harun polis'in özgün türk polisi olma ihtimali. oyuncu mehmet esen'in takipçi şahış olarak kadroya dahil olduğu gözden kaçmamıştır severek izliyorum. sonradan gelen edit; şule karakterine birebir benzeyen bir hanım kız arkadaşım var, bu şule onun biraz akıllısı diyebilirim. iç ses; çok renkli bir hayatım var sözlük.
--spoiler--
bölümün başından beri takipçi konumundaki kişiye değinilmemiş, bir sonraki bölüme bağlantı amacıyla arafta bırakılmıştır bu bölümde. kim lan bu demeden edemiyoruz haliyle.
harun bu bölümde de kırıp geçirmeden duramamıştır.
--spoiler--
gayet güzel devam eden dizi. öncelikle iki konuda mutluyum: birincisi cinayetleri kimin işlediğinin daha derinlikli olarak senaryoya aktarılması. bu diziyi izleyen hiç kimse cinayetlerin arka sokaklar'daki gibi basitçe ve olayların akışında çözülmesini istemez. hala yeterli derinlikli cinayet senaryosu yok ama zamanla oturacaktır. senaristler de sakın ola "halk anlamaz, kompleks cinayetler ağır gelir bizim halka" basitliğine girmesin. bu diziyi izleyen kitle anlar, merak etmesinler.
ikinci sevindiğim nokta her bölüm ayrı bir cinayet incelenirken arka planda da ana konunun işlenmesi ve her bölümde üzerine bir şeyler konması. buna karakterlerin daha yakından tahlilleri ve hayat hikayeleri de eklenince seyir zevki yüksek bölümler ortaya çıkıyor.
ayrıca bu bölümün geçen bölümkü kadar komik olmaması oldukça isabet olmuştur. her ne kadar bir önceki bölüm efsane olsa da komiklik oranı, cinayet dizisi için biraz fazlaydı. bu haftaki bölümün depresifliği o açıdan güzel oldu bence.
şimdi bu dizide benim anlamadığım bir durum var bu sansür olayıyla ilgili.
lsd sözü geçtiği zaman bipliyorsun. niye bipleniyor onu da anlayabilmiş değilim gerçi ama madem sansürleyeceksin düzgün sansürle la! bazı yerlerde bipleyip bazı yerlerde biplemeyince komik oluyor.
ayrıca sanki türk izleyicisine fazla gibi bu dizi. bu yüzdendir ki üzülerek söylüyorum ama fazla uzun sürmeyecek gibi görünüyor. hastasıyız o ayrı...
serdar akar ın var mısın yok musun hakan ı diziden ne zaman çıkaracağını merak etmekteyim. zira, onu dizide her gördüğümde; sona ayırdığım en güzel kirazdan çıkan kurtçuk travması yaşamaktayım.
pilot bölümünü henüz izlediğim ve aşırı beğendiğim türk dizisidir. polisiye başarısızlıklarımızdan sonra ilaç gibi gelmiştir valla.
ayrıca behzat'ı oynayan erdal beşikçioğlu'nu gerçekten tebrik etmek lazım, adam döktürdü.
--spoiler--
babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum. bazen öyle olur, her şey üst üste gelir. polis olmasaydım katil olurdum. çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir. binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm. seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım, seninle o gün barıştım. şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var. şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var, tüm çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi. acılarımız da birbirine benziyor artık kızım, birbirine benzeyen parmaklar gibi ama herbirinin eşsiz bir izi var. bazen gözlerim doluyor karanlıkta. ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde hiç susmuyorsun, ağlamama asla müsade etmiyorsun. her şey affedildi babacık diyorsun. hiç ayrılmayacağız diyorsun. keşke hep yanımda olsaydın diyorum öyle konuştuğunu duyunca. bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz diyorsun sen bana. ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım. cesetler de benzemez. ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman. koşan atlar, düşen atları hatırlatır. yağmur yağar, durulur, tekrar başlar. yanlış yolda yürümek, doğru yolda beklemekten iyidir. beşikten mezara kadar. karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. yalan mı söylüyorum sana? affet beni kızım, affet. bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı ki kızım.
--spoiler--
sırf şu başlangıç bile yetmiştir. başka söze gerek yok.