yılların şubecisi bi başkomiser "böyle bir şey olamaz" demiştir ve evet doğrudur yıllar önce emekli olmuştur ama hikaye anlatmaya gerek yok. 10 yılda bi teşkilata atken it oldu diyemezsiniz. sizin söylediğiniz bu anlama gelir zira... eğer bundan 10 yıl sonra bu teşkilatta bi memur bi başkomiseri arayıp telefonda "ecdadını sikerim" diyebilirse, istihbaratçı da olsa ağzına sıçmazlarsa gel yanıma.
şubede hatun için birbirine giren genç polisler... doğru bu tipleri 5 dk durdurmazlar şubede. bilenler bilir. o ne lan öyle!
- ara lan yavşak başkomiserini!
- sen misin lan o yavşak. senin varya ecdadını... saate bak lan! 5 dkya aldırıyorum lan.
nedir bu yetenekli yeteneksiz, yakışıklı veya güzel olan gençleri dizilerde oynatma isteği. Ben sömürüldüklerini düşünüyorum. zira zamanında esen bbg fırtınasıyla herkes diziler çekti, kliplerde oynadı, albüm yaptı şuan aklımızda hiç birşey de kalmadı. Survivor hakan'ın çok büyük bi hayran kitlesi olduğunu biliyoruz. Çocuk yakışıklı da çocuk o para için kabul etmiştir bu teklifi, teklifi yapan ise onun kitlelerini diziye aktarmak için. Aslında harun için de aynı şeyi söyleyebiliriz ama en azından Harun dizi sektöründe olmasa da çoğu sektörde tecrübeli ve artık çakal olmuştur. Dolayısıyla belki seveceğim bu ankara polisiyesi dizisinin ilk bölüme dün büyük bir ön yargıyla başladım. Umarım iyi birşeyler çıkar.
"yani ya asker olacaktın ya da polis" sorusu ile karşı karşıya kalan başrol oyuncusunun "egemen sınıfların çıkarlarını korumakla geçti hayatımız" şeklinde bir cevap verdiği dizi.*
alışılagelmiş istanbul dizilerinden sonra bi garip gelen dizidir. atakule ve çevresinden çıkmıyolar anlaşılan, bari gölbaşına neyim gitseler iyice acıyorum kendime sonra.
daha izlemememe karşın diyebilirim ki arka sokaklardan çok daha iyi bir dizi. özellikle çatışma sahneleri arka sokaklarla kıyaslandığında çok gerçekçi gözükmekte.
dün gece hiç üşenmedim, erinmedim neydir ne değildir bir izleyeyim dedim. resmen saçmalamışlar. polis değil mübarek mahalle kabadayıları her biriç. gereksiz, ömrü az olan bir diğer dizi.
survivor reklamlarında denk geldiğim kadarıyla söyleyebilirim ki, konu biraz kopuk gibidir. sanki tam bir bütünlük, akıcılık sağlanamamış gibi geldi bana.
aslında bunu izleyemeliyim dediğim dizilerden biriydi ama, hevesim kaçtı sözlük.
Polis merkezindeki hanim kizimizin kapali duran bilgisayar ekranini ve behzat c. Nin kendisine 'bakma calis kizim' dedikten sonra ayni ekrana bakip klavyede yazi yazmaya baslamasini gordukten sonra kanali jet hiziyla degistirmeme neden olmustur. Artik bu tur hatalar gormeye dayanamiyorum sanirim.
erdal hocam varsa sorun yoktur. bıkmıştık arkadaş yok boğaz manzaralı yalı daireleri, yok nişantaşı görüntüleri falan. ankara sokakları ne kadar yakışmış.
odamdaydım ve salondan gelen sesler üzerine dikkatimi çeken dizi. "la bebe gel la buraya" memleket hasretiyle zaten yanıp tutuşurken alışagelmiş dizi diyaloglarından farklı bir dizi olmasıyla dikkatimi çekti, bu dizi tutar arkadaş en son trt de bizimkiler izlemiş bir birey olarak beni ekrana bağladıysa gelecek var bu dizide.
edit:bizimkiler dışında lost ve how imet your mother izledim.
darkness boy gile istanbul'dan misafirler gelmiştir. gelen misafirler bir sohbette; "şu şu dizinin şu şu sahnesi bizim orda çekildi", "şu şu dizideki şu oyuncu bizim karşı binada oturuyo"... gibi söylemlerde bulunmuşlardı. bundan hayıflanan darkness boy: "bizim buralarda niye dizi çekilmiyo?", "biz niye tanıdık mekanları televizyonlarda göremiyoruz?" demişti kendi kendine.
ve günler sonra işte o geldi: "behzat ç bir ankara polisiyesi"
tv de tanıtımlarını görünce; "sonunda dualarım kabul oldu. şükürler olsun." demiştim. atakule civarı, sıhhıye'deki hitit güneşi(bildiğin geyik işte), adalet sarayı, 06 lı plakalar... aman allahım! onlar da* benim bastığım yerlere basıyorlar, benim dokunduğum yerlere dokunuyorlardı... ne büyük sevinç, ne büyük gurur, ne büyük hazdı bu. duygularım coşkun bir ırmak gibiydi. *yatağına sığmıyor, dolup taşıyordu.
tüm bu hissettiklerime rağmen dizinin sadece birkaç dakikalık bir bölümünü izledim. pişman değilim. yine olsa yine yaparım.