bekaretini kaybeden kızın ruh sağlığını kaybetmesi

entry2 galeri0
    1.
  1. küçük yaştan beri tabularla ve mahallede ki yaşlı ve cahil ninelerin dudaklarından dökülen kocakarı ilaçları gibi aslında bir işe yaramayan cümlelerin dilden dile dolaşılıp bir şeyler yaşamadan o konu hakkında çok şey bildiğini sanan genç kızların bekaretini kaybedince daha önce kulağına gelen bekaretini kaybedersen namussuzsun, iğrençsin, kötüsün gibi cümleleri düşünüp kendi ruh sağlığını bozmasıdır. aslında ne bir erkek gerçekten sevdiği kadınla birlikte olunca ondan sıkılır, ne de fikirleri değişir. gerçekten olgun bir insan ise bu bahsedilen erkek gerçekten o erkek için hayatında değişen tek şey o kadını daha çok sahiplenmesi olacaktır. ama buna rağmen o kızın kafası karmakarışık olacaktır. o kız binbir pişman olacaktır her sabah kalktığında ve ilişkisini de muhtemelen berbat yerlere sürükleyecektir. erkek dayanabildiği yere kadar sevdiği için dayanacaktır ama kız saçmalamaya, akıla mantığa sığmayan şeyleri düşünmeye, öyle davranmaya başlayacaktır. kız ilişkiyi bozacaktır zamanla. aslında gayet güzel giden bir ilişki iken o ilişki çıkmazlara girecektir. sonuç hüsran olunca da dışarıdan erkek kullandı attı olarak bakılacaktır. ve bu da tabuların giderek büyümesine neden olacak, insanların ruh sağlıklarını bozmaya da daha güçlü şekilde devam edecektir. 21.yüzyıl çağı insanlarına yakışmayan tabular, kulaktan dolma bilgiler de dolaşacaktır. toplum, herkesin doktor, mühendis, ebe, psikolog, polis, asker olduğu bir toplum. ve bu toplumun sağlam bir düşünce yapısının olup olmadığı tartışılır. ama bu toplum, bu çok bilmiş toplum, gençken sevdiğiyle birlikte olan ve o sevdiğiyle de evlenen, çocukları olan kadına namussuz olarak nitelendirirken, hayat kadınlarını da namussuz olarak nitelendirir. ve toplum belki bu konulara bu şekilde yaklaştığı için o insanlar sağlıklı düşünemeyip ileri de evlenip çocuklarının olacağı insanla ilişkisini bozup, hayatın getirdikleriyle ileride başka insanlarla ilişkiler kuracaktır. yani toplum aslında namuslu olan insanı namussuz olmaya itmektedir. eğer bir ev yapmak istiyorsanız gidersiniz rastgele tuğlanızı seçersiniz, arsanızı seçersiniz, kendi isteklerinize göre boyalarını seçersiniz, yaparsınız. içinde oturursunuz mutlulukla. birisi çıkıp bu boya çok kötü keşke böyle yapmasaydın diyene kadar o boya sizin için en iyi boyadır. sonra kendi kendinize sorgulamaya başlarsınız bu boya kötü mü diye, ve evet bir süre sonra o boya kötü olur sizin için değiştirirsiniz. birisi çıkar evin yerini beğenmez, çok biliyordur, keşke buraya yapmasaydın ilerisi daha iyiydi der, siz başka yeri düşünürsünüz artık o kadar çok evin yerini düşünmüşsünüzdür ki evinizin yerinden artık memnun olmama aşamasına gelmişsinizdir. Ve o evi size o çok konuşan ama hiç birşey bilmeyen insanlar yıktırtmış olursunuz. her zaman kendi isteklerinize göre yaşamak en iyisidir. mutlu kalırsınız. yanlışınızı başkaları değil siz belirlersiniz. yanlışta yapsanız mutlu bir şekilde yapmış olursunuz. ilk ilişkisini yaşadıktan sonra bunalıma girip intihar eden bütün insanlardan toplum sorumludur. çünkü o kadar çok mahalle baskısı vardır ki dayanamaz zaten o tabular yüzünden çok gelişmemiş ruhları.
    (bkz: uzun tanım)
    1 ...
  2. 2.
  3. Geçmişin günümüze yansımasıdır.Türk aile yapısında önemli yer tutan bir konu ve en hassas olunan durumdur.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük