her şey iktidarsiz jigolonun antin kuntin zirvedaşlarına attığı "hadi millet uygun zamanınızı söyleyin de zirve yapalım" mesajıyla başladı...*
ben dedim, dur kardeşim önce ben bir zirve yapıcaktım naptın sen?
o dedi, gel ortak zirve yapalım...
mujj, iktidarsiz jigolo ve ben düşünüp taşınıp; mujjün isim babası olduğu, iktidarsiz jigolonun mekan seçimiyle amaca hizmet ettiğimiz, "hey millet hadi zirveye!" teması içeren çağrılarla zirvedaş topladığım zirvemiz büyük emekler sonucu tatlıya bağlanmıştır.
1hafta öncesinde osman abiyle konuşup, anlaşmak üzere ilk adımı attık, zirve mekanı keşfine çıktık. sohbet sonralarda;
enzeru- osman abi ama şey..
osman abi- hayır yavrum, o öyle olmaz.
enzeru- ama kimse birbirini tanı-...
osman abi- hayır tatlım, ben size burda meyhane kültürünü öğreteceğim, paylaşımı öğreneceksiniz.
enzeru- peki osman abi...
neymiş bu osman abi diye zirve hazırlık krıtiği yaparken biz bu işi başaracağız" dedik. allem ettik kallem ettik; ama hatırlar için ankara dışından**, ama dönüşüm zor benim diye sızlananları*, ama finaller kem küm edenleri**, ama beşiktaş şampiyonluk maçı var aynı saatte diyenleri** ve işleri olup da yine de gelen çoğunluğu getirmeyi başardık.
bu zirve farklı olacak dedik, tüm ince ayrıntılarını düşünerek çalıştık, yeri geldi şenlik başlıklarından yazar çağırdık, yeri geldi dost yazarlarımızı çağırdık. gelcem diyenler sebepler sunarak veya sunmayarak eksilmeye başladı, korktuk. istanbul zirvesi üstümüzden prim yaptı eyvallah dedik.*her gün osman abiyle konuşup kontrolü sağladık. bizden net sayı istediğinde habersiz bırakan yazarlar nedeniyle ımm, şeyy, kem küm moduna girsek de, o osman abiydi. kızsa da sövse de o birtanedir, anlar dedik.*
zirveden önceki gün gerginlik anları boy gösterdi. ya az gelirlerse? ya osman abiye ayıp olursa? ya çok içip dağıtırlarsa? ya? ya? ya? zirve günü; birkaç kişilik açık kalan rezervasyon tek tek dolmaya başladı, tebessüm belirdi dudaklarda, sözlerde...
zirve saati geldi, çattı. osman abim evde mi? dedik ve mekana damladık.* her şey tamam, her şey güzel bekleme dakikaları başladı. birkaç gelen oldu, buluşma saati geçti, panikleme zamanı geldi. hayır, hayır, durun! herkes patır patır damladı mekana. masalar doluyur, sohbetler koyulaşıyor, yüzler gülüyor. ama durrun, sessizler sakinler kendi halindeler... yok yahu yanlış yorum, onlar zaten sohbete katılmaya başladılar yavaş yavaş... bir baktık kemanla ud çalan abilerimiz gelmiş başımızda çalmakta, eller şakşak, şarkılar dillerde, herkes birlik içinde herkes halinden memnun.
ah tabi bu tatlı tablonun ardında bir de dakika başı delici bakışlara ve omuza darbelere maruz kalan iktidarsiz jigolo vardı... içkiler ve müzik her şey tamam da garsonlar masa düzenindeki karışıklıkla boğuşurken yardımlarına koşan bir enzeru vardı, "iktidarsız hııı sana" yapan ama küçük bir çocuk edasıyla ufak bir boyun büküşün ardına içkisini yudumlamaya devam eden eğlence adamıyla karşı karşıyaydı. garson abimle pek iyi anlaştık haydi biz bu işi başarıcaz dedik. aldık listemizi elimize, toparladık her şeyi... ben aslında çok açtım, yemedim içmedim yedirdim, ama tatlı bir koşuşuturma içindeee, ama tatlı arkadaşlarımızın enzeru gel iki dk diye oturmaya zorlamalarıyla bir şeyler yediğimi anımsar gibiyim.*
keman ve ud durur, sözlükçüler de durur mu? hayır efendim. unutmayan ve hestiarellla'nın seslerinin arkasında hep beraber faslı devam ettirmiş yeri gelir efkarlanarak, yeri gelir coşarak birçok şarkıyı dile getirmişizdir.ek olarak ben, ogzi, mujj, sebulba, redwinemania, suran, kediye kafa atan mücahit fare gibi birçok beşiktaşlının* osman abinin 2hayydi söyleyin bari" bakışları ardındaki tezahuratlarla bambaşka bir havaya bürünmüştür. unutmayanın varlığının ortama kattığı anlamı es geçmek mümkün değildir. nada ile birlikte ortama kattıkları kızıl neşe ve sıcaklık ayrı yerdedir.
repertuarına söz edilemez xargn, ortama göre şarkıları başlatan, bizi yönlendiren hocamız olmuştur.
gelme konusunda en tereddütlü yazarlardan nickimsist, sıcakkanlılığıyla ortamı ısıtmış, şarkılara eşlikte geri durmamış, "nickimsist eller havaya" dedim mi ikiletmemiştir. mergiz, oturduğu yerden eşlik ederek, ekürisi sebulbayı da yanına bağlayıp bu halimizle de eğlenceden ırak kalmayız demiştir. müzik zevklerinde bir uyum olacağı kıvılcımını alarak bundan sonra konser buluşmalarında da beraber olma sözleri verilmiştir. sebulba, maçtı şuydu buydu demesine rağmen giymiştir beşiktaş formasını katılmıştır zirveye. mergize oranla çok daha iyi bir eller havaya performansı sergilemiştir.* gothic evil ve redwinemania, her zaman beklenen, eski toprak zirve organizatörlerimiz, zirvemizin olumlu tepkilerinin en güzellerini vermiş vebizi varis bırakmışlardır. düzenlemesi bizden, gelmesi sizden.* linka, yoğunluğu arasında koşmuş gelmiş, ancak yine de fazla muhabbet etmek bir önceki zirvede olduğu gibi kısmet olmamıştır. inkpinkzink ve +1i, eğlenceyi ayağa kalkıp eşlik ederek yaşamışlardır. her ne kadar fazla oturamasamda yerim onların yanıydı. her oturuşumda hasretle yemeklere baktığımdan sohbetimiz "açımmm" söylemlerini çok geçmedi.* kutsal ruh, ender bilgileri ve yeni zirve için fikirleri ve sohbeti ve varlığıyla bizi mutlu eden bir diğer yazar olmuştur. siradanbirisi, demokles, kapital karl, goodboy masanın çok az uğrayabildiğim kısımlarında kalmış yine de eğlendiklerine u bilmem kaç metrelik masanın bir diğer ucundan attığım bakışlarla şahit olmuşumdur.* mystery, yanıma gelip iki anakra havasında eşlik edip, zirveye sürpriz gelişiyle sevindirmiştir. fuck yourself, ortama uygun giyinip gelen beylerimizden olup iki sonraki zirvemizde bize yardım edeceği sözünü almışımdır.* kediye kafa atan mucahit fare, her ne kadar hesabını sildirmiş olsa da hatrımızı kırmamış gelmiş, ayrıca bulduğu bir fotoğraf makinasıyla zirvenin fotoğrafçısı olma görevini üstlenmiştir.teşekkürü borç biliriz. komsu kizi duriye, yeni saç rengi ve gülüşüyle "varlığın yeter!" dedirtmiştir. kerameti kendinden menkul, bir çok mırınına kırınına rağmen gelmiş ve mutlu ayrılmıştır. biz onunla birbirimizi sevmiyoruz her yanyana geldiğimizde bunu söyleyerek sohbete başlayıp, gülmüşüzdür. cok gicik yaa ve +1i, her atraksiyonumuza katılan ortamın eğlendirici, güzel sohbet kişilerinden olmaşlardır.
onca yoldan bizim için gelen melankolik ve beraberinde sürüklediği suran ile iyi ki varsın melanımnımnım nağmelerinde ortamın en öncelikli kişilerinden olmuştur. ogzi, bizim için en değerlilerden olup vazgeçilmezdir. işten ayrılışı üstüne onun için de pek bir hoş kutlama olmuştur. posee, sınıfdaşım olup zaten hayatımızın bir çok evresinde yer alır. fasıl dedin mi geçilmez. hergün görmemizdendir ki zirvede sonlarına kadar hiç yüzünü görmek nasip olmamıştır. eğlendiğine uzaklardan şahit olmuşumdur. mujj, organizatör ama bir o kadar da sıradan vatandaş.* poseeyi geçtim mujj 7/24 hayatımda. bir uzak ol kardeşim.evet kardeşim, kardeşten ötem. zorlandığım heranda, heryerde imdadıma yetişip sohbetleri kurup ortamı canlandırmıştır. teşekkür borç bilinir.
gelmeyenlerden en büyük vaatleri olan mevtai, sözü en çok geçenlerden olmuş, mevtai dansöz nerde diye pankartlarla eylem yapılmak istenmiş ancak şartlar elvermemiştir. bir sonraki gelmeyeceğin vaat savuracağın zirveye kısmet.*
osman abiden sonra biz durur muyuz? kalanlarla gider dondurmamızı yer, beşiktaşın şampiyonluk kutlamasına katılır, çorba, midye sefası çeker, parka gider erik, cips, içki ve sohbet ve şarkı ve salıncak sefası çeker. huzurla evlerimize ayrışırız.
ve tabii iktidarsiz jigolo, söz yetmez yaşadıklarımıza. gecemizi gündüzümüze katarak uğraştık. arada kaytarsa da zirve boyunca da devam etti bu uğraşlar. ama biz başardık, biz güzel bir iş çıkardık. bunun huzuruyla yüzümüzden gülümsemeler eksik olmamış bir sonraki zirvelerin planını yapmaya başlamışızdır. gelen herkese teşekkürü borç biliriz.
- lan kimseyi de tanımam etmem. orya gidip bi başıma sap gibi.. ya aralarına almazlarsa beni? ya en uzak sandalyeye oturturlarsa? ya 'kim lan bu' diye itin gotüne sokarlarsa? olsun! ben de onlarla ilgilenmiyomuş gibi yaparım. sözlük de neymiş ki azizim, ben fasıl için geldim derim. beni tanımayanı ben hiç tanımam. pis! kiiimseeeeye eeeeetmem şiiiiikaaayeeet, ağlarıım beeen haaaaliiimee... dırırrırırıııı...
hazırlık aşamasında çok fazla düşüncelere daldıran zirvedir. ilk zirve organizasyonumdu ne de olsa.
çok fazla çalıştık, bunu açık yüreklilikle söylüyorum.
mekan hazırlığı, yazarlarla diyalog, menü seçimi falan cidden zorlayan etkenlerdi fakat; tarih 30 mayıs 2009 saat 20:00' ı gösterdiğinde her şey ama her şey geride kaldı.
güldük, eğlendik içtik...
dans ettik, şarkılar söyledik...
şiirler okuduk, duygusal anlar yaşadık...
zirve gece fasılda bitmedi...
önce çorba ve kokoreç faslı yaptık, "yetmedi mi?" dedik "yetmedi!" dediler!
bahçelievler' de bir parka gittik, bira ile devam ettik.
katılan herkese teşekkür ederim.
hepinizi çok seviyorum...
- gayet eğlenceli geçen hele mekânın %70'ini kapladığımızdan olsa gerek üstüne bir de rahatça takılabildiğimiz zirve olmuştur.
- fark ettim ki mekânın sahibi osman abi, tekken'den bildiğimiz heihachi'ye acayip benziyordu, saygı duydum takunya verecektim ayağına.
- bir oturuşta iki güveç dolusu et yiyebilen yazarlarımız var, aman dikkat.
- eski/yeni jenerasyon demeden gördüm ki fasıl ortamlarında acayip dağıtan eğlenceli bir güruh var. cıstaklarda nasıl olurlar bilemem.
- iktidarsız jigoloyu varisim ilan ettim.
- zirve çıkışı tüm 7. caddeyi dolduran beşiktaşlılarla birlikte fenere edilen küfürler, geceye ayrı bir renk katmıştır. ne güzel şey ya...biz de şampiyon olsak, beşiktaş da olsa değişmeyecek tek şey kutlamalar sırasında fenere küfretmek, verdiği haz bambaşka.
son olarak organizasyon komitesine (teker teker yazamadım zira 500 kişiler) teşekkür eder, nice zirveler temennisiyle entry'mi noktalarım.
herşey iyiydi güzeldi, emek veren arkadaşları da tebrik ederim. ederim de o ibrahim tatlıses neydi hacı diye de sorarım? hani türk sana'at musıkisi dinleyecektik? ibo kekosu eşliğinde halaya duran tanıdığım birkaç kişi gördüm ama; neyse dedim, rakının etkisidir dedim... fakat yok olamaz.
güzel insanlarla tanışılan, kaynaşılan bir zirve olmuştur.
erken ayrılanlar bahçelide şampiyonluk naraları atmayı,dondurma yiyip çorba içmeyi kaçırmıştır.
adını hatırlayamadığım arkadaşlarımla beraber bağır çağır söylediğimiz -ya da söyleyemediğimiz- tezahüratın tamamını yazmayı da borç bilirim efendim:
'bekledim seni evin önünde,
görmek istedim son bir kere.
vedalaşıp gidecektim askere.
çıkmadın, benim için pencereye çıkmadın.
bir kez olsun gözlerime bakmadın.
her nedense sen beni hiç takmadın.
FARKETMEZ
O KIZ SENi SEVMESE DE FARKETMEZ.
O KIZ SANA BAKMASA DA FARKETMEZ.
KARDEŞLERiN SENi ASLA TERK ETMEZ'
bir diğer zirveyi sabırsızlıkla bekler;hem organizasyonda emeği geçen(iktidarsız jigolo, enzeru, mujj ve unutmayana) hem de varlığıyla ortama renk katan arkadaşlarıma teşekkürü borç bilirim.
30 mayıs 2009 tarihinde saat 20.00' da bahçelievler 7. cadde üzerinde bulunan osman abi adlı mekanda gerçekleşecek olan zirvedir.
fasıl dedik, rakı dedik, ankara dedik.
sınırsız eğlence, sınırsız diyalog vaad ettik.
kavgalara, atışmalara son dedik.
düşündük ve bulduk.
evet evet biz bulduk!
her zirvede, her sohbet ortamında sözü edilen fasıl. kimse cesaret edemedi. kimse sonuca varamadı. yeterin uleynn dedik ve sonunda fasıl zirvesiyle karşınızdayız. içici olmak zorunluluk içermez. maksat hep beraber o müziklerle felekten bir gece çalmak.
mekanı tarif etmek gerekirse:
bir meyhane düşünün, türk filmlerinden fırlamış gibi.
bir mekan sahibi düşünün, yeşilçam aktörü gibi.
bir müzik düşünün, taş plaklardan çıkmış gibi.
işte öyle bir yer.
ortamı tarif etmek gerekirse:
arkadaşlıkların başladığı, özlemlerin giderildiği, her türlü sohbetin en güzel noktalarına değinilen, alkol alan ve almayanın aynı masada oturabildiği...
işte öyle bir ortam.
evet ankara tayfası "fasıl olsa da eğlensek", "görüşemiyoruz, özledik" dediniz durdunuz! alın size fırsat.
