sık sık beşiktaş çarşısında rastlanırdı necatigil' e. birinci sigarasını asla ağzından düşürmezdi, serserilerle sohbet eder, çocuklarla şakalaşır, sürekli şiir yazardı.
şiirlerinin buhranla dolu gecelerde, kabuslarının sözcüsü olduğunu dile getirendir. onun şiirlerinde mutluluk pırıltılarının üstü kapalıdır. *
Çoklarından düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca.
Ya büyük şehirlerin birinde
Geziniyor kalabalık duraklarda
Ya yurdun uzak bir yerinde
Kahve, otel köşesinde
Nereye gitse bu akşam vakti
Ellerini ceplerine sokuyor
Sigaralar, kâğıtlar
Arasından kayıyor usulca
Eğilip alıyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.
Ya da yalnız bir kızın
Sildiği dudak boyasında
Eşiğinde yine yorgun gecenin
Başını yastıklara koyunca.
Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
En çok güz ayları ve yağmur yağınca
Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
Uzanıp alıyorum kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.
Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
Akşamlara gerili ağlara takılıyor
Yaralı hayvanlar gibi soluyor
Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
Yollar, ya da anılar boyunca.
Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca.
--spoiler--
ben kendini kendisi ve çevresinden uzakta tutabilen, sadece kelimelerin saltanat ve sefasını sürmek isteyen sanatçıları her zaman yadırgamışımdır. usta şair iseler hayranlık duymuş, ama hiçbir zaman içten sevememişimdir. bu şelikde, kendimi ve zamanımı hiçe sayan bir sanatçı olmaktansa, eserlerinde çağından kopmamış, çağının gölgesini satırlarda sürüklemiş bir sıra adamı olmayı tercih ederim. Mallerme'nin sözü doğru tabi; şiir duygulardan değil, kelimelerden doğar. ama seçtiği kelimelere şair kendinden ötede, uzakta, bağımsız; gündelik yaşantılarından, saplantılarından kopmuş, boşlukta bir dünyayı değil; katıldığı, çekim alanı içinde bulunduğu şeyleri koyacaktır. şairin sadece bir hüner olduğunu sanmıyorum.
--spoiler--
16 Nisan 1916 tarihinde istanbul'da doğdu. istanbul Yüksek Öğretmen Okulu'nu bitirdi (1940),Kars Lisesi'nde başladığı edebiyat öğretmenliğini istanbul Eğitim Enstitüsü'nde (1960-Ekim 1972) sona erdirdi. 13 Aralık 1979 tarihinde öldü, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda gömülü.ilk şiiri lisede öğrenciyken, Varlık dergisinde çıkmıştı (Ekim 1935). Şiirde kırk yılını, doğumundan ölümüne, orta halli bir vatandaşın, birey olarak başından geçecek durumları hatırlatmaya; ev-aile-yakın çevre üçgeninde, gerçek ve hayal yaşantılarını iletmeye, duyurmaya harcadı. Arada biçim yenileştirmelerinden ötürü yadırgandığı da oldu, ama genellikle, eleştirmenler, onun için, tutarlı ve özel bir dünyası olan bir şair dediler.
ESERLERi
Şiir kitapları:
Kapalı çarşı (1945), Çevre (1951), Evler (1953), Eski Toprak (1956), Arada (1958), Dar Çağ (1960), Yaz Dönemi (1963), Divançe (1965), iki Başına Yürümek (1968), En/Cam (1970), Zebra (1973), Kareler Aklar (1975), Beyler (1978), Söyleriz (1980).Sevgilerde (1976) son üç kitabı dışında, öncekikitaplarından seçmelerdir.
Düzyazılarından bazılarını Bile/Yazdı (1979) kitabında topladı.
Almancadan çevirileri de olan Necatigil radyo oyunları da yazdı, bu alandaki çabalarını Yıldızlara Bakmak (iki oyun, 1965), Gece Aşevi (beş oyun, 1967), Üç turunçlar (altı oyun, 1970), Pencere (dört oyun, 1975), kitaplarında topladı.
Edebiyatımızda isimler Sözlüğü (1960) ile 220 Türk yazarından 750 roman, hikaye kitabı ve oyunun konu özetlerini veren Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (1979), onun, öğretmenlik mesleğine ilişkin, ek çalışmalarıdır.
Eski Toprak ile 1957 Yeditepe Şiir Armağanı'nı Yaz Dönemi kitabıyla da Türk Dil Kurumu 1964 Şiir Ödülü'nü kazandı.Hilmi Yavuz ve Ali Tanyeri'nin hazırladığı Bütün Eserleri Cem yayınevi tarafından basıldı. (I, 1981; II-III, 1982; IV-V, 1983; VI, 1984; VII, 1985). Mektuplar'ı (1989) yayımlandı. Çeviri şiirleri Yalnızlık Bir Yağmura Benzer adlı kitapta toplandı (1984).
Bütün eserleri Yapı Kredi Yayınlarınca yeniden yayınlanıyor.Ölümünden sonra ailesi tarafından konulan Necatigil Şiir Ödülü 1980'den beri verilmektedir.
turk sair. döneminin garip ve toplumcu gerçekçi şiir akımlarına rağmen daha çok bağımsız bir söyleyiş özelliği gösterdi. çok sayıda radyo oyunu ve çevirileri de bulunmaktadır. beşiktaş semti insanıdır. bir süre yıldız teknik üniversitesi bünyesinde 'türkçe' okutmanlığı görevinde bulunmuştur.