Sokakta sizinle dertleşmek isteyen yaşlı teyzeler in içinde bolca bulunan bir grupturlar. Her şey sizin selam verip konuşmaya başladığınız an başlar. Öncelikle her gördüklerinde lafa tutarlar, nasıl yürüdüğünüzü, duruşunuzu, tavırlarınızı uzun uzun analiz ederler bu konuşmalar sırasında. Sonra karşınıza çıkıp '' Bir oğlum olsaydı seni ona alırdım daaa, ah yok işte ama torunum var, üniversitede 2. sınıfta okuyor. Nasip kısmet bu işler, öyle gülme ' iiç '' belli olmaz deyiverirler.
Hep sohbet ettiğim göçmen teyzelerden biri (bkz: bulgaristan macırları) karşıma çıktı dün. Masmavi gözlü, şirin mi şirin, konuşkan, 75-80 yaşlarında ama halen dinç güzel bir kadın yaşına göre de. Her zamanki gibi elimde kap kacak anneannemlerden dönüyordum. Seslendi karşıdan '' Bir oğlum olsaydı seni ona alırdım daaa, ah yok işte '' diye. Sonra hemen 2 saniyelik bir duraksamanın ardından '' ama torunum var, üniversite 2. sınıfta okuyor, kısmet bu işler. Gülüp durma ''iiç'' belli olmaz bu işler. '' diye de ekledi. Önümü kesmişti artık ve anlatmaya başladı. '' Ama pek güzel çocuk. Uzun boylu, dalyan gibi. Pek de efendi. içkisi yok, sigarası yok. Tertemiz çocuk. Bu devirde kaldı mı iç öylesi. Pek de iyi bölümü, Ankara'da okiyi şimdi, 2. senesi. Bölümünün iş garantisi de varmış. Orayı bitirenler %90 iş buluyorlarmış. Hem çalışkan. Millet elinde bilgisayarla geliyi, bu bavul bavul kitapla. Hocaları diyilermiş ki, sınıfta 2 kişi var iyi, en iyisi de Oğuz. Biz ona gözümüz kapalı güveniyiz. ''
O kadar da tatlı anlatıyordu ki teyze hiç bölmedim, güldüm durdum o anlatırken. Şaka yapıyor zannettim ve kısmet teyzeciğim dedim gülerek. Ardından daha da ciddileştirdi konuşmayı. Babalarının yurtdışında çalıştığından bahsetti. '' Bak rahat olursun, bir evin bir gelini. Daha ne istiysin? Bir de görümce. O da küçük zaten. El üstünde tutarlar seni. Onun şimdi iki senesi var, sonra askere gider tabi. O arada sen de bitirirsin okulunu. Niye olmasın? ismi de Oğuz. Amaaan pek güzel çocuk ama. Cumartesi pazar geliyi buraya. Gezip gidiyi, çamaşırlarını yıkıyi hem annesi. Akıllı çocuk. '' dedi yine ballandırarak. Araya laflar karıştı ardından, biraz soğutmak istedi galiba. Annemleri, dedemleri sordu. Oturmaya geleceğini söyledi.
Tam iyi akşamlar deyip ayrılıyorduk ki tekrar seslendi. '' Bak sözlün, nişanlın varsa söyle. Şimdi gençler hep öyle yapıyor. Söyle de bağlamayayım öyleyse. '' dedi. Yine gülümsedim, '' çok yaşa sen teyzecim dedim. '' başkası seslendi o arada maviş teyzeye allahtan. Hızla uzaklaştım.
Bak Ankara'da 2. senesini okuyan çalışkan, iyi ve güzel çocuk Oğuz. Sen orada başını bağla, ben burada. Bu iş böyle olmaz. Yoksa anneannen beni sana almakta kararlı. Saygılar.
Hepsi birer yaşam koçu, ilişki uzmanı, aşkım kapışmak mübarek!
Uzun uzun hayat nutukları çekerler, " yalnızlık allah' a mahsus" ennnn sevdikleri söz öbeciğidir.
Ellerindeki mühendisleri, doktorları överler de överler, en kallavi satış uzmanı gibi...
üzerine vazife olmayan islere burnunu sokanlari hic sevmem. dedikodu sever bunlar, milletin ne Kadar maas aldigi felan ilgi alanina girer. konussan allahin sevgili kulu görür kendini ama dedikodu girla.
şimdilerde ihtiyaç duyulan teyzelerdir. bunların bulduğu kızlar evlenmeye hazır kızlardır. ben geçmişte iki sevgilime evlenme teklif ettim ikisi de mırın kırın etti olmadı. bu teyzelerden tanıdığı olan varsa bana ulaşsın. acilll!!!