az önce farkettim ki bu şarkı benim düşünsel sistematiğim ile yazılmış. zihinsel düşünce sürüçlerim bu şekilde seyrediyor. önce her şey dağınık ve karmaşık. korkunç bir kafa karışıklığı ile sorunun ve dolayısıyla çözümün bütünselliği darmadağınık. bu durum önce beni bi bu problemin içinden nasıl çıkarız diye kara kara düşünmeye itiyor. haliyle her problem moralimi bozar, canımı sıkar. unutulmamalıdır ki; alphalar da düşer.
daha sonra yavaşta olsa puzzle ın parçaları hareket etmeye başlar. trompetlere ince ince gitarlar eşlik eder. dağınıklık yavaş yavaş toparlanır. ama gene bir anlamı yoktur. sadece artık dağınık durmuyordur. fakat derli toplu olmalarından dolayı resim gözümün önünde belirir.
ana tonları yakalayıp, böyük resmi görmeye başlayınca, yeğenim, herşey birden hızlanır. bir dikişin iplerinin çözülmesi gibi her düşünce, her tasarı, her fikir hızla yerine, bu sefer olması gereken yerine hareket eder. bu sırada beynimde bir havai fişek gösteri olduğuna eminim. eğer beynimin elektromanyetik dalgalarının frekeansları ölçülse kafamın içinin bir patlama yaptığı görülür. yazıyorsam kalemim hızlanır. konuşuyorsam kelimelerim hızlanır. çiziyorsam darbelerim hızlanır. görüyorumdur artık. ve elekro gitar artık nihayet girmiştir.
ve düşüncenin son nefesini verdiğimde, bütün sesler yerini derin bir huzura bırakır.
olm bunlar adamı hüzünlendiriyor sanki çocukluğumdan kalma bir pazar öğleden sonrasına götürüyorlar beni. yalnızca vakit geçirdiğim bahçede toprakla oynadığım ne mutlu ne de mutsuz , buz gibi bir pazar günü gibi...
( beirut - the rip tide )
neden bu kadar güzel şarkılar yaparlar merak ettirir. sabah kalktığımda , duşa girdiğimde , işyerimde , gittiğim yerlerde çalıyorlar. iyiki varlar varolsunlar.
28 Mayıs konserinin gerçekleşmiş olması lâkin keyifli olduğu kadar kısa sürmüş ve dinleyiciyi hüzünlü bir şekilde bırakıp gitmiş olan yine de hâlâ hayran olduğum çok sevgili grup.
2007'den beri takip ettiğim müzik grubu. gencecik yaşta dünyayı gezerek müziğini oluşturan Zach Condon'un bir projesi olarak da görülebilir.
genelde balkan ezgileri temelinde müzik yapmalarına rağmen tüm dünya müziklerini toplayıp getirmiş gibi her şarkıları. sakin bir huzur, bazen de hüzün kokar eserleri. genelde bakır üflemeliler, akordion, piyano öğeleri içeyor şarkılar. ülkemizde benim de gittiğim 2 konser verdiler son yıllarda. en bilinen eserleri elephant gun, postcards from italy sanırım.
daha önce dinlemediyseniz kesinlikle dinleyiniz, The Flying Club Cup isimli 2007 çıkışlı albümlerini baştan sonra dinleyiniz. keyifli dinlemeler...
bir arkadaşım sayesinde tanıştığım eşsiz grup. Eşsiz çünkü onları diğer gruplardan ayıran farklı müzik ezgileri barındırıyor eserleri. genellikle soft müzik yapan bu grup moraliniz iyi olduğunda da kötü olduğunda da dinleyeceğiniz türden fakat ben ne zaman dinlesem hüzünlenirim o ayrı. daha önce bu grubu nasıl keşfetmedim diye kızabilirsiniz kendinize o yüzden hemen keşfedin.
the rip tide şarkısının da rimelleri akmış silinmeyi bekliyor bak.