bekir coskun yazilariyla mutlu olan insan

entry7 galeri0
    ?.
  1. bekir coşkun'u; 22 temmuz sonrası süreçte yazdıkları, başbakan ile girdiği polemik, literatüre kazandırdığı göbeğini kaşıyan adam gibisinden aşağılayıcı tabirler ve her türlü laikçi hezeyanları dolayısıyla milli kahraman addeden, hiçbir zihin cimnastiği, fikir üretimi, minicik dahi olsa bir entelektüel kırıntı barındırmayan, temcit pilavı misali devamlı aynı şeyleri tekrarlayan, her satırında üç kelime bulunan (arasıra cümle de kuruyor, haksızlık etmeyelim) köşe yazılarına müthiş bir hırsla sarılan ve her daim onlara atıfta bulunarak ayar verdiğini zanneden, her sabah hürriyet'i açıp "aaa bekir çoşkun bugün bunu yazmış, ne pis ayar vermiş, ne giydirmiş ama" sözleriyle kendini teselli ederek mutluluk arayan insandır.

    bekir coşkun'a, ringte kıyasıya devam eden zorlu bir boks müsabakasının yılmaz boksörü muamelesi yapan bu tarz insanların, mezkur yazarın her polemiğinde ve her yazısında "indir bi tane, vur, vur, vur, vur!" tezahüratıyla salonu inlettikleri gözlemlerle sabittir. her (sözde) yumruk darbesinin ardından elleri patlayana kadar alkışlarlar boksörü. böyle verimli, bitmez tükenmez bir mutluluk kaynağına sahiptirler. "ne mutlu onlara" demek düşer bize de.

    başlıkta bekir coşkun yerine yılmaz özdil konulduğunda değişen pek bir şey olmayacağını belirtmeme gerek yoktur herhalde. iki benzer insan için farklı başlıklar açmaya lüzum yok.
    2 ...
  2. ?.
  3. Demokrasiyi sadece Bekir Coşkundan uman kendilerinin göbeğini kaşıyan adam olduklarının farkında olmayan tatlı su demokratlarıdır.
    2 ...
  4. ?.
  5. fetullan gülenin salya sümük ağlamalarıyla mutlu olan insandan daha aydındır daha bilgilidir. napayım kardeşim hükümetin yanlışlarını yazması hoşuma gidiyor ve mutlu oluyorum. olmamayım mı?

    bekir coskun'un yazılarını seven insanlara kafayı takacağınıza bekir coşkun'un fikirlerine karşı görüş üretin de onları söyleyin. dinleyelim. ama yok... neymiş yazıları kısaymış, 2 kelimeyle anlatıyormuş anlatacaklarını, yazıları hep eleştiriymiş... sanane kardeşim sanane. nesıl yazarsa yazar. sana mı sorucaktı anlatmak istediklerimi nasıl anlatayım diye. illa birini eleştirmek için bu kadar kasılmaz ki. eleştirecek neden bulamıyorsan konuya hiç girme olsun bitsin. en azından akıl kaliteni belli etmemiş olursun. hem aynı şeyleri okumak istemiyorsan bak ayşe arman, pakize suda falan var. onları oku. ondan sonraaa şey var bak...radikalde falan yazan tayfa var. küreselleşmeyi enternasyonalizm diye kakalamaya çalışan. neydi adları???2. cumhuriyetçiler mi ne diyorlardı. onlar uzun ve kalın yazıyor yazılarını. daha bi güzel görünüyor göze. arkasında br anlam falan yok yazdıklarının. ne diyorlarsa o. uğraşmazsın fazla anlamak için. senin içn daha iyi.
    2 ...
  6. ?.
  7. ülkede hala bir kaç insan kaldığını görüp mutlu olan insandır.
    2 ...
  8. ?.
  9. demokrasinin sadece oy verme olmadığını ,birikim gerektirdiğini bilen insandır.
    2 ...
  10. ?.
  11. bekir çoşkun'u kötüleyerek gündem yaratmaya çalışmayan insandır. ayrıca bekir çoşkun'u en azından okuduğu anlaşılan insandır. oysa eleştiren kesimin bazılarının yazılarından haberi bile yoktur.
    0 ...
  12. ?.
  13. Çarşafa Dolandı (Başlık; pazar sabahı kahvaltı sofrasından yeni kalkmış tüm emekli öğretmenlerin, Anadolu sevdalısı eski tüfeklerin ve devrimci, aydın üniversite öğrencilerinin yüreğine su serpmiştir)

    Arkadaşlar "Koş Başbakan Kızdı" dediler (Satırlar arasındaki boşluklar yazara aittir.)

    Nasıl Koştum.

    Baktım, "Etik" diyor, "Çıkar" diyor, "Terbiye" diyor, "insanlık" diyor, "izan" diyor.(Vay şerefsiz, zaten sana da git başka ülkenin vatandaşı ol dememmiş miydi?)

    "Demokrasi" diyor.

    "Hukuk" diyor.

    "Bedel ödemeye hazırız, biz o beyaz çarşaflarla yola çıktık" diyor. (Daha büyük yaz üstad, arada düşünme payı bırak)

    Çok kızdığı belli.

    Karşımızda televizyon da olsa, ağzımı elimle kapatarak arkadaşların kulağına adeta fısıldayarak:

    "Neye kızdı?.."

    "Çarşafa..." (Düşündük üstad, haklısın, zaten eşşek olan anlar senin yazdıklarını, göbeğini kaşıyan ayılar anlayamıyor, varol! çokyaşa!)

    Evet; işler çarşafa dolandı.

    Hürriyet'te okumuşsunuzdur; tüm dünya medyası "Türkiye'de laik sistemin çökertildiğini" haber veriyor.

    Türkiye, AB'den bir anda uzaklaşıverdi. (Ama üstadım biz AB'ye karşı değil miydik? Olsun sen öyle diyorsan öyledir. Devam döktürmeye)

    Yabancı para kaçmaya başladı, ekonomi sallanıyor.

    iç barış kargaşaya dönüştü, toplum paramparça...

    En önemlisi: (Üstad dur, çayımı tazeleyeyim, hemen geliyorum.)

    AKP'nin gerçek yüzü ortaya çıktı, deşifre oldu, niyetlerini artık herkes biliyor. Ve "istikrar" hatırına ona destek verenler gözlerini açtılar, bizim bilgisayarlarımıza bile "Oy verdim, elim kırılsaydı" mesajları yağıyor.

    Kısacası; çarşafa dolandırdılar... (Seçime gidelim üstad. Benim bacanak da pişman oy verdiğine, tüccar ne olacak!!!)

    Bu yüzden kızdı Başbakan.

    Haber vermeliyim; daha da çok kızabilir. (Senin gibi yürekli aydınlar lazım bize, gerektiğinde başbakana posta koyacak.)

    Çünkü bilirsiniz; hepimiz kandırmak istediklerimizi kandıramadığımız zaman kızarız.

    Bu türban dayatmasından sonra kim inanır, AKP'nin Türkiye'yi uygarlığa taşımak istediğine?.. Kim inanır, laik sisteme bağlı kalacaklarına?.. Kim inanır, çağdaşlıktan yana olduklarına?...

    (Ohhh,köşe daha bitmedi, üstad asıl şimdi döktürüyor, aradaki boşluklar da durup düşünmemiz için)

    Kim inanır, Türkiye'nin iran olmayacağına?

    Kim inanır, demokratlıklarına?

    Kim inanır; samimiyetlerine?

    Kim inanır; dürüstlüklerine?

    Kimse inanmaz...

    O zaman Başbakan daha da kızar.

    Bunun adıdır işte:

    Çarşafa dolanmak...(Her cümler birer inci tanesi, birer pırlanta, varol üstadım. Sanatına sağlık)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük