bugün

artık soundtrack albümünün çıkması gereken aşmış dizidir.
Şule lan...
1. sezonunda 1 bölüm bile izlemediğim dizi. sözlükteki arkadaşlarım bu kadar methediyorlarsa vardır bir bildikleri dedi ve dün akşam bir kısmını izledim. oldukça hoş sahneler vardı. özellikle bir sahne beni koparttı:

behzat amirin hiç konuşmamasından dolayı harun şöyle der:

-ya amirim bi konuş, bi he de bi ha de ne bileyim heaaaa gibisinden bir şeyler söyle.

arkadan hayalet:

+harun senin ağzının yayını sikeyim.
sanal mecmua da herkesin konuşmasına rağmen reytingleri düşük gelmiştir.
sadece sözlük, forumlar, facebook, twitter üzerinden takip edenlerin oranı ile yüzde 10 payına çıkabilmiştir.

yapılması gereken diziyi netten değil tv den takip etmektir.
eğer ki dizinin devam etmesini istiyorsak bunu yapmak zorundayız. kapatın sanal alemi geçin tv başına yoksa en büyük keyfilerimimizden birisi sona erebilir.

bir de kime sorsan ben izledim diyor ama yüzde 90 ını o an başka şeyler izlemiş. bu bana şu çağrışımı yapıyor. "ben akp ye oy vermedim vermem.. iyi de yüzde 50 yi kim verdi lan. "
yeni sezona bomba gibi girmiş olan dizimiz. ancak bunu reytinglere yansıtamamıştır henüz. ilk bölümünde 16. sırada kalması biz behzatkolikleri hafif üzmüştür ama biliyoruz ki çoğunlukla internet üzerinden izlenmesi reytingleriş etkilemiştir ayrıca star'ın diziyi yeni sezonda saat 22'de yayınlamasıda ayrı bir konu, ama buna ilk hafta münasebeti diyoruz önümüzdeki bölümlerden itibaren hele de ercüment çözer falan işin içine girince yine katlayacaktır reytingleri dizimiz.
dün gece ikinci sezonun ilk bölümünü izledik. ve bence temposundan hiçbir şey kaybetmemiş. emeği geçen herkese tek tek teşekkürler.

--spoiler--
* erdal beşikçioğlu tek kelime konuşmadan, sadece mimikleriyle oyunculuğunu konuşturdu. ve kendisinin türkiye'nin en iyi erkek oyuncusu olduğu kanaatindeyim. şahaneydi. behzat ç. 'yi iyice delirtmişler bu sezon. son hafriyat kitabındaki gibi bir suskunluk söz konusu ama burada behzat'ın suskunluğunu çözen şey berna'nın mezarını görmesi olmayacak, bu belli.

* hayalet ile akbaba'nın diyalogları yine güldürdü.

* harun'un kilo vermesi ailesiyle yaşadığı sorunlara bağlanmış. hayalet "kışın toparlar o" dediğine göre acaba kışın yeniden kilo mu aldıracaklar biraz? ama çocuk oyuncağı değil ki canım bu. bilemedim.

* harun'la eda arasında bir yakınlaşma yok fazla. aman olmasın da. çemçük ağızlı eda'yı harun'cuğumun yanında görmek istemiyorum. *

* tekin'in ölümünün sanırım ercüment çözer 'le bir alakası var.

* normalde şule'den nefret ediyordum ama bu bölüm onu görünce o kadar üzüldüm ki... yazık o da haklı aslında. annesi ölmüş, babasını hiç tanımamış. onu bırakıp giden bir adam olarak biliyordu onu ta ki behzat'ı tanıyana kadar. boğazına dayadığı cam parçasıyla ağlaya ağlaya görünce üzüldüm. küçük berna da bu olaydan beri babasına küs. behzat şule'ye sarıldığında attığı küskün bakışlar ve behzat'ın o murat denen adama silah dayadığı zaman ortaya çıkıp "vur babacık, öldür" demesinden anlıyoruz bunu.

* ayrıca bir soru: bunu hep merak ettim. mesela eda'ya bir ad veriyorlar araştırsın diye. "ahmet ince" atıyorum. eda o kişinin o "ahmet ince" olduğunu nereden bilebiliyor? türkiye'de bin tane "ahmet ince" vardır. hani tek bir insan değil ki bu?
--spoiler--
dün akşam ev arkadaşımın o ses türkiye yi izlemesinden dolayı izleyemediğim dizi.ya tek başıma eve çıkıcam ya da yeni bi tv şart kıç kadar odama.
o duvardaki böcek neydi lan öyle tamam adam sanrı görüyor ama üçüncü sınıf efekt gibi sanrı mı görülür.yapmayın bunu daha iyisini yapabilrisiniz.
(bkz: yapmayın çocuklar bu dakikalarda olmaz)
yeni sezona farklı bir şekilde başlamıştır. biraz daha derin, düşündürücü ve sorgulayıcı tabi anlayana...
pazar gecesinin anlamıdır, huzur verir insana.
--spoiler--
başka bi yerde gördüğüm için yazıyorum, leyla ile mecnun'da da bir bölüm boyunca mecnun konuşmamıştı. zaten behzat ç ile ikisi kardeş dizi. böyle bişey düşünmüş olabilirler.
--spoiler--
yeni sezonu beklememe değen bir bölümle geri dönmüş dizidir.

öncelikle erdal beşikçioğlu nasıl bir oyuncu olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir, adam resmen konuşmadan bir bölümü bitirdi ve konuşsa ancak bu kadar iyi olurdu zaten.ruhsal sorunu olan bir karakteri çok iyi canlandırdı. ve sanıyorum ki bir kaç bölüm daha konuşmayacak, onun konuşmasını ne sağlayacak çok merak ediyorum doğrusu.

gelelim yeni bölüme... yine meraklanmamıza neden olacak bir sürü hadise vuku bulmuştur. en çok da tekin komisere üzüldüm.

bir kaç eleştiri yapacak olursak; tekin komiserin karısı rolünü pek iyi yapamadı sanki.

şevket olmasa bu bölümde neye gülerdim bilmiyorum*
harun' a helal olsun o kadar kiloyu nası verdi. annesine de sinir olmamak elde değil, bir gün inanmayacak harun babası ölecek falan harbiden ama harun inanmayacak.

hayalet ve akbabanın muhabbetleri bi tane zaten.

aklıma takılan iki şey var:
1-hemşire o bilgiyi vermek için neden harungili hastaneye çağırdı ki?
2-cenaze töreninde hayalet neden resmi üniforma giymemişti?
Senaristlerin sağlam olmasından dolayı her lafın her olayın sonunda mantıklı olayların ve anlamların çıkmasını düşünürsek 1. sezonda Şevketin 3 kardeşmişiz ama ölmüş gibi bir lafından sonra bu sezon 3. kardeşin ortaya çıkmasını beklediğim dizi.

Not: ratingler sınırda 10.sıralarda 20 lere düşerse kalırız ortada cihazbağlı olanlar lütfen starı açsın.
pazar günleri her zaman iç bunaltırdı. ne biliyim ertesi gün okul olurdu.şahane pazar eşliğinde annelerimiz önlük ütülerdi falan sevmezdik işte. sağ olsun amirim bize pazar günlerini sevdirdi.
arkadaş daha öncede demiştim yine söylüyorum. bu harunun anası çok tehlikeli kadın. nası eve getiriyor her seferinde çocuğu. kadın ekran başında beni bile kandırdı ya,sonuncusunda ben bile inandım kadına. ne pis şeymişsin sen ya. çocuğun aklını çıkarttın.
hele harunun o evin içerisinde annesine yalvarır bakışları eşliğinde, oğlum aç mısın bişeyler getiriyim mi lafları yok mu, sanki az önce telefonda ağlayan o değildi.
Her 10 ve katları bölümlerinde sinema keyfi veren dizidir. Sabırsızlıkla bekliyorum ki...
Bu hafta 40. bölüm.
kendisi türkiye'de ki gelmiş geçmiş en kaliteli, en sürekleyici, en heyecanlı, en doğal, en samimi ve en komik dizidir. erdal beşikçioğlu'nun adeta oyunculuk şovu yaptığı dizidir. yeni sezonun ilk bölümüne gelicek olursak; her zaman ki gibi çok iyilerdi. ercüment ilerde yeniden dizide rol alıcak gibi. ha bir de behzat dizi boyunca hiç konuşmadı ya la.
(bkz: müfik ç)
kötü oyuncu seçimi neticesinde son derece yapay oyunculukların sergilendiği, hatta bu başarısızlığı ekrana rahatsız edici bir düzeyde yansıtan bir dizi behzat ç. alkolik, pejmürde, uzun saçlı ve melül gözlü bir komiser yaratmışlar ki insan görünce kolluk kuvvetlerinden tiksiniyor. buradan yapımda ve yayında emeği geçenlere sormadan edemeyeceğim. bundan sonra ne projeniz var? uşaklı şnorkel takmış pembe saçlı punkçu bir otobüs şoförünün lama çiftliğinde paralel bar olimpiyat elemelerine hazırlanışının öyküsü mü? bence behzat ç rolünde alp kırşan oynamalıydı. cast seçimindeki başarısızlık işte.
sosyal medyada en çok reklamı yapılan dizi ammaaa reytinglere gelince iş değişiyor. muhtemelen izleyicilerinin birçoğu da bu yüzden tercih ediyordur bu diziyi. elit olmanın cazibesi mi desem ne desem.
son bölümde kafama takılan bir nokta var. şimdi behzat reyis tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı yani adli soruşturma devam etmekte. behzat reyis sanık konumunda. bildigim kadarıyla adli soruşturma sonlanmadan önce memurluga geçiş yapılamaz ama behzat reyis geldi, çalışmaya başladı, odasının duvarını bile boyadı.
(bkz: tespit sıçmak)

edit: grotesquee uyardı. salıverilmiş reis.
"seni kalbime gömdüm" filmindeki oyunculuğuyla çoğunluğun gözüne girmiş, fakat bir o kadar da maço ve alkolik olması her cümlesinin sonuna "lan veya len" yerleştirmesiyle belirli bir kesimin gözünden düşmüştür.
yeni jeneriği pek hoş;

http://youtu.be/fK517UvBVw0
herkesin, izleyip anlayamayacağı dizi. buyrun, sizi "arka sokaklar" a alalım...
tehlikenin farkındamısınız;

dizide değişen kameraların ve çekim şeklinin seyir keyfini değiştirdiği,bu diziyi içine sindirmiş olan insanlar için biraz karşılanabilirde önemli olan o değil.

mekan değişiklikleri;

vakti zamanında yılmaz erdoğan'ın kendisinin düştüğü hataya düşmek üzereler gibi, gece kondu çocuğu dublex eve çıkınca bir garip karşılanmıştıki, bunu yılmaz erdoğan kendiside diyordu. mükremin karekteri gecekonduda salondaki çekyatta sevildi, o samimi halleri babasından kaçmak için arka camı kullanan insan. aynı viranede çay bardağından rakı içen, radyodan türkü dinleyen akbabuşun zorunlu ev arkadaşları gibi. masa temizlemekle uğraşmmak için masaya gazete seren insanlar gibi. harun'un ortaya atıp, hayaletinde onayladığı herkesin kendi odasının olduğu ortak paylaşım alanlı ev garipsenebilir. cinayet büronun yerinin değiştiği gibi. ayrıntıları ile sevilen dizinin ayrıntılarındaki samimiyetler değişmez umarım.
yeni fragman geldi haaaanım.

http://www.startv.com.tr/...nkara-polisiyesi-108.html

--spoiler--
ve behzat konuşur.
(bkz: sskl)
--spoiler--