda olmak çok güzel bir duygu.
gecen kis 1 haftaligina bulundugum sehir. oncelikle gitme plani olanlara tavsiyem belgrad icin 4 gün gayet yeterli bir süre. soğukla arasi olmayan yazarlarin kisin gitmesi kendileri icin hos olmaz, gercekten soguk kelimesinin anlamini anliyorsunuz.
sehre gelirsek alkol, yemek fiyat acisindan gayet ucuz. kalan kisimlarda turkiyeye yakin fiyat bakimindan. ınsanlari gayet medeni, aman turist hadi bi seni düdükleyelim modunda kimseyle karsilasmadim. aksine turistlere karsi para ustu, hesap konusunda asiri dikkatliler. guvenlik konusunda sirp halkindan ziyade gocmenlere karsi bi hayli dikkatli olmak gerekir. sizden sigara isterken cüzdan, telefon ne varsa yürütme skilleri gayet iyi. kalicak yer bakimindan knez mihajlova bölgesini tercih edin. sahsen bizim gibi yürümeyi seven insanlarsaniz toplu tasimaya gerek dahi duymuyorsunuz.
lafin kisasi gidin ,görün , eglenin. bu arada cevabi yemeden dönmeyin.
Evi barkı satıp, orada ev alıp, vatandaşlık elde edilesi yer. insanları insan gibi insan. Buradakiler gibi hayvan değil, hoşgörülü, modern, sanata saygılı, açıkgörüşlü.
Türkiyedeki durumlar git gide boka sararken, uzun ahmak ay pardon uzun adam ülkenin anasını severken, kaçıp kurtulası yerlerden biri.
açık ara en sevdiğim şehir. yaşamak için de. şehrin gayet güzel amma velakin bu kadar güzel kızları bir arada çok yerde göremezsiniz. abartısız sokakta çirkin kadın arayıp bulamamışlığım var. bunun dışında dışarı çıkmak, yemek yemek falan gayet makul fiyatlı. şehrin direkt ortasında baya baya ucuza gayet güzel bi mekanda yemek yenebiliyor. alkol abartı ucuz zaten aq. görülmesi gereken bi yer bence.
edit : avrupanın yüzde doksanını görmüş biri olarak utanmadan iddia ediyorum.
Pastahane camekanlarında el bombası büyüklüğünde tulumba tatlısı satılan şehirdir. ismi de bizimkiyle aynıdır. Ayrıca Sırbistan'da Putin hayranlığı Rusya'dan fazla sanırım. Abartısız bütün hediyelik eşyacılarda putin t-shirt'ü satılır.