bekar olma durumunun insansa sağladıgı kazanımların tümüdür.atalarımız tarafından zaten Bekarlık sultanlıktır sözü ile tecillenmiştir.
-Buzdolabını günlük yemek yerine taze meyve ve sebzeler, şişelerce su, süt, elma suyuyla doldurabilirsiniz.
-Kimsenin öfkeli bakışlarıyla karşılaşmadan kız arkadaşlarınızla istediğiniz kadar telefonda konuşabilirsiniz.
-Barda istediğiniz kadar oturabilirsiniz.
-eve döndüğünüzde hesap vereceğiniz kimse yoktur.
-bu nasıl? yoksa bunu mu giysem? yakıştı mı? sorularına cevap vermeniz gerekmez..
-kız arkadaşlarınızın erkek arkadaşlarının dedikodusunu yapma zorunluluğunuz yoktur.
-mağazaya gittiğinizde sadece alacağınız şeylere bakar,daha az zaman harcarsınız...
kimseye hesap verme zorunluluğu yoktur..
askılı giyme denmesine aranacak cevap yoktur..
bütün gece oturup kitap okuyabilmektir..
bir yere giderken kimseye sormamaktır..
yalnız olmaya katlanmaktır..
yalnızken mutluyum yalanını söylemektir..
etraftakileri kesmek(!)tir ...
koltuğun üzerinde uyuyan kocanın horultusu yerine sessizliği dinleyebilmek
sabahları tuwaletten çıkmasını dört gözle beklemek yerine istediğin an girebilmek
bekleyen birinin olmamasının verdiği rahatlıkla istenilen zamanda ewe girebilmek.
bekar olmak bezdiren bi yorgunluğu yanında taşır çoğu zaman plansızlık ve nedensizlik yaptığın her eylemin içindedir taki işin içine bi kadın ve düzenli bir hayat girinceye kadar o zaman anlaşılır ki en plansız dönemin bile kendi kendine hükmettiğin yegane dönemdir hayatında ve aslında kendi içerisinde bir plana sahiptir,söz gelimi eve geldiğinde elbiseleri çorapları fırlatıp atmak bekarken o koltuklara koymaz ama evlenince koltuklar bile konuşuyomuş gibi gelir insana,bekarlık illaki herçiçekte bal aramaktır ama unutmamalıdır ki sadece aramaktır her zaman bal bulunmaz buna rağmen arıların en çok sevdiği dönemdir bekarlık.iğnesini sokup ölene kadar :)
gizli eşcinselliğe açık kapı bırakabilmek, 31 çekerken postmodern imgelerden yararlanabilmek ve eşek siken kırsal kesim insanı olabilmek olarak sıralanabilir.
genelde bu muhabbetlerin sonunda şu söz sölenir. bekarlık sultanlıktır. bu sözü duyan yan komşumuz hüseyin abimizde genelde bu sözü duyunca şöle der: sen hiç bok yıkıyan sultan gördünmü.
yeğen, komşu çocuğu gibi bir süür velet evde vıcır vıcır oynarken arkadaşlarının/kardeşinin araması ile ortamı terk etme şansını elde bulundurmaktır. istediğiniz çocuğu sevip istediğiniz çocukla oynarsınız. gülerse kucağınızdadır, ağlayınca anasına doğru itelersiniz.
yazın uyurken sıcak basmaz, yolda yürürken elini tutmanız gereken bir canlı yoktur, arayıp sormadığınızda kapris yapanınız yoktur, kafanıza estiği anda istediğiniz yere gidebilirsiniz. aynı zamanda da rakı şişesinde balık olabilirsiniz, bardan toplanacak kıvama gelebilirsiniz, boş boş dünyaya bakabilirsiniz, hayatınızın içine edebilme lüksünüz vardır.