insanı ''an'' da tutan, sahip olduklarının ve varoluşunun farkına vardıran en üst düzey yaşam bilincidir. gelecek kaygısı ve geçmişe olan takıntılar, insan zihninin hayat karşısındaki en büyük yanılsamasıdır.
çünkü insan da doğanın diğer tüm canlıları ve kendisi gibi içinde bulunduğu koşullarda optimal davranışı gösterebilme özelliğiyle evrilmiştir. hiçbir aslan yarın ne yiyeceğini planlamaz veya bir ağaç ilkbahar geldiğinde tekrar çiçek açabilecek miyim diye endişelenmez.
beklentiler, endişeler ve kaygılar öleceğini bilerek yaşayan tek canlı olan insan icadıdır.
huzur ve mutluluk geçmiş deneyimlerimizin uzantısı olan gelecek beklentilerinde değil an'a yayılabildiği ölçüde insana aittir.
Kendine güveni sağladığı gibi kişinin kendi ayaklarının üzerine durmasının verdiği öz güven ile hayata bambaşka bir şekilde sarılıp insana kendi özğürlünü sunar.
Tamamen ortadan kaldırılmasa da, ne kadar aza indirgerseniz bir o kadar rahat içinde yaşamaya delalet eden eylem. Ne beklentisiz oluyor ne de beklentiler olmadan oluyor en iyisi ortasını bulmak.
diğer insanlardan ayrı yaşamaktır. Ne benden bişey beklesinler ne ben onlardan birşey bekliyorum diyerek beklemeye rest çekmektir. Umudu keseli çok olmuştur.
Dünya umrunda değildir, her şey boştur. Canın ne isterse onu yaparsın. Planlı birine göre değildir, boşlukta gibisindir ne yapacağını bilemezsin. Ama rahattır, stressizdir. Hayatı takmazsın bir bakıma..