bekaret diyen kutsanan şey aslında namustur ve namus da kadının orasına indirgenmiştir. dolayısıyla o yoksa o kadın otomatik olarak bütün namus kalıplarını yitirmiş oluyor. o artık aşağılanması, hakaret veya küfür edilmesi hatta bazı yerlerde öldürülmesi gereken kişi oluyor.
peki bunu tek başına mı yaşıyor?
tabi ki hayır.
peki onu tek başına suçlu çıkartan ya da namusu ona yığan şey ne?
çok basit geri planda kalması ve mal olması. kadın toplumsal alana atılıp kendi ekonomisini ve özgürlüğünü sağlamadıkça da cinselliği yüzünden hesap vermek, aşağılanmak ve hatta öldürülmek zorunda kalacaktır.
bu güç çünkü kadınlar tarafından erkeklere verilen bir hak.
mesela şu bile var toplumda.
kadın bakire değilse artık ikinci el ve onla hiçbir şey yaşanmaz. o artık artık ürün veya mundar olmuş kişi.
bu neden kaynaklanıyor?
tabi kadının sürekli kendini birine yamamaya çalışmasından, o da güçsüz olmasından kaynaklanıyor. kadınlarda sanki şu var: kendini birine yamamazsa toplumda bir eksilik çekecekmiş gibi bir algı oluşturuyorlar. mesela evde kalma korkusu olsun, evliliğe bu kadar anlam yükleme olsun hepsi bunun ürünü. bu bağımlılık kadına her şeyi deme hakkını veriyor çünkü kadın seçilen bir nesne konumuna geliyor ve erkek bu sefer mal değerlendirir gibi ona bakıyor. madem iyi mal alacağım bari hiç bozulmamış alayım gibi.
bu kafayı değiştirip güçlendikçe bekaretin kimsenin sikinde olmayacağını zaten görecek insanlar çünkü artık kimsenin ona ihtiyacı olmayacak.
düşüncelerim bu yönde evet.
Bekâret olması gereken yerdedir. iki bacak arasındadır.
Namus beyindedir.
Toplumsal ahlak kuralları içinde ele alırsak namus;
1.toplum içinde onur ve ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlılık.
2.
doğruluk, dürüstlük, erdemlilik, ahlaklılık demektir.
Bekâret ve namus hep karıştırılır. Namus kavramı çok geniş bir kavramdır ve iki bacak arasına indirilemeyecek kadar elzemdir.
islam ahlakında namus; insanın Allah'a verdiği sözde durması demektir.
Bezmi elestte Allah insana sordu; elestü bi-rabbiküm ”Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Sizi ben yaratmadım mı?”
Onlar: “Kaalû belâ” yani “Evet, Sen bizim Rabbimizsin” dediler.
Namus insanın bu söze sadık kalması demektir.
Bacak arasında olana namus değil iffet denir. iffet sadece bekâret demek değildir. Evli bir kadının veya erkeğin bekâreti olmayabilir ama kendilerini başkalarından ya da zinadan sakındıkları müddetçe iffetleri var demektir.
bazen bir tatlı kaşığında, bazen dibi tutmuş bir yemek tenceresinde, bazense uzak olmayan bir gelecekte. ama her şeye rağmen küçük sarı turta parçalarıyla hepimizin cüzdanının kullanılmayan cebinde.
tek bir şeyle somut soyut olarak işte şuradadır demekle mecazi anlamda ele alınacak bir yerde değildir. bütün olarak ele almak gerekir. ne yani, bekaret şuradadır , bak şurandadır deyip, diğer gösterilecek bir seçeneğini meşru olarak namussuzlukla soyutlayabilirsin mi denilecek.
