kazanılmış bir şey değildir ki kaybedilsin.kraliçe elizabeth de bakireydi şimdi türk erkeklerinin şaka malzemesi olmuş durumda. sonuç olarak ne yaparsanız yapın toplum yaftalamaya bayılır.
Bekaret kaybetme değil, cinsellikle tanışmadır onun adı. Yeni bir şey öğrenmek bir kazançtır. Neden olumsuz bakıp bunu bir kayıp olarak görüyorsunuz? Bakış açınızı değiştirin.
bekaret, bayanlara tanrının bir lanetidir, en azından bizim ülkemizde bir noktada böyle. namusu, şerefi, bacak arasında arayan dallamalar, kendilerinde her altı yeme özgürlüğünü pekala görebilmektedir. yıkılması gereken bir tabudur bu.
- hayrola canım ne arıyorsun yerde?
* ah ali sami sorma!
- ne oldu kuşum?
* bekaretimi kaybettim onu arıyorum.
- haa bende birşey var sandım, dolabın içine bak belki orada düşürmüşsündür.
* ama ama ali sami, hühühühühüü...
(içses)- mal lan bu a.q.
kız erkek farketmez ilk defa yapacağın bir eylemin sonucunda oluşan his. herhangi bir olayda ilk tavizi vermek ve budan sonra o eylemin ne kadar yapsanda farketmeyeceği durum.
"kaybetmek" kelimesi ile birlikte kullanıldığı için;
sahibinin elinde tutması gereken, yokluğunda kayıp bir değer olan, resmen bir statüdür bekaret.
Biliyorum, içinde yaşadığım topluma çook çok aykırı benim görüşüm ama, ömrüm boyunca bu şekilciliği gördüğüm yerden kaçacağım. Savaşmak anlamsız.
Hakikaten, "kaybetmek" olarak görülüyor çünkü. Yani sen o'nsuz eksik ve defolusun. Önceki değerin yok.
Sırf bu yüzden, dikiş nakış işlerine filan sarıyorlar ya, aman allah. Beterin beteri. Böyle bir endişe duyanın orasına kadar toplum girmiş, yerleşmiştir, daha ne!
O kadar korkuyorum ki bu tip düşüncenin bana yaklaşmasına, kendi bekaretimi kendim yok edip, öyle çıkacağım meydanlara..
karakola verilecek bi dilekçeyle hallolacak durum. telaşa gerek yok.
yerel bir gazeteye bekaretimi kaybettim hükümsüzdür ilanı geçildimi bitti gitti. büyütmeyin bu kadar.