Bir sinek, sidik göletinin içerisindeki saman çöpünün üzerine konmuş.
Rüzgarla birlikte saman çöpü sürüklenmeye başlamış.
Sinek kendisini kaptan zannedip titanikin kaptanı edalarında racon kesiyormuş.
Biraz sonra otobüs durmuş kaptan inmiş.
Sinek uçmuş uzaklara.
aynı zat, minibüslerde kaptanın miçosudur. can sıkıntısını alır, muhabbetiyle neşe verir. magellan ruhlu yolcu yeri geldiğinde ücretleri toplamaktan geri durmaz. arada sırada ufku gözler nemli gözleriyle.
magellan ruhludan başkası sağ serbest derse yola dökülüp cezalandırılabilir evet.
Bunlardan birisi Ankara-tok turkuaz arabasına sık sık biner, yancısı da eşidir. Şoför kabinine yaslanıp şoföre direktif veriyor gibi davranır. Ama macellan'a tarihin yüklediği o ağırbaşlılık onda yoktur, cıvıktır. Otobüs doluyken arkadan elinde çiğ köfte kutusuyla öne gidip şoföre ikram eder. bu izzet ve ikram için de kaptan eşini ondan bir durak sonra indirir. Sanırım buna şaka diyorlar.
otobüs fren yaptıkça ve aniden hızlandıkça öne arkaya doğru sallanır. bu da magellan ruhlu kahramanımıza geminin ucunda durmuş dalgalarla boğuşuyormuş hissiyatını kazandırır.
aynı güzergahta defalarca gidip otobüs şoförüyle kanka olmanın sonucunda arkaya ilerleyemeyen sohbeti kesmeyen sayın soförle konuşmak arada da çevre ile ilgili keşifler yaparak bunu paylaşmak durumunda kalan yolcudur.
ileride bir şey görürler ve büyük bir gururla da şoföre söylerler.
-abi, şerefsizim polis var bakın allahıma polis. demedi demeyin.
+töbe allam.
-abi neden inanmıyorsunuz korsanlar??
+birader, arkada boşaldı bi tanesi, seni oraya alalım ayakta kalma ha.
+peki. bensiz iyi mücadele edin, yelkenler foraaaa..
otobüs ağzına kadar doluyken, şoförün hemen arkasında biten, magellan edasıyla ufka bakarak, yolculuk yapan, kaşif ruhlu yolcudur.
otobüse girişi her zaman tıkarlar ama sert ikazlar yine de onu bu mecarasından alıkoyamaz.
