yeraltı edebiyatından bir episod. Adet kanını büyü için kullanır bazı kadınlar. Çaktırmadan içirirler, genelde gothik ortamlarda yaparlar bu işi. Sperm yutanların intikamı bôyle oluyor heralde.
fantazide ve okültizimde son noktadan bir önceki noktadır. derler ki bekaret kanı şaraba katılır içilirse, moloch zevke gelerek 10.000 müridine ölene kadar mokoko.
gecenin zifiri karanlığında geniş teras odamızın uzun ve ahşap pencerelerini koyu renk bordo perdeler çerçevelerken, şuh yatamızda sadece sen ve ben...
dünya bütün galaksiye öksüz ve çok sessiz dönerken "ses etme şişşt" der gibi eli dudaklarında. bu sessizliği bozan ne bir fazla eşya var ne de duvarlarda gereksiz tablolar. bize yeten bir picasso tablosu ve olur olmaz renkleri..o da zaten başucumuzda...
bekletilmiş sevdalar kadar tortulu ve koyu kırmızı büyük felaket gibisin şimdi içimin sığınaklarına kaçan.
sen: bi' kaç damla bekaret kanını bunca yıldır beklettin ya..ne isterim onların beyaz bir çarşafta ne de ucuz bir selpakta heba olmasını..yanımda bedeninin kokusu tadı başucumda ise yarım kalan şarap kadehim var. bak.. görüyor musun? kızıl ışıltısı ve aksı taa dibine kadar vurmakta...
ne istediğimi gözlerimden anlayan naif yanına bayılıyorum. kızıl şarabımla kanını karıştırıp kokteyl yaparak bana içiriyorsun ya.. şimdi, dünya pır dönüyor büyük gürültüyle ve galaksi köşesine çekiliyor sessizce.
.. birazdan olacaklardan malesef sen sorumlusun kutsal bakire!
+ o son kokteyl şarabı vermeyecektin bana!
