Şairdir. Sevilendir. Gece gece aklıma birini getirendir. Bu şairi okuyunuz. Sevgilerde şiiri platonik aşklara gelsin burada zaten çok paylaşılmış bir de ben koymayacağım. Bu gece "akşam şiiri" diye eserine denk geldim bu sayfalarda. Sevgilerde ye zaten bayılırdım en sevdiklerimdendir. Bir de üstüne bu akşam tam oldu ha. Huzur içinde uyusun yazar. Halk ağzıyla, bizim sözcüklerimizle konuşuyor şiirlerinde. Sanki bizden biri çıkmış duygularımıza tercüman oluyor. Birkaç şiirinde buna rastladım. Sevdiklerini ah ah nerede o... Diye Özleyenlere de benden akşam şiiri gelsin.
Yolcu vedalaşmayı bilecek
Ne kısa tutacak ne lüzumundan fazla uzatacak
Onu başka bir kanaatle aldatmaktan geçer bir fikirle vedalaşmak
Yolcu vazgeçmeyi bilecek, kendisinden bile
Yoksa gölgesi boyunu aşar.
(bkz: sevgileri yarinlara biraktiniz) gibi anlamlı bir şiiri de vardır.
adı pek duyulmamıştır. Bazı kişiler*ce gereken değeri görmediği düşünülmektedir.
bugün, yani 13 aralık, erdal eren ve oğuz atay ile birlikte ölüm(?) yıldönümüdür üstadın. kendisine yine kendi şiiri olan ''önsöz'' ile sesleniyorum, elbet duyacaktır.
hulyalariyle yaşardı,
bir behçet necati vardı.
gece yarılarında, sokakta
kâğıda birşeyler yazardı.
şairliğinden yadigâr
bu yeldeğirmenleri kaldı.
kendisi edebiyat öğretmeni olup, şairlikte de uğraşmıştır. şiirleri o kadar naiftir ki. ayrıca veremden ölen 2 şairimiz muzaffer tayyip uslu ve rüştü onur'un da edebiyat öğretmenleridir. böyle büyük insanların kelebeğin rüyasından sonra tanınmış olması beni her ne kadar üzse de, çok değerlidirler.
''şiir beraber söylenen solo şarkılardır'' demiş ve ''ee ne dedi bu şimdi'' bakışlarına maruz kalmış über aşmış sol kanat oyuncusu , şaka lan , şair amk. sürekli iti köpeği falan anlattığı için ''Dar çevre şairi'' olarak adlandırılmıştır.
eserleri
şiir: kapalı çarşı, çevre, eski toprak, evler
düzyazı: bile/yazdı
radyo oyunları: yıldızlara bakmak, gece aşevi, üç turunçlar, pencere
1916 yilinda Istanbul'da dogdu, 1970'da Istanbul'da öldü. Yüksek Ögretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyati Bölümünü bitirdi. Liselerde ardindan Istanbul Egitim Enstitüsü'nde edebiyat ögretmenligi yapti. Orta sinif insanlarin basindan geçen olaylari ev- aile-yakin çevre üçgeni içinde anlatan siirleriyle tanindi. Siire bagliligini hiç dinmeyen bir coskuyla yasaminin sonuna dek sürdürdü. Ölümünden sonra bütün kitaplari Cem Yayinlarinca yeniden yayinlandi. Çok sayida radyo oyunu, çevirileri bulunmaktadir. Ayrica hazirlamis oldugu 'Edebiyatimizda isimler sözlügü' isimli kitabi ölümünden sonra da sürdürülmekte olup kaynak bir basvuru kitabi olma özelligini hala korumaktadir. Ölümünden sonra adina konulan siir ödülü, günümüzde en önemli siir ödüllerinden biri sayilmaktadir. Siire basladigi dönem, Garip akiminin etkin oldugu bir dönemdir. Yine toplumcu gerçekçi siir olarak adlandirilan akimin da etkin oldugu bu dönemde söyleyis özelligi olarak bagimsiz kaldigi ve kendi söyleyisini yakaladigi kabul edilmektedir. Siir üzerine yazmis oldugu yazilari ölümünden sonra 'Bile yazdi' ismiyle kitaplastirilmistir.
16 nisan 1916 - 13 aralık 1979 tarihlerinde yaşamış cumhuriyet döneminin önde gelen şairlerinden olduğu gibi, şiir, öykü, roman ve oyun çevirileriyle de çeviri edebiyatımızı zenginleştirmiş yazar.