sadece ankaralılar tarafından değil Türkiyenin dört bir yanındaki izleyicilere kendini sevdirmeyi ve hatta kalplerinde taht kurarak uzun süre dillerden düşmeyecek bir efsane bir seri olabilmeyi başarmış nadir Türk dizilerindendir.
Yeni sezonu harika devam ediyor. Haftaya salı sezon finali olacak. 6. Sezonu da yaza doğru çıkar.
uzun yıllar önce saçma sapan nedenlerden dolayı ayrıldığınız ama hâlâ sevdiğiniz biri vardır hani. yıllar sonra kader sizi bir şekilde tekrar bir araya getirir ve o boşa geçen yılların da verdiği tutkuyla daha çok seversiniz onu. bir daha hiç kaybetmemek istersiniz. Çok daha şiddetli aşık olursunuz. behzat ç. de tam anlamıyla budur. 14 senedir hayatımızda. Umarım uzun yıllar daha devam eder.
Tanım yaptığımıza göre 5. Sezonu (blue tv 2.sezonu) çekiç ve gül'ün sezon finali bölümünü izledim dün. Bundan sonrası spoiler.
5.sezon 8.bölüm
-spoiler-
Eskinin tadını tabi ki veremez ama gayet müthiş bir sezondu. Sadece finali biraz yavan kaldı. Karmaşıklığı geçtim, çok iyi şekilde yapamamışlar sezon finalini. Daha çarpıcı olabilirdi. Akbaba'nın müthiş sahnesi hariç, akılda kayda değer bir şey kalmadı. Behzat amirin yaşadıklarının bir kısmını halüsinasyona bağlayabilirler. Şule öldü mü, hayal miydi bilmiyorum. Son sahnede hastenede şule tekerlekli sandalyedeydi ama galiba alzheimer yazısı vardı bi Kapıda. Amirim hasta olup da onu ziyarete gelmiş de olabilirler ama çok kötü olur bu. Yeni sezonda bakacağız artık.
Eylül ekim gibi gelecekmiş diğer sezon
-spoiler-
Bu dizinin en tırt tarafı içindeki dergici solcular mıydı, yoksa bu solcuların tırtlığını göstermeleri mi diziyi çok iyi yapıyordu buna tam karar veremesem de bahar ve şurekası en kıl olduğum yanıydı açık ara.
Bence insanların şucu bucu olması da sorun değil. Nasılsa herkes x oldum demekle olabiliyor bu hayatta. O yüzden sıkıntı yok.
Ama roman bakımından değil de dizi bakımından konuşursak aslında gerçek sol karakter hayalet’ti. Akbaba da bir nebze olabilir ama geçmişi ve görüşleri bakımından bence emrah serbes bile hayalet olabilir.
Onun dışında dergici tayfaya dönersek her fırsatta kendi sözümona yoldaşları olan kadınlara asılmaları, cinsellik beklentisine girmeleri, sponsorluk lafını duydukları gibi en ağa kapitalist karşısında sevgi kelebeğine dönüşmeleri ve yaşadıkları küçük burjuva hayatına karşın çocuklarının adını ulaş falan koyunca vicdan rahatlatmaları gibi detaylar enfestir.