dünyada gayet normal olan bu olay, türkiye'de önüne herhangi bir uyarı levhası konmadığından genellikle faciayla sonuçlanır.. hayır bir gün belediyenin linç edilmesinden korkuyorum..
her daim karşılaşılabilen genelde hendek boyutlarında olan ve antil çağdan kalma izlenimi veren derin ve geniş oyuklardır. çukur görüldüğü anda insanın kendini antik kazı bölgesinde hissetmemesi olasılık dışıdır.
geceleri aydinlatma olmayan yolda gorunmeyen, bisikletle icine girilebilen, sonrasinda ceneye ve bacaga dikis attirabilen ve butun hayati 3 hafta rotarli yasamaya neden olan devlet buyugumuzdur.
ülkemiz sokaklarının ve yollarının bir numaralı sorunudur. vatandaşlar küfretmesin de ne yapsın? yetkililerin annelerine selam söylemesin de ne yapsın?
mevsim ilkbahar, doğalgaz getireceğiz denir; mayısta ihaleler sonuçlanır, müteahhit firma haziranda bir kamyon adam getirir. o adamlar iki kürek vurduktan sonra ortadan kaybolurlar. sokak karışık olduğu gibi kirlenmiştir de. yaz günü çekilecek eziyet değildir. yolların yer yer kazılmış ve bırakılmış olması da cabası. öğrenilir ki; işçilerin gelmemesinin sebebi belediyenin firmaya para ödememesidir. çeşitli isyanlar sonucu belediye parayı kasımda öder ve sonbahar yağmurlarının ortasında yollar kazılır; borular döşenir. kimi yerlerde sadece kanallar açılır kimi yerlere borular döşenir ve işçiler bir daha ortadan kaybolur. bazı apartmanların giriş kapısı önünde kanallar olduğundan, apartmanlara giriş kereste köprülerle sağlanır. yeni isyanlar sonucu firma işçileri bir daha getirir, açılıp çıkarılan topraklar yeniden doldurulur bu kanallara ve çukurlara...asfaltsız çakılsız, bol balçıklı bir kış mevsimine hoş geldiniz. firmanın belediyeyle anlaşması bitmiş, asfalt yokmuş yani...
devlet karayollarına yapılan istekler sonucu x ve y şehri arasındaki yol yeniden yapılmaya başlanır. malum eskiden bol virajlı,gidişgelişli ve bozuk olan yolun yapımına neredeyse sıfırdan başlanır. sekiz ay süren çalışmaların sonunda çalışmalar bir anda şişer, ekipler gider... ortada eskiden daha büyük çukurlar vardır. bir de serilmiş yapışmamış çakıllar...
en acısı da budur; her sene belki her ay görürüz bunu...bir cana mal olur bunlar. belediyenin açtığı kanalizasyon çukuruna otomobil düşer ve çoğu kez içindekiler ölür. evet karayolunun ortasındabir çukur, ne bir levha, ne bir fosfor... çukur da öyle çok büyük değildir 1 metre çapında ve 1 metre derinliktedir. otomobil bunun içine düşmez zaten, tekerleği bunun içine düşer, bu da 80 km hızla hareket eden bir otomobili havada üç takla attırmaya yeter.
birisi düşene kadar açık kalan ve sonrasında görevini tamamlayınca kapatılan ülkemin olmazsa olmazıdır.
bir teori vardır herkesce kabul görmüştür:
''katil cinayet işlediği, olay mahalline bir süre sonra tekrar gelir ve insanları seyreder''... belediye görevlileri'nin çukur etrafında, iş işten geçtikten sonra önlem almaları bu teoriye ne kadar çok benziyor değil mi ?
özellikle istanbulda adım başı rastladığımız, açıldı mı kapatılmayan,içine düşme riskinin yüksek olduğu belediyemizin durmadan açtığı gelişi güzel çukurlar...
Az once ayagimin takilip yere dustugun cukur ben yapyim siz yapmayin telefonla konusurken yurumeyin kimsede ne oluyor demedi o.c kendim dustum kendim kalktim.