bildiğin fakir hastalığıdır. neden diye sorulursa işte hep ağır taşırlar, canları çıkana kadar çalışırlar, çalışmak söz konusu olduğunda ah belim vah bacağım demezler.velhasıl omurlar arasındaki diskler zarar görür falan. etrafınızdaki zenginlere bakın bi tanesinde yoktur bu hastalık. mesela boyun fıtığı da masa başı çalışanlarında bulunur efenim. bankacı/muhasebeciysen; boyun fıtığı, fakirsen; bel fıtığı.
bu hastalık yüzünden cem yılmaz'dan nefret etmekteyim.
kendisi de bel fıtığı geçirmiştir ve bu hastalığı geri zekalıların diline dolamıştır.
birisine bel fıtığı oldum sakat kalıcam dediğiniz zaman,
-aa kaynımda da var hihohohuhahau diyebilmektedir.
bu adamın şovlarından ezberlediği boktan espirileri yapabilmektedir.
tamam espiriler boktan olmasa da sen yapınca kötü duruyor karşim, yapma.
acılar içinde kıvranırken, götünüze kalkan balığının boncuklarını sokma tavsiyesi bile alabilmektesiniz.*
dün sabah doktorda mr çekildi ve bende 3 tane bel fıtığı birden olduğu ortaya çıktı çok lanet bir hastalık bütün vücudum sızlıyor ağrıdan kimseye dilemem bu hastalığı heleki benim gibi 22 yaşındasanız.
bende de olması muhtemel hastalıktır. internetten şöyle bir araştırma yapınca bütün belirtilerin bu hastalığı işaret ettiğini farkettim. bel ağrısından iki büklüm olma ve hiç geçmeyen sol bacak ağrısı gibi.
sırt üstü yatar pozisyondaki bir insanın yüz üstü yatar pozisyona geçebilmesi için bütün gece uğraşabilmesi manasına gelebilen bir illet... yarım saat mi desem, bir saat mi desem... bir ömür mü desem.... bir ömür törpüsü mü desem?
yürüyemememden dolayı dışarı çıkma isteğimi yok eden ve insanı depresyona sokan hastalık. cem yılmazın espirisi yüzünden kimse acınızı ciddiye bile almaz ki bu daha can sıkıcı bir durumdur.
Bardak çekme, bele balık bağlama, masaj gibi yöntemler uygulanır ,fakat bunlar doğru değildir.
Bu yöntemler sadece kan akışını hızlandırır,böylece kaslar gevşer ve sadece geçici bir rahatlama olur.
Eger fitik belli bir seviyeye gelmediyse fizik tedavi ve bel egzersizleri ile %70 kurtulabilecegin, hayat boyu cekecegin rahatsizlik. Belli bir yastan sonra (50-60) omurlarin icindeki sivinin azalmasiyla geriye dogru gidiyor.
bilgisayar ve masa başında geçirdiğim senelerin ardında bir yatak kaldırma eylemi sonucunda sahip olduğum fıtık. kas spazmıdır diye kendimi avutup ağrı kesicilerle idare edip kendisini ihmal ettiğim iki buçuk ayın ardından banyo yapıp ceyranda kaldığım bir on dakikayı fırsat bilerek bana ''selam dostum, bundan böyle birlikteyiz müsadenle hayatının içine etmeye geldim, ben şöyle L4-L5 sol tarafa konuşlanayım. obaaa amma rahatmış la '' diyerek kendisiyle ömür boyu sürecek dostluğumuzun başlamasına vesile olmuştur.
bugünden sonra 3 ay kadar bağsurlu gibi oturup kalkmama sebebiyet vermiş, yatakta sağa sola dönmenin ne kadar sistematik bir iş olduğunu anlamamı sağlamış, sağlıklı bir belin ne büyük bir nimet olduğunu ibreti alem olsun diye göstermiştir.
şimdi sözlük bakma böyle güle oynaya anlattığıma, ağrıdan müzdarip olduğum o 6 ay hayatımın en iğrenç günleridir aslında. 20 yaşında olmama rağmen kendimi 80lik nine gibi hissettiğim günlere tekabül eder. peki şimdi nası kurtuldun arkadaşım sen bu hastalıktan dersen:
Kural 1: fıtığını kabullen. o yokmuş gibi davranma.
Kural 2: ağrının olduğu dönem ağır çekimde hareket etmeye mecbursun. ani hareketlerde bulunma. sağa sola yavaş dön. oturup kalkarken ağırlığı beline verme.
Kural 3: ağrı kesicilerini içtin ağrıların hafifledi biraz nefes aldın. coşma! iyileştim sanma. aynı öz veriye devam. fıtığın saygı ister canım onu kızdırma.
Kural 4: ağrıların hafifleyince günde yarım saat tempolu yürü. bu süreyi zamanla 45 dakikaya çıkar.
Kural 5: Kesinlikle yüz. Haftada 3 gün sırt üstü yüz. Bu altın kural. Ben bu illetin üstesinden yüzerek geldim sevgili bel fıtığı mağdurları.
şimdi bakıyorum arkadaş hayatım resmen ikiye ayrılmış. fıtıktan önce fıtıktan sonra. oturma pozisyonun, ders çalışma saatlerin, çalıştığın iş, yaşam tarzın, yattığın yatağa varana kadar fıtığın emrindesin.
ama şöyle bir bakıyorum fıtıktan önce nasıldım? gününü bilgisayar başında iki büklüm geçiren, afedersiniz şurdan şuraya kıçını kaldıramayan, günde 12 saat uyusa da uykusunu alamayan bir hımbıldım. şimdi maksimum 7 saat uyusam kendiliğinden uyanıyorum. yürüyüşümü yapıyorum. haftada 3 gün düzenli olarak yüzüyorum. hiç olmadığı kadar kendimi enerjik hissediyorum. aslında bir süre sonra farkediyorsunuz ki fıtık sizi şöyle bir silkeleyip napıyosun olum kendine gel bu ne biçim hayat tarzı mına koyim diyip ipleri eline alıyor ve sizi insan gibi yaşamaya davet ediyor.
siyatik sinir sıkışması ile kombineli olarak çalıştıkları durumlarda kişiye yürürken kimi zaman oryantal yaptıran, kimi zaman aydemir akbaş taklidi yaptıran rahatsızlıktır, uzun vadede tedavisi mümkündür ancak canınızı okumaya yeterlidir, klima altında uyumak, cereyanda kalmak ve ağır kaldırmak en büyük müttefikleridir bu illetin. eğer bendeki gibi kronik olanı varsa bol bol yürütüyp acı eşinğinizi yükseltmekten başka çaresi yoktur.