akşamları eve dönüş yolları zor geliyor artık. bekleyenin olmadığı soğuk odalar dar geliyor.
çok şey istemiyorum. biri olsun, ama bir ömür olsun istiyorum.
akşamları işten koşa koşa çıkmak, eve ondan erken gelmek istiyorum. kapıda karşılamak istiyorum onu. sımsıkı sarılmak istiyorum. iyi ki geldin, çok özlemiştim demek istiyorum.
sevdiği yemekleri yapmak istiyorum. yerken gözlerinin içine bakmak istiyorum, deli gibi korkmak istiyorum mesela ya yemeği beğenmezse diye.
ben bulaşık yıkarken yanıbaşımda çay demlesin istiyorum. dizlerine uzanıp film seyretmek istiyorum akşamları. çayımız bitince gözlerinin içine bakıp ya sen doldursana demek istiyorum. sonra uykusuzluğa daha fazla dayanamayıp uyumak istiyorum yanında. sırtım açılırsa örtsün, saçlarımı okşasın istiyorum.
en sevdiği gömleğini ütülerken yakmak istiyorum mesela, sonra kendimi affettireceğim diye bin türlü şirinlik yapmak istiyorum.
sevelim, aşık olalım, sevelim ama çok sevelim istiyorum. güçlü olmak istemiyorum yanında mesela. tüm zaaflarımı bilsin istiyorum. yine de sevsin istiyorum...
bazen pazar sabahları mutfaktan sesler duymak istiyorum. onun tarafından uyandırılmak istiyorum. ona naz yapmak istiyorum. bazı sabahlar yorganı açıp boşver kahvaltıyı gel uyuyalım demek istiyorum. sarılıp uyumak istiyorum ona. sımsıkı sarılmak istiyorum.
çocuğumuz olsun istiyorum sonra. geceleri ondan bir parçanın uykumu bölmesini istiyorum. ona benzesin istiyorum. onun gibi çocuk olsun istiyorum.
bazı geceler çocuk ağladığında onu uyandırıp sen de kalk bir kere ya diye trip atmak istiyorum, uyanmayınca kızmak sonra oğlumuzu da aramıza alıp, elleri ellerimde uyumak istiyorum.
pazar sabahları uyandıramadığımda, bebeğimizi üzerine koymak istiyorum. onun minicik elleri yüzünde dolaşsın istiyorum.
kıskansın bazen beni istiyorum, bilerek kızdırmak istiyorum bazen. sonra gönlünü almak istiyorum.
doğumgününde mesela sözlük, en güzel pastayı alabilecek paramız varken bile kendim yapmak istiyorum pastasını.
kızgın olduğunda sarılıp sakinleştirmek, üzgün olduğumda sarılıp teselli bulmak istiyorum.
gün gelir de zor zamanlarımız olursa bırakmasın istiyorum. hasta olsam mesela, ellerimden bir tek o tutsun istiyorum. hasta olduğunda o mesela, başucunda, iyileşmesi için dualar etmek istiyorum.
ellerimden tutsun, hiç bırakmasın istiyorum. herkese tanıştırmak istiyorum onu. yüzümdeki gülümsemenin sahibi adamı herkes bilsin istiyorum.
O zaman kurduğumuz hayallere ihanet etmiş olmayacak mısın ?
En sevdiğim yanım şefkatim, merhametim olacak mesela...
Gelinlik ile gördüğüm an göz yaşlarımı tutamamaktan korktuğum kadar, umursamam sensiz olabilecek dünya ihtimalini..
Hayatın aslında ne kadar basit olduğunu anlayacaksın mesela.. Dünya nüfusu iki kişiye inmiş iken ne kadar zor olabilir ki yaşam? Kendimize ait o koskocaman dünyanın içinde istediğimiz gibi, bolca mutlu ve huzurlu....
Çocuklunda olan süper güçleri geri kazanacaksın mesela... Koltukta uyuduğun/ uyuduğumuz her gecenin sabağında yatağımızda uyanacaksın...
Her sabahın mutlu olacak mesela... Sabahları neşeli olurum her daim..birde gözümü açtığım an seni gördüm mü düşün mutluluğumuzu...
Yaptığın yemekleri benden başka kimse o iştahla yiyemicek mesela... Dibi tutmuş pilavını da, tuzsuz poğaçanıda.. Eksik olması mutlu eder beni hatta.. Nasıl ki tuzu olmayan yemeğin tadı yoksa sensiz beninde bir tadı olmayacağını hatırlatır bana... Ellerine sağlık!
Evdeysen kapıyı anahtar ile açmam mesela... Zile basar beklerim beni karşılamanı.. Çünkü işten koşarak eve gelmemin nedeni senken , elimde sipariş verdiğin yoğurt ve ekmeğin yanında ya bir demet çiçek ya da küçük bir süpriz olur.. Tam kapının önünde boynuma atlayışın, gülümseyişin...
Hayatın müşterek olduğunu benim ile öğreneceksin mesela... "adam"ların ne kadar güzel yemek yapabildiğine şahit olurdun birinci elden... bulaşık makinesini boşaltan sen olursan çayı demleyen ben, sofrayı sen kurduysan toplayan ben...
kendi kızımızdan kıskanırdın mesela beni... ama öyle kötü anlamda değil merak etme.. senden bir parçayı senden çok sevebilme ihtimalim nedir ki? kolumda sen göğsümde o.. öyle uyurduk gecelerde...
işe gittiğinde çantanda bulduğun ufak notlardan, gülümsemende ki gizli ismin ben olmasından, hayat bizi nereye sürüklerse sürüklesin elini hiç bırakmamaktan, yanında olduğum her güne şükretmekten...
peki.. sen geldiğinde ben gitmiş olursam? hadi geç kalma artık.. yolunu her gün beklediğim!...
Gelsen artık diyorum...
Hani beklemekten usandığımı falan düşünme sakın. Yorgunluk benimki sadece.
Öyle bir gel ki içinde gitmek olan bütün cümleleri unutayım, hatta sevmekten başka bir şey bilmeyeyim. Evet sevgili ol artık bana. Sevgili eşim, sevgili yarim ,sevgili hayat arkadaşım, sevgilim...
Gel ve kız bana. neden seni aramayıp da sessiz sedasız beklemeyi seçtiğimi sorgula.
Başım ol başımda tacım arkamda dağım , kolum kanadım ol.
Yeter ki gel ve beklediğim için bana gülenlere , boşa beklediğimi söyleyenlere varlığınla gelişinle güzel bir ders ver...
Sadece gel. Ben herşeye razıyım. Kahveye şeker de atarım, sevdiğim karanfilden de geçerim. Hatta çayı bile severim. Sen yeter ki gel...
ilkim ol, sonum ol. Ne bileyim bir şeyim ol işte...
birtakım nedenleri olan durum. akla en yatanı ise zamandır. yani daha zamanı gelmemiştir. bazen tüm şartlar uygun olsa da, olmayınca olmuyor azizim. insan gücü de bir yere kadar. kader denen bir olgu var. ve kadere razı olmak zorundayız.