ne olursa olsun bu konu hep tartışılmaya devam edecek. erkek ve kadın fizyolojisi nasıl farklı ise algılama da o şekilde farklı oluyor haliyle. isterseniz bunu kendi iç dünyamızda sorguladıktan sonra tartışalım ne dersiniz? ne kadar masumuz ne kadar temiziz ? bunların cevabını bulduktan sonra karşı cinsin bakir/bakire olması sizin seçiminiz olacaktır.
bacağını çok zorlayıp kasların yırtılması olayının farklı bir yerde gerçekleşme halidir.diktireni var yıtık gezeni var hiç yırtılmamış olanı var herkesin kendi kadınlık organı istediğini yapar.erkekler nasıl özgürce kullanıyorsa kadınlar da kullanır.bunu sorun gibi gören erkeklerin kendilerine bakmaları gerekir.başkalarının bir taraflarına bakmadan önce kendimize baksak daha iyi olacak sanki.
bir filozofun bekaret ile ilgili bir sözü vardı, "bekaret pankreas amelliyatı sırasında ölmek gibi bir şeydir, ikisin de örneğini birkaç yıl sonra görmeyeceğiz."
taşaklarının keyfi için,islamiyeti değiştirip (bkz: zina) (bkz: ama sadece kızlara),bir de işin içine türk örf ve adetleri gibi başı sonu belirsiz kavramı ekleyerek bir cinsel faşizm,yaratan insanların,''ille de isteruk(osman bizim karılar nerde kaldı)'' diyerek kızlar da,aradıkları zar.
sadece kızlarda aranmaması gereken, hem erkekte hem kızda evlilik öncesi aranması gereken. türkiye'de erkeklerin bazıları, belki de bir çoğu, evlenmeden önce milli oldukları için kızlarda oluşan kanaat "oh maşallah siz yapmayı biliyorsunuz ayol bize gelince yapmayın. olur muaaa" oluyor. olmamalı gülüm.
türk toplumunda kesinlikle dikkat edilmeyen; esasında islam öncesi ve sonrasında arap toplumunda da (yani kitap ehlim olanlar; islam vs.) mevzubahis olmayan dişiye ait fiziksel özellik.
peki kültürel anlamda kime ait bir düşüncedir bu diye sorarsanız; eller batıya döner işaret parmağımızla vatikanı gösteririz. çünkü "bekaret", "bakire", "kutsal ruh" bu kavramlar; katolik hristiyan topluma aittir.
1960 lı yıllarda adnan menderesin türkiye'ye köküne kadar dayattığı amerikan köklü kültür emperyalizmi ile damarlarımıza işlemiş, beyaz gelinlik (batı, katolik kıyafetidir) üzerine kırmızı kurdela ile (amerika, teksas yerel adeti) taçlandırılmıştır.
unutulmamalıdır ki; katolik sapkın tarikatların, inançların en yoğun olduğu memleket amerikadır.
adnan menderesten evveliyatına bakıldığında bekaretin herhangi bir esamesi okunmamakta; namusla bağdaştırılmamaktadır. türk adetlerinde köylük yerde kadın bir çocuk doğurursa, o çocuk beraber yetiştirilir. sezercik filminde olduğu gibi çocukla "piçsin sen" diye dalga geçilmez.
çünkü türk milleti zekidir. her ne kadar son 50-60 yılda propaganda yoluyla mahfedilmeye çalışılsada, toplumsal yargıları en yüksel toplumdur.
uğruna bir sürü cinayetler işleniyor. onlarca kadın öldürülüyor. peki bunun sonucunda elimize ne geçiyor? mutsuzluk, acı, öfke, kin, nefret... sürer bu böyle.
ya da karısını bakire çıkmadı diye öldüren herif? buna ne diyebiliriz? sevgi denilen kavramdan hiçbir haberi olmadan evleniyor bu herif. sevmek için değil, çiftleşmek için evleniyor hayvanoğlu hayvan.
ya da bakire değil diye nişanlısıyla ya da sevgilisiyle evlenmeyen erkek. daha 2 gün önce onu seviyorum ona aşığım diye dolanıyor, sonra bakire olmadığını öğreniyor. ertesi gün kaltak karı, adi karı, orospu... bunun da listesi uzun.
bu yaşanan hadiselerden sonra evleneceğim kızın bakire olmamasını, bakire olmasına tercih etmeye başladım.
kardeşim sen kızı mı seviyorsun zarı mı? onun cevabını ver kendine önce.
biraz deli saçması olarak gördüğüm, biraz da kızları korkutmak için kullanıldığını düşündüğüm durum. işin ilginç yanı erkek kişisi evlilikten önce her altı yer, cinsel ilişkiye de girer. sonra da "ben bakire kız istiyorum" der. bu tıpkı aldatmaya benziyor. erkek aldatınca elinin kiri, kadın aldatınca namusu gitti. *
velhasılkelam namusun iki bacak arasında olmadığını anlayamamışlardır. ne yazık ki türk erkeklerinin çoğu * böyledir.
ugruna cinayet islenen hatta intihar ettiren muthis onemli bir zar parcasi.
milliyet gazetesinin 26 mayis 2008 tarihli haberinde konya'da bakire cikmadigini iddia ettigi kizi tabancayla vuran sonrada intihar etmeye kalkan hirbo ile ilgili detaylari okuyabilirsiniz.
bu insanlar nasil bir kultur ve aile terbiyesiyle yetistiriliyor ben anlamiyorum.
bekaret denen sss kuralı sayesinde (sev, sik(il), siktiret) türkçemize nadide bir küfür de eklenmiştir, bunun sorumluları genelde "bekaret bacak arasında değil kafada/akılda/beyindedir" söylemidir, küfür ise kafanı sikeyimdir, o değil bizi -dir, -dır'lara mahkum edenler utansındır.
kim ne derse desin bekaret önemlidir. şöyle önemlidir, gerçekten sevdiğin, güvendiğin insanla paylaşırsan bedenini bir sorun yoktur. ancak herhangi biriyle yaşarsan inanılmaz derecede yıpratır insanı, sonradan çıkar acısı. özellikle bayanlar için. şunu unutmayın, beden de en az ruh kadar değerlidir. değerini bilin.
en çok erkeklerin önem verdiği ama gene onların bozduğu(!) şey.
demek ki asıl önemli olan ilk, dolayısıyla tek (iki kere bozulamayacağından) olabilmek.
(madalya takıyorlarmiş diye duydum *)
bacak arasında yoksa ruhta ve beyindede olmayan sey.
insanların bir turlu anlamak istemedigi ezber kalıp seyleri soyleyip durdugu sey.
benim akıllı hemserilerim bacak arası degildir olay kavramdır bekaret herseydir ruhtur bedendir ama zar bunun bir gostergesidir orda yoksa ruhta bedende nasıl olsun.
ruhta beyinde aradıysan taze bitti.
(...)
ADAM- Evet ayni konu!
KADIN- Askim o yıllar önceydi.
ADAM- Ama o yıllarda da sevgililer sevişiyordu.
KADIN- Eee?
ADAM- Ne demek eee? Adamın senin memelerine bakıp siz bir de bunları benim zamanımda görecektiniz, diye dusunmesi beni rahatsız ediyor.
KADIN- Kürsat'tan adam diye bahsetmen doğru değil.
ADAM- Madem bizim için adam sayılmıyor neden köftesini yemeye gidiyoruz?
KADIN- Sevgilim yıllardır bu sacma konuyu konuşuyoruz. Kürsat'la yıllar önce kısa bir ilişkimiz oldu hepsi bu.
ADAM- Ne kadar kısa?
KADIN- Ne bileyim ben, iki ay filan.
ADAM- Memelerini görmesi için yeterli bir sure.
KADIN- Ben sana ilk erkegim olduğunu soyledigimi hatırlamıyorum.
ADAM- iyi de bununla gurur duymasan iyi olur. Eski sevgililerinden bir takım kurma imkanımız olduğunu biliyoruz.
KADIN- Kabalaşma!
ADAM- Peki inceltelim. En azından basketbol takımı kurabiliriz, yedeklerle beraber tabii.
KADIN- Anladım sen hazırda sorun bulamadın,yaratmaya calısıyorsun.
ADAM- Hayır. Sadece insanların ayrıldıkları insanlarla sürekli buluşup gorusmesini anlamıyorum. "Tanıstırayım yeni sevgilim, eski sevgilim, bu da eski sevgilimin yeni sevgilisi, bu da yeni sevgilimin eski sevgilisi... Ne güzel değil mi? Hepimiz birbirimizin her yerini ezbere biliyoruz!"
KADIN- Buna çağdaş yasam deniyor iste.
ADAM- Nesi çağdaş bunun? Bir araya gelmemesi gereken insanların toplanıp birbirlerine çağdaş çağdaş gicik olmalarinin ne manası var? Zira benim Kürsat'i sevmem tıbben mumkun degil. Ama etraf uyuz olmasın diye ona gülmem hatta belki de köfteleri pişirmesine yardim etmem gerekiyor. Hiçbir sey olmamis gibi. Hiç bir ortak yanımız yokmuş ya da bir suru ortak yanımız varmis gibi.
KADIN- Son soyledigin cümleyi anlamadım.
ADAM- Kürsat'la ortak yanlarımız, ortak yanlarımızı ortaya koyup dost olmamıza engel oluyor, bilmem anlatabildim mi?
KADIN- Hayır anlatamadın.
ADAM- Onunla tek ortak yanımız senin memelerin ve bu ortaklik beni rahatsiz ediyor.
KADIN- Sürekli memelerimden bahsettiğinin farkında mısın?
ADAM- Özür dilerim. Kürsat'tan izin almaliydim. Ne de olsa memelerinin üzerinde onun da hakki var!
KADIN- Bak butun bu söylediklerini saçma sapan bulmakla beraber, eğer bu konuda birisi problem çıkaracaksa o Kürsat olmalı. Çünkü o varken sen yoktun!
ADAM- Tamam iste ben de bu yüzden onu köfte yemeye çağırmıyorum.
KADIN- Acıklı olan su... Biz seninle beraber olmaya basladigımız günlerde ben önceki ilişkilerimi sana uzun uzun anlattım ve sen de büyük bir anlayısla dinledin. Ama sonuçta erkek olduğun için bana sahip olduğunu hissettiğin andan itibaren masken düştü. Tarihime bile sahip çıkmaya başladın! Senden önce hayatıma giren herkesten nefret ediyorsun!
ADAM- Ama listede öyle adamlar var ki...
KADIN- Kimi kastediyorsun?
ADAM- Mesela o cüce olan, neydi adi?
KADIN- Takiyettin'i mi diyorsun?
ADAM- Evet Takiyettin. Ismi kendinden uzun. alakliga bak. Bir cücenin adi en fazla Can olmalı. Ama kompleks iste. Ailesi uzun göstersin diye dikine çizgili bir isim koymuş. Takiyettin! Duyan bir sey sansın diye!
KADIN- Aklin sira aşağıladığın adam uc kez TUBITAK'tan ödül aldı.
ADAM- Biliyorum, yılın en kısa boylu bilim adamı ödülü.
KADIN- Herkes senin gibi biçimsel bakmıyor olaylara.
ADAM- O da davetli mi?
KADIN- Gelir herhalde. Kürsat'in iyi arkadasidir.
ADAM- Hadi buyrun! Ne bu? Eski sevgililer toplanıp kongre mi yapacağız?
KADIN- Kürsat'la beni Takiyettin tanistirmisti zaten.
ADAM- Oyle mi? Ne güzel... Ne demişti tanıştırırken? "Kürsat benim boyum kısa, memelere yetişemiyorum, sen bir baksana!"
KADIN- Sen gerçekten cok iğrenç bir insansın.
ADAM- Asil igrenc olan sensin. Ben birlikte olduğum butun kadınları toplayıp pirzola yapıyor muyum? Iyi biz de toplanalım o zaman.
KADIN- Toplanırsanız haberim olmasın. O kadar besinci sınıf kadının arasında görünmem doğru olmaz!
ADAM- Doğru. Benimkilerin arasında TUBITAK ödülü alan yok. Ama hepsi hiç bir yardıma ihtiyaç olmadan üst raftan kitap alabiliyor.
KADIN- Bu kadar iğrençlik yeter! Geliyor musun gelmiyor musun?
ADAM- Bağırmadan konuş benimle!
KADIN- Ben bağırmıyorum!
ADAM- Bağırıyorsun!
KADIN- Geliyor musun sen?
ADAM- Hayır! Gelmiyorum!
KADIN- Sen bilirsin! Ben gidiyorum!
ADAM- Sen benim yüzüme kapı çarpamazsın! Zıkkımın kökünü yiyin! Yalnız Kürsat'a söyle, benimle ilgisi yok, o memeler benden önce sarkmıştı!
insanlar kore'de protein yapıp nobel ödülü alırken veya mars'ta hayatın olup olmadıgını arastırıken gercekten tartısmadıklarını düşündügüm iki konudan biri, ikincisi
ne türklerde ne de islamda olmayan kavram. esası 1600 lü yıllarda avrupa ve engizisyon etiğine dayanır.
bekaretin namus sayılması hristiyan inancıdır; onlar kadınlarda kutsiyet ifadesi olarak "bakire" terimini kullanırlar. ve seks yapmamış insanı kutsal sayarlar. kendi din adamlarında da o dönemler seks yasaktır.
kızların küçükken yumurtalıklarının mikroplardan korunması maksadıyla oluşan ve adet görmeye başladıktan sonra bir işlevi kalmayan zarın ismi de bu sebepten bekaret zarıdır.
(önemli not: şimdi bir kısım islam alimi çıkıp diyecektir ki ; allahü teala (cc) işlevini yitirsin diye yaratsaydı o yaştan sonra düşerdi. cevaben; sen de çükünü kestirmiyeydinde kendi kendine düşeydi.)
komşularla etkileşim dönemi, ciddi bir dönemdir ve kültürler gidip gelirken arada bir takım şeylerin mantıklı kılınabilmesi açısından belirli yerlere bağlanabilir. bizim insanımızda genel anlamda bekareti avrupalı katoliklerden almış ve gidip islamiyete bağlamıştır.
aynen 1400 lü yıllarda süleyman çelebi tarafından yazılan mevlütü islamiyetle bağdaşık bir ibadet zannedilmesi gibi bir durumdur.
çağcıl hasletler arasında feodalite artığı yaklaşımıyla yerinin değiştirilmesi sonucu alaşağı edilmiş, tekrar aynı yere koymanın imkansız olduğu zar meselesi.
sadece basit bir zar meselesi değil; içerisinde, her sevgilim versin ama karım bakire olsun anlayışı, dinsizin dine saldırmak için değinilenler/belirtilenler üzerinden notlar alması, dejenerenin dil darbesi, yavşak sümüğü, puşt salyası ve daha yığınla tali durumlar/olgular bulunduran bu ince zar, inceliğine göndermede bulunurcasına kalın bir tartışma konusudur.
bekaret birinin değer verebileceği, bir diğerininse umursamayacağı bir şey olabilir. her sevgilim vermesin, hatta sevgilim olmasın, eşim benim onu beklediğim gibi bana gelsin diyen birine, bu davranışından ötürü yobaz, bağnaz, hangi devirdeyiz vs. denildiğinde, karşı çıkma işlemi standarttır.
bu standardizasyon şu veya bu şekilde vuku bulur:
e be ibne! senin patlak, folloş haline bir şey diyen var mı(?) adına aşk dediğin ve bu sayede orospu tanımından da sıyrıldığın verme alma işlemine ses etmiyorsak haline acıdığımızdandır. merdiven korkuluğu olmuş bedenin-inenin çıkanın el sürdüğü- kamuya açılmış ruhunla beni eleştirecek neyin kalmış şıllık.
vuku buldu.
ve şu da vuku bulur, tartışma devam eder-etsin diye-:
"dincilerrrrrr, hepsi birer azgın boğa. bakmayın siz namazlarına niyazlarına. onlar var ya onlarrrrr...denk getirseler bir tane..."
dur be koçum, serin gel, yavaş. "bulsalar bir tane" ne? bulmak istemediğin halde ayaklarına dolanıyorlar şimdilerde. tekmeliyorsun da gitmiyor. "a haa! cool takılıyorsun ha? bayılırım..." diyor. şeytana uy diyor, "uy dalayum saa!" diyorum ben de. -iyi başladım kötü bitirdim farkındayım, farkındayız, farkındalar- fark you! -bit artık be kodumun entrysi!-