he anasını satayım hiç üzülmeyelim hep tontiş montiş pembe teletabi olalım he! hep istediklerimiz olsun, hep en iyisini biz hak edelim, dopaminden serotoninden geberelim!!! sonra "neden benim beynim şeftali gibi oldu yaaa?"
arkadaşım yok öyle bir dünya! robot musun ki aynı programda sürekli mutlu modunda yaşayıp gidesin? mazallah mala dönüşürsünüz mala dikkat edin. hepsi lazım acı da gerek, mutsuzluk da, keder de yaşamı yaşam yapan şeyler bunlar. ne var yani siktiriboktan bir beklentin boşa çıktıysa? sen zaten yaşamla baş edebilme yahut yaşam becerisine sahip değilsen, seni sikseler mutlu olamazsın bunu da belirtmek isterim.
doğru bir önerme midir, bilmiyorum. ama bu zaman kadar hangi beklenti içine girdiysem ya benim gibi düşünülmediği için, ya da ben onlar gibi düşünemediğim için hep bi hayal kırıklığı yaşadım. aslında mükemmeli de aramıyorum. ama en yakınımdan, kanımdan bile ben bunu gördüm. beklentiler insanlara sorumluluk yükler. anne, baba, kardeş, arkadaş, sevgili olmanın tüm bunların belirli sorumlulukları ve beklentileri var. herkese göre böyle bu. belki karşımdaki insanın da benden çok farklı beklentileri vardır ve ben de onları gerçekleştirememişimdir ama bi insan için, birini mutlu etmek için her zaman elimden geleni yapmaya çalıştım. daha sonra bi vicdan azabı, kalp ağrısı, yapmadığım için pişmanlık duymayayım diye. ben şunda karar kıldım. beklentiyi ne kadar küçük tutarsan olan şeyler seni o kadar mutlu ediyo. keşke herkes benim gibi böyle düşünebilse. pardon. yine beklenti içerisine girdim. benden adam olmaz.